Türkiye ve İran’ın Irak’a Yönelik Politikalarının Mukayesesi
Küresel Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen Tezat toplantılarının Şubat ayındaki konuğu Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktora yapan Murat Yeşiltaş’tı. Toplantıda Yeşiltaş’ın iki komşu ülke olarak Türkiye ve İran’ın özellikle 11 Eylül sonrası, müşterek komşuları Irak’a yönelik politikalarını ele aldığı makalesi üzerinden tartışıldı. Yeşiltaş Türkiye ve İran’ın Irak’a yönelik güvenlik ve istikrar politikalarını ilk olarak istikrar ve güvenliğin kavramsal olarak ne ifade ettiği, sonra 11 Eylül sonrası uluslararası yapı ile iki ülkenin sürece nasıl cevap verdiği ve son olarak Türkiye ve İran’ın Irak’a yönelik politikaları olmak üzere üç bölümde ele aldı.Yeşiltaş söz konusu politikaların anlaşılması için hem 11 Eylül sonrası genel dünya siyasetini hem de genel olarak Ortadoğu siyasetini dört kavramsal düzlemde ele almak gerektiğini ifade etti. Buna göre tüm bu süreçleri etkileyen temel unsurlar: Uluslararası sistemik dönüşüm, kriz, tarihsel süreklilik ve iç siyasal mekanizmadır. Yeşiltaş ayrıca argümanında düzen, güvenlik ve istikrar olmak üzere üç düzlem öngörüyor. Yeşiltaş, Düzeni büyük güçlerin bölgeye yönelik uyumu olarak açıklarken, düzenin zıddının düzensizlik olmadığını belirtti. 11 Eylül’ün sistemde bir kırılma olduğunu ancak düzen getirmediğini ifade eden Yeşiltaş düzenin büyük savaşlardan sonra geldiğini; Napolyon, I. ve II. Dünya Savaşları sonrasında devletler arasında ilişkileri düzenleyen kurumsal bir yapı oluşturulduğunu, ancak 11 Eylül sonrası böyle bir yapının kurulamadığını belirtti. Yeşiltaş güvenlik kavramının artık tüketilen ve duruma göre değişen bir kavram olduğunu, özellikle 11 Eylül sonrası devletlerin güvenlik alıp satmaya başladığını ifade etti.Yeşiltaş düzen ve güvenlik kavramlarından sonra son olarak istikrar kavramı üzerinde durdu. Güvenliği bölgesel çatışmaların en aza indirilmesi ve aktörler arasındaki siyasal ilişkilerin normal bir seyirde devam etmesi olarak açıklayan konuşmacı, olayların farklı gruplar tarafından farklı yorumlandığını ve 11 Eylül sonrası İran ve Türkiye’nin farklı dış politika gündemlerine sahip olduklarını ifade etti.Buna göre, bir kırılma olarak algılanan 11 Eylül, Türkiye ve İran’ın dış politikalarını doğrudan etkiledi. ABD’nin Türkiye’ye doğrudan, İran’a ise tersten baskı uygulaması sonucu, iki ülke de baskıyı dengelemek zorunda kaldı.Konuşmanın son bölümünde Yeşiltaş Irak’a Komşu Ülkeler toplantıları üzerinden iki ülkenin ABD’nin Irak işgaline bakışlarını ve politikalarını değerlendirdi. 23 Ocak’ta savaş başlamadan önce yapılan Birinci Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı’nda öncelikle savaşın çıkmasının engellenmesi ve özellikle uluslararası meşruiyet sağlanmadan Irak’a yönelik bir harekâtın gerçekleştirilmemesi gerektiği üzerinde duruldu. Savaşın başlamasının ardından yapılan İkinci Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı’nda ise, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması, tüm uluslararası aktörlerin sürece dahil edilmesi ve Irak’ta istikrarın sağlanması konuları öne çıkarken, İran ve Türkiye arasında Amerika’nın çekilmesi hususunda fikir ayrılıkları yaşandı. Beşinci toplantıdan itibaren Irak’ın da katılımıyla toplantılar daha etkin hale gelmeye başladı. 4 Mayıs 2007’de yapılan toplantıda Birleşmiş Milletler de sürece dahil edildi. Bu toplantılar neticesinde Irak’ta olası bir mezhep çatışmasının önüne geçilmeye çalışıldı, ancak bu amaç nihai olarak gerçekleştirilemedi ve toplantılarda alınan kararlarla Irak’ın iç işlerine müdahil olunması engellenmeye çalışıldı.Toplantının son bölümü dinleyiciler tarafından sorulan sorular ve yorumlarla nihayete erdi.