Bir Garip Şair: Orhan Veli
Hece şiirinin miadı henüz dolmamış olsa da genç şairler arasında kıvranmalar sürmektedir. Yeni şiirin eşikte olduğunu sezen şairler bu yeniliğin ne olacağını ve kimden geleceğini beklemektedir. Serbest şiir Nazım Hikmet süzgecinden geçmiş fakat aradığını tam olarak bulamamıştır. İmge hece şiirinde kalmış, serbest vezin ise düzyazının anlatımcılığına bulanmıştır. Serbest şiiri imgeye ve yeni ritmine kavuşturmakta tam anlamıyla başarılı olduğunu söyleyemesek de onu temizlediğini iddia edebileceğimiz Orhan Veli, bugünlerde ilk Garip denemesini cebinde taşır. Yolda karşılaştığı arkadaşı Oktay Rifat’la ilk denemesini –ki bu aslında bir çeviriydi- paylaştığında ilginçtir ki Oktay Rifat da kendi ilkini arkadaşına gösterebilmek için cesaret aramaktadır. Bir garip tesadüf… İkisi de aradığını bulur. Artık Varlık’ta, aralarına Melih Cevdet’in de katıldığı bu garip gençlere ortak bir sayfa ayrılmaktadır.Türk şiiri, halkın zevkine hitap etmeyi şiar edinmiş bu genç şairlerle içine aldığı nesneleri/konuları genişletti. Şiiri, serbest nazımı kullanma aşamasında kürsü olmaktan kurtaran Garip, hayatta ne varsa yazdığına da onu koydu. Toprağı, taşı, sokaktaki kediyi, Baloncu Amca’yı, Süleyman’ın nasırını şiirine aldı. Bir garip şiir… Şiir, müzik ve resim apayrı sanat dallarıdır dedi ve sanatta birbirine geçişi reddetti. Kısaca şiirde ritim göz için yazılmalıydı; kulak için değil, ahenk için kafiyeden tümüyle kaçmalıydı. Kafiyeyi atmak, hece ritmini yıkmak, melâlin hükmünü kaldırmak, sınırları genişletirken şiirin içine aldığı her konuyu genişletmek amaç edinilmişti. Oysa Orhan Veli, reddettiği imgeyi şiirlerinde barındırıyor, melâlden kaçamıyor, hayatın acısına pekâlâ değiyordu. Yine amacı az ya da çok yerini buldu. Ya şiir? Serbest nazım düz yazının etkisinden kurtulamadı, üstelik estetik halkın beğenisine indirildi. Dahası şiir için ileride Orhan Veli de endişelenecekti.İnsan yaşarken neyle meşgul olursa ölümü de o meşguliyet üzere olurmuş. Alelâdeyi baş tacı eden ömür ölümde de ona sadık kaldı. Veli, belediye çukuruna düştükten bir gün sonra öldü. Bir garip ölüm…Türk şiirini getirdiği yer de ondan götürdükleri de tartışmalı olan şair, ardında bıraktığı şiirleri, izi ve poetik fikirleriyle hâlâ anılmayı hak ediyor. Bu nedenle Sanat Araştırmaları Merkezi Şiir Grubu Nisan ayı şiir programında, şairin poetikası, Modern Türk Şiirindeki yeri ve ona kattıklarına yer verilen değerlendirmeden sonra program için seçilen şiirleri seslendirerek Orhan Veli’yi andılar.