MESNEVİ’DEN

Paylaş:

Bir mânâ efendisinde tevazu görülebilir…

Lokman köle şeklinde bir efendi idi. Kölelik görünüşte ona bir örtü idi.

Mesela bir efendi, tanımadığı bir yere giderken, kölesine kendi elbisesini giydirir. Kendisi de kölenin elbisesini giyer ve giderken köleyi öne geçirir; kendisi arkadan yürür. Kimse bilip tanımasın diye, kölesinin arkasında köle gibi yürüyerek onu izler.

Kölesine der ki:

“Sen git, baş köşeye otur; ben de değersiz bir köle gibi senin ayakkabılarını alayım. Sen bana sert davran, bana söv, bana hiç saygı gösterme. Şimdi senin hizmetin, bana hizmet etmeyi bırakmandan ibarettir. Böylece ben, beni tanımayanlar arasında hile tohumu saçacağım ve bu yüzden bazı şeyler öğreneceğim.”

Herkes kendilerini köle sansınlar diye, efendiler böylece köle kılığına girmişlerdir. Zaten onların gözleri efendilikten, yani şöhretten, zenginlikten, kudretten düşmüştür. Şimdi onlar ubudiyet işleri görmeye hazırlanmışlardır.

Nefsin isteklerine uyan heva ve heves kulları ise, onların aksine, kendilerini akıl sahibi, can sahibi göstemişlerdir.

Bir mânâ efendisinde tevazu görülebilir. Bir mânâ adamı kendini düşkün gösterir. Fakat duygularına esir olmuş bir köleden, kölelikten başka bir şey meydana gelmez.

Kaynak: Konularına Göre Açıklamalı Mesnevî Tercümesi, trc. Şefik Can, İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1997, 1-2/377-378.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir