Yeşilçam’a Yeniden Bakmak
“Yeşilçam bir mucizeydi…”
Sanat Araştırmaları Merkezi’nin Sinema sohbetleri adı altında düzenlediği mutat toplantılarının Mayıs ayı söyleşi konuğu Türk sinemasının tecrübeli yönetmeni Halit Refiğ idi.Türk sinemasında önemli bir dönemin temsilcilerinden olan Halit Refiğ Robert Koleji, Mühendislik Bölümü’nde öğrenimini tamamlar. Mezuniyetinin ardından askerliğini yedek subay olarak Kore’de yapar. Bu sırada savaş görüntüleriyle bezeli 8 mm’lik amatör filmler çeker.
1950’li yılların sonunda kendi çabasıyla elde ettiği sinema birikiminin yardımıyla çeşitli dergilerde film eleştirileri yazmaya başlar. Yazdığı eleştiriler sinema camiasının dikkatini çeker. Böylece Türk sinemasının usta yönetmenleri Ömer Lütfi Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz gibi isimlerle tanışma fırsatı bulur. Tanıştığı ustalardan asistanlık teklifleri alır. Halit Refiğ, Atıf Yılmaz’ın Yaşamak Hakkımdır (1958) isimli filminde asistanlık görevini üstlenir; böylece Türk sinemasında profesyonel anlamda ilk çalışmasını gerçekleştirmiş olur.Sonraki yıllarda meslekî başarıları art arda gelir. 1960’ta kendisine ait ilk filmi Yasak Aşk’ı, 1963’te Şehirdeki Yabancı, 1964’te Gurbet Kuşları, 1965’te Haremde Dört Kadın, 1969’da Bir Türk’e Gönül Verdim filmlerini çeker. Bu filmlerle çeşitli ulusal ve uluslararası ödüllere lâyık görülür. Halit Refiğ 1960 yılından başlayan, 2000’li yıllara kadar süren çok sayıda filmin yönetmenliğinin yanı sıra yapımcılık ve senaryo yazarlığı yapmış; yurt içi ve yurt dışında çeşitli üniversitelerdeki sinema eğitmenliği de dahil, hasılı her alanda Türk sinemasına katkı sağlamış bir isim olma özelliği taşır.
Halit Refiğ ile yaptığımız bu özel söyleşi Yeşilçam olgusu üzerinden Türk sinemasının 1950’lerden 1990’lı yıllara kadarki serüvenini/tarihî sürecini resmetti. Ayrıca ilk dönemin şartları sebebiyle Türkiye’de sinemaya verilen önemin sınırlı kaldığını, sinema alanındaki eğitimin yok denilebilecek kadar yetersiz olduğunu belirtti. Buna karşın usta yönetmen, Yeşilçam’ın Türk sineması için bir değer olduğunu da vurguladı. Halit Refiğ’in Türkiye’ye televizyonun gelişiyle sona eren o döneme ve dönemin sinema anlayışına yönelik samimi paylaşımları, katılımcılara Yeşilçam sinemasını değerlendirme fırsatı sağladı.
Halit Refiğ’in tecrübelerinden yararlanma şansını da sunan söyleşide, Türk sinemasının o yıllardaki şartlarına paralel olarak küçük sinema işletmecilerinin engelleri bertaraf etme yöntemleri, bu yolda gösterilen çaba, elde edilen başarı ve seyircinin desteğiyle kendi kendini oluşturan Türk sinemasının unutulmayan dönemi Yeşilçam tüm detaylarıyla konuşuldu.Usta yönetmen, Yeşilçam olgusundan yola çıkarak Türk sinemasında ve -tabii kendisinin de bir parçası olduğu- Türk toplumundaki oluşumları ve değişimleri mümkün olduğunca aktardı.
Halit Refiğ söyleşinin kalan kısmında, yöneltilen sorular çerçevesinde Türk sinemasının bugününü de değerlendirdi. Türk sinemasında son dönemde seyirci tarafından beğenilen birkaç yapıma ilişkin yorum ve eleştirilerini dile getirdi. Bazı yapımların ‘Yeşilçam’ ruhunu taşıyan yönetmenlerin başarısı olduğunu vurguladı; yani Yeşilçam tarihsel olarak sona ermişti ama bıraktığı izler hâlâ takipçileri tarafından sürdürülmekteydi.Ayrıca bir soru üzerine Halit Refiğ ulusal sinema düşüncesinde değişen bakış açılarını 90’lı yıllarda Türkiye’nin izlediği dış politikalar üzerinden açıkladı.
Halit Refiğ’in dünya görüşünden istifade etme şansı sunan söyleşi, Türk sinemasına değişim ve hareketlilik getiren ‘Yeşilçam’ özelinde, yerli sinemayı farklı açılardan düşünme olanağı sağladı.