İslâm’ın Kritik Çağında Bir Devlet ve Bir Melik: Eyyûbîler ve Melik Eşref (1200-1237)

Paylaş:

Türkiye Araştırmaları Merkezi, Tez/Makale sunumları başlığı çerçevesinde gerçekleştirdiği toplantılarının kırk sekizincisinde Önder Kaya’yı konuk etti. Kaya Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde hazırladığı “Eyyûbî Devleti Meliklerinden I. el-Eşref Muzaffereddin Musa Döneminin Siyasî Tarihi (597/1200-635/1237)” başlıklı yüksek lisan tezini bizlerle paylaştı.Eyyûbî Devleti, VI/XII. yüzyılın son çeyreğinden VII/XIII. yüzyılın ortalarına kadar geçen yaklaşık bir asırlık zaman diliminde Ortadoğu tarihine damgasını vurmuş bir devlettir. Bu devlet Haçlılarla olan münasebetleri, doğuda beliren Moğol tehdidi karşısındaki tavırları, kuzeydeki en ciddi rakibi olan Anadolu Selçukluları ile ilişkileri ve kendi içindeki feodal yapı itibariyle çeşitli alanlarda araştırma yapılmasını mümkün kılan bir konuma sahiptir. Ancak dünyada ve ülkemizde Eyyûbî tarihi ile ilgili pek çok husus hâlâ karanlıktadır. Konuğumuza göre bu durum, Eyyûbî tarihçiliğinin bünyesinde barındırdığı şu problemlerden kaynaklanmaktadır:1. Öncelikle Eyyûbî tarihçiliğinin popülaritesini kaybetmiş bir alan olması. Daha çok Selahaddin dönemi çalışılmakla beraber, daha sonraki dönemler gereken ilgiyi pek görmemiştir. XIX. yüzyıl sonraları ve XX. yüzyıl başlarında özellikle Mısır, Suriye ve Güneydoğu Anadolu’daki Eyyûbî eserleri üzerinde çalışmalar yapılmış, geçen yüzyılın ortalarından itibaren ise bu çalışmalar Claude Cahen, H. L. Gottschalk, F. J. Dahlmanns, R. S. Humphreys gibi araştırmacılar sayesinde siyasî ve kültürel tarih alanına da yönlendirilmiştir. Ayrıca Holywood’un Cennetin Krallığı gibi filmleri beyaz perdeye yansıtması, Batı’da oryantalistlerin boşalttığı bu alanı senaristlerin doldurduğunu göstermektedir. Ülkemizde ise Eyyûbî tarihi üzerine yaptığı araştırmalar ile tanınan Prof. Dr. Ramazan Şeşen Eyyûbî tarihçiliğinin öncülüğünü yapmıştır.2. Bu sahada Arapçaya vakıf olanların tarihçilik formasyonunun yeterli olamayışı ya da tarihçilik formasyonuna sahip kişilerin dil problemiyle karşılaşmaları.3. Yeni yetişen tarihçiler açısından bu sahayı çalışmanın, XIX. ya da XX. yüzyılı çalışmaya nazaran dezavantajlı oluşu.4. Ayrıca Eyyûbîlerin, İsrail, Lübnan, Suriye, Filistin, Türkiye gibi bölgelere dağılmış federatif bir yapıya sahip olmaları.5. Son olarak da bu sahayı çalışma alanı olarak seçen kişilerin, öncelikli olarak karizmatik bir kişiliğe sahip olması dolayısıyla Selahaddin Eyyûbî dönemini tercih etmeleridir.Önder Kaya’nın, tezinde bir Eyyûbî meliki olan Melik el-Eşref dönemini ele alma nedenleri arasında; Melik el-Eşref’in Urfa, Harran, Ahlat, Malazgirt gibi çok önemli merkezlere sahip olması, Selçukluların güneye doğru inmesinde etkili oluşu, 1230 yılında beş bin kişilik kuvvetiyle katılmış olduğu Yassıçemen savaşının gidişatında önemli rol oynaması ve Suriye’de sekiz yıl hüküm sürmesi yer almaktadır.Kaya’ya göre tezin konusunu teşkil eden Melik Eşref Musa ise, Eyyûbî melikleri içerisinde biyografisi en ilginç olanıdır. Selahaddin Eyyûbî’nin kardeşi Melik Âdil’in oğlu olan el-Eşref 1180/82 tarihinde doğmuştur. Siyasî hayatının ilk yıllarında Harran ve Urfa’yı sonrasında da Ahlat ve civarını ele geçirmiş, son olarak da 1228’de Dımaşk’ı alarak ölüm tarihi olan 1237 yılına kadar Suriye’nin en güçlü Eyyûbî meliki olmuştur.Dört bölümden oluşan tezin giriş bölümünde Eyyûbî Devleti ve komşuları hakkında genel bir bilgi, ilk bölümünde Melik Eşref’in hayatının ilk yılları ve yetiştiği ortam, ikinci bölümünde Doğu Anadolu ve el-Cezire’deki hakimiyeti, üçüncü bölümünde Dımaşk’ı ele geçirerek Suriye’nin en güçlü meliki oluşu ve ölümü, dördüncü bölümde ise onun zamanında yapılan imar faaliyetleri incelenmektedir.Türkiye tarihçiliğinin problemlerini merkeze alan sorular ve cevap arayışları çerçevesinde sunumuna devam eden Kaya konuşmasında, Melik Eşref döneminin siyasî olaylarının özet bir kronolojisine de yer verdi.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir