Mirâciyye: Saklı Miras
Söyleşi boyunca Mirâciyye filminin türü tartışma konusu olurken, yönetmen film dilini eserin kendisinin oluşturduğunu, eserdeki bahirlerin ve musiki kodlarının formu şekillendirdiğini belirtti.
Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi ile Türk Sineması Araştırmaları Mirâciyye: Saklı Miras filminin yönetmeni Murat Pay’ı, 6 Nisan Cuma günü Vefa Salonu’nda ağırladı. Hayal Perdesi Sinema Dergisi kurucuları arasında yer alan, Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi ve Türk Sinema Araştırmaları Projesi’ne koordinatörlük yapan, bunun yanı sıra sinema atölyeleri ile kendi film çalışmalarını sürdüren Pay’ın son filmi, Hayâl-i zi-ruhtan Sinemaya serisi kapsamında izleyicilerle buluştur. Filmin gösteriminin ardından Barış Saydam moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide seyirciler filme dair merak ettikleri soruları yönetmene sorma imkânı buldu. Programda Murat Pay hem Mirâciyye: Saklı Miras filminin çekim sürecini anlattı hem de yaşadığı tecrübeyi içtenlikle paylaştı.
Yönetmen filmi çekmeden önce zihninde çeşitli film projeleri; hat, Türk müziği ve meczuplar ile ilgili senaryo taslakları vardır ancak sıra itibarıyla Mirâciyye ön plana çıkar. Bu konuda maddi ve manevi koşulların yanı sıra eserin bir bahrinin kayıp olması da teşvik edicidir, zira senaryo açısından merak uyandırıcıdır. Filmin kurmaca çatısı bu çerçevede belirlenirken, yönetmenin Mirâciyye geleneği hakkında seyirciyle paylaşmak istediği bilgiler onu belgeselin sınırlarına yaklaştırır. Başlarda yönetmen de filme konu olan eserle bağ kurmakta zorlanır, bir yıl boyunca tanışıklık kurmak için çalışmalar, okumalar yapar ve bu deneyimi filmin şekillenme sürecinde de belirleyici olur. Filmde bahsi geçen kayıp bahri arama yolculuğu, aynı zamanda insanın kendisini arama yolculuğuna dönüşür. Bu yüzden filmde ana karakter Raci’nin yolculuğuna paralel eserin hakkında da bilgi sahibi oluruz.
Filmin hazırlık süreci, setin başlama anına kadar yaklaşık sekiz ay sürer, ancak bazı koşullardan ötürü hemen çekimlere başlamak mümkün olmaz. Pay, bu noktada karşılaştığı insanlar ve tevafuk denebilecek durumların, onu filmi çekmeye motive ettiğini anlatıyor. Yapım Adapazarı, Bursa, İstanbul ve Şile olmak üzere çok mekânlıdır. Başlarda Mirâciyye’nin kendisi gibi 8 bölümden oluşan hikâye dörde düşürülür ve kış mevsiminde çekimler başlar.
Böylesi farklı mekân ve kış zorluklarının yanında titiz bir çalışmayla photoboard ve ses senaryosuyla çalışılır. Photoboard sayesinde filme başlamadan önce mekânların görüntüleri çözümlenerek bir nevi pratik edilmiş olur. Ses senaryosu ise sektörde ender uygulanan bir çalışma şeklidir, filmin kavramlarıyla bir ses haritası çıkarmaya dayanır. Burada asıl zorluk, ses senaryosunu oluşturacak kişinin hem ses mühendisi hem de Doğu ve Batı müziklerine hâkim olması beklentisidir. Bundan sonra yapılacak iş, yapıma uygun beste yapabilecek müzisyenlere ulaşmak olur. Böylece muhayyile sınırlanmadan, görüntünün tahakkümüne maruz kalmadan, filmden evvel ses senaryosu tamamlanır. Filmin son bölümünün çekimleri, iki yüz yıllık bir dergâhta yapılır. Sette yoğun bir hazırlığın ardından, yönetmen doğal bir akışa bırakır çekim sürecini ve bu yaklaşımından da verim alır.
Söyleşi boyunca Mirâciyye filminin türü tartışma konusu olurken, yönetmen film dilini eserin kendisinin oluşturduğunu, eserdeki bahirlerin ve musiki kodlarının formu şekillendirdiğini belirtti. Filmin türü kurmaca ve belgesel sınırlarında dolanır. Bu ise gerektiğinde kurmaca malzemeyi yoğurup, didaktik kısmı eklemek ya da belgesel malzemeye kurmaca unsur dahil etmek şeklinde gelişir. Mirâciyye’nin izleyiciye seyir esnasında film olduğunu hatırlatması adına, belgesel unsurların uzunluğu ya da düzenlenişinde kurgular yapılır.
Hem Mirâciyye hem de bundan sonraki projeler için, hat meşk etmeye başlayan, filmine konu edeceği musikiyle bağ kurmak için aylarca çaba sarf eden Murat Pay’ın çalışma prensibi, filmlerinde anlatacağı konuyu mümkün mertebe deneyimlemek, özümsemekten geçiyor. Mütevazı ve çalışkan bir yönetmen olarak sinemaya ve seyircisine yararlı olmak, samimiyetini aktarmak amacını güden Pay’ın yeni projelerini merakla bekliyoruz.