Cezayir Savaşı
Cezayir Savaşı 1962’de bağımsızlığını kazanan Cezayir’in bağımsızlık sürecini anlatmaya çalışan belgeselvari bir yapım. Fransa’nın sömürge ayaklarından yalnızca birisini temsil eden Cezayir, tüm sömürge ülkelerinde olduğu gibi mücadelesi sebebiyle ağır bir bedel ödemiştir. Filmi, Akif Emre ile birlikte seyrettik ve değerlendirdik.Akif Emre filmin söz konusu mücadeleyi gerçekçi bir dille anlattığını ifade ederken bağımsızlık sürecindeki çalışmaların, örgütlenmelerin Marksist bakış açısına göre şekillendiğine dikkat çekti. Bu noktada yönetmenin Marksist geçmişi dile getirildi. Cezayir’in bağımsızlık mücadelesinde dinin önemli bir yeri olduğu bilinmesine rağmen filmin özellikle ikinci yarısında –yani mücadelenin aktif olarak başladığı zamanlarda- bununla ilgili hiçbir vurgu yapılmamasının ilginç bulundu. Ayrıca filmin bağımsızlıktan dört yıl sonra Cezayir Devleti tarafından bizzat yaptırıldığı anekdot olarak eklendi.Gerçekçi anlatımın soğukkanlı film karakterleriyle bezendiği film, gerilim yükseltici müziğiyle kendine göre bir sinema üslubu yakalamış. Siyah-beyaz anlatım ve zaman zaman takip etmesi zor olan aksiyon sahneleriyle ortaya çıkan ritmik kurgu, filmin izlenirliliğine yönelik artı değerler şeklinde düşünülebilir. Fakat özellikle karakterlerden kaynaklanan ve filme hâkim olan soğuk atmosferi filmin geneline yönelik eksi bir değer olarak ifade etmek gerekir. Film bir bağımsızlık mücadelesi. Fakat bir Marksiste göre bir bağımsızlık mücadelesi. Mekân Müslüman bir karakterde iken, zaman Marksist bir karakterde yol alıyor. Zaman ve mekân birlikteliğini şiar edinmiş sinema söz konusu olunca da ortaya fark edilmesi zor denklemler çıkıyor. Ayın Filmi programı da bu denklemlerle ilgileniyor zannımca.