Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler (1204-1404)
Murat Keçiş’in 13.-14. yüzyıl Trabzon’unu konu edinen “Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler 1204-1404” başlıklı doktora tezi çerçevesinde Türkiye’nin zengin bir geçmişe sahip kadim şehirlerinden birini; Trabzon’u mercek altına aldık. Keşiş’in Ankara Üniversitesi’nde 2009’da tamamladığı tez; hem konusu hem de çok zengin kaynakları ile (Grekçe, Arapça, Ermenice ve Farsça dillerinde orijinal tarihî ve edebî kaynaklar kullanılıyor) Doğu Karadeniz tarihi araştırmaları literatürüne özgün bir katkı sağlıyor.Tez, kapsadığı dönem itibariyle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan siyasî gelişmeleri Trabzon kenti özelinde tüm detayları ile ortaya koymayı amaçlamaktadır. Konuyu öncelikle, kaynaklar ve araştırmalar ekseninde ele alan Keçiş, burada bilhassa Trabzon Rum İmparatorluğu’na dair doğrudan bilgi veren Michael Panaretos’un biyografisi ve eserleri üzerinde duruyor. Daha sonra Trabzon İmparatorluğu tarihi araştırmalarını mercek altına alıyor ve 1827 yılında Jakob Philipp Fallmerayer ile başlayan ve günümüze kadar devam eden araştırmaları özetliyor. Bu yönüyle tez, literatüre, genel olarak Karadeniz araştırmaları özel olarak da Trabzon’un siyasî tarihi açısından yadsınamaz özgün bir katkı sağlıyor.Çalışmada kronolojik bir seyir takip eden Keçiş, ana hatlarıyla, kuruluşundan (İ.Ö. 756) 1204’e kadar Trabzon ve çevresinin tarihine yer verdikten sonra Trabzon İmparatorluğu’nun kuruluş süreci ve bu sürece etki eden faktörleri, Selçuklu tarihi açısından Trabzon Rum İmparatorluğu’nun ilk yıllarındaki siyasî faaliyetleri temel alarak inceliyor. Burada bilhassa Sinop’un Selçuklular tarafından fethedilmesinin (1 Kasım 1214) Trabzon açısından önemine dikkat çekiyor. Zira bu fetih sonrası, kendilerini Bizans İmparatorluk geleneğinin mirasçısı olarak gören Büyük Komnenoslar, İstanbul’u Latinlerin elinden alarak Bizans’ın varisi olma iddialarını gerçekleştirebilmekten mahrum kalmışlardır.1204’te Latinlerin Bizans İmparatorluğu’nun varlığına son vermesi üzerine İstanbul ve çevresine hâkim olan Latin İmparatorluğu ile bu gelişme sonrası Trabzon merkezli olarak teşekkül etmiş Büyük Komnenos Hanedanlığı arasındaki Bizans’ın mirasçısı ve dolayısıyla İstanbul’a sahip olmaya dayalı rekabet ilişkisine dikkat çeken Keçiş’e göre, gerçekte Trabzon Rum İmparatorluğu’nun en önemli rakipleri ve müttefikleri Türklerdir. Bu nedenle imparatorluğun dış politikalarında Türkler daima belirleyici bir unsurdur. Tez bu noktada, Trabzon Rum İmparatorluğu’nu çevreleyen Türklerin imparatorluk üzerindeki etkilerine atıf yapıyor ve Moğol istilası ile başlayan dönemde Trabzon Rum İmparatorluğu’nun dış politikalarına yer veriyor. Bu bağlamda Selçuklu-Trabzon ilişkilerinin, imparatorluk için büyük öneme sahip Sinop’a kimin hâkim olacağı üzerinde odaklandığını ileri sürüyor.Selçuklu ve İlhanlı hâkimiyetinin sona ermesiyle birlikte Anadolu’da ortaya çıkan Türkmen beyliklerinin, Trabzon Rum İmparatorluğu üzerindeki siyasî etkileri üzerinde de duran Keçiş, bu minvalde Türkmen liderlerinin Trabzon imparatorları ile ilişkilerini inceliyor. Trabzon Rum İmparatorluğu’nun coğrafî ve siyasî engeller nedeniyle Bizans’ın merkezi İstanbul’dan kopuk yaşadığı tespitinde bulunan Keçiş, buna rağmen imparatorluğun 257 yıl boyunca tarih sahnesinde kalmayı başardığının da altını çiziyor.