Osmanlının Son Döneminde Evlerdeki Hatların Kültürel Rolü
Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen Kırkambar Tez-Makale Sunumu etkinliklerinin Kasım ayı konuğu Berna Yalaz’dı. Yalaz, “Osmanlının Son Döneminde Evlerdeki Hatların Kültürel Rolü” başlığını taşıyan programda, İstanbul Şehir Üniversitesi Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Programı bünyesinde tamamladığı tez çalışmasını sundu. Bu tez çalışması “Osmanlının son döneminde evlerdeki hat levhalarının ve İslami kaligrafinin şehir sakinlerinin günlük yaşantısındaki kültürel rolü” üzerine yorumlayıcı, nitel bir araştırma çalışması. Bu yazılarda bir şablon var mıdır? Kim için ve ne amaçla yazılmıştır? Anlam nasıl iletilir? Evlere kutsal bir karakter kazandırmak için mi yazılmıştır yoksa İslam dünyasında evler zaten kutsal bir statüye mi sahiptir? Sadece bir tüketim modelinin parçası olarak, dekoratif ya da süsleme amaçlı mı yazılmıştır? Ahlakı güzelleştirmek amaçlı, dini ve ahlaki kuralları hatırlatan yazılar mıdır ya da kötü etkiler ve talihsizlik gibi negatif durumlardan korunma amaçlı mı yazılmıştır? gibi sorulardan yola çıkan çalışma, evlerdeki hat levhaları ve yazıların “koruyucu” amaçlı kullanıldığını savunuyor.
Hat levhalarıyla ilgili yapılan çalışmalarda camiler, çeşmeler, saraylar gibi kamusal alanda yer alan yapıların ön plana çıkması ve evlerdeki hatların akademik alanda ihmal edilmesi Yalaz’ın konuyu çalışmak istemesinde etkili olmuş. Bu yazılar neden evlere asılmış ve nasıl yazılar tercih edilmiş, bunu anlamaya çalışmış Yalaz. Oryantalistlerin iddia ettiği gibi Batılılaşmayla birlikte süsleme amaçlı mı kullanılmışlar? İçeriklerinin vurguladığı ahlaki öğütler ışığında ahlakı güzelleştirmek üzere mi kullanılmışlar? Yoksa kendisinin iddia edeceği gibi insanların bu levhaları asmaktaki amacı tehlikelerden korunmak mı? Buna yanıt aramış. 18. ve 19. yüzyıllara yoğunlaşmasının nedeninin yüksek lisans tezinin sınırlarını zorlamamak gibi pratik bir motivasyona dayandığını ifade eden Yalaz, konuşmasında ayrıca bu hatların kullanımının yaygınlaşmasının da bu yüzyıllara denk geldiğini ifade etti.
Yalaz, mekân-yazı-İslam ilişkisini kültürel bir bağlamda ele almanın tezin teorik bağlamını belirleyen unsur olduğunu, evlerdeki hatların gösterdikleri anlamın haricinde bir yan anlama sahip olduğu önermesini bu çerçeve içine yerleştirdiğini belirtti. Roland Barthes’ın Mitolojiler kitabında açıkladığı “düz anlam” ve “yan anlam” kavramlarını (denoted-connoted meaning) kullanan Yalaz, burada yan anlam olduğunu öne sürdüğü “korunma” motivasyonunu sadece tehlikelerden koruma anlamında değil iyi olanların da devamının sağlanması, hıfzedilmesi anlamında “muhafaza etmek” şeklinde kavramsallaştırmış.
Tezin araştırma safhasında hat levhası asılı evleri tek tek tespit etmek ve fiziki mevcudiyetlerini araştırmak mümkün olamayacağı için müzayede kataloglarını kullanmış. Son on yılın bütün müzayede kataloglarının bir araya getirildiği bir web sitesinin veritabanını temel almış. Tarihi binalar, eski fotoğraflar ile hikâye ve romanlardaki alıntılar bu birincil kaynağa yardımcı kaynaklar olmuş. Buradan evlerdeki hat levhaları, evlerin dış cephelerindeki ya da duvarlarındaki yazılar ve evlerin iç duvarlarında, odaların içindeki kuşak yazısı gibi yazılan “Kaside-i Bürde” ve “Hilye-i Hakani”ler olmak üzere üç çeşit veri elde etmiş.
2008-2016 yıllarına ait 19 katalog arasından toplam 1121 hat levhasını araştırma nesnesi olarak inceleyen Yalaz, 208 tanesini örneklem grubuna almış. Müzayede kataloglarında hat levhaları başlığının geniş tutulması nedeniyle tezin kapsamına girmeyenleri dışarıda bırakmış. Ayrıca 28 adet tarihi binanın fotoğrafına ulaşıp bunları da örnekleme eklemiş. Detaylı bir veritabanına dönüştürdüğü örneklemi hilye, ayet, dua, besmele gibi kategorilere ayırarak gruplandırmış ve aralarından hangilerinin “koruyucu” amaç taşıdığını tespit etmiş. Buna göre 208 levhadan 120 tanesi “koruyucu” amaçlı levhalar olarak kullanılmış.
Yalaz’ın araştırmasına göre besmele, hilye, Kaside-i Bürde, kelime-i tevhit, kelime-i şehadet, Allah’ın isimleri, nazar duası, peygamber ve halifelerin isimleri, maşallah, bazı ayet ve dualar bu “koruyucu” amaç taşıyan levhalar arasında yer alıyor. Resmi bir dini referans olmamasına karşın hilyenin ateşe ve talihsizliklere karşı koruyucu olduğuna yönelik bir inanış var. Reşat Ekrem Koçu İstanbul Ansiklopedisi’nde bahsediyor bu uygulamadan. “Ya Hafız”, “Ya Malik’ul Mülk”, “Ya Fettah”, “Ya Latif” bu levhalarda en sık kullanılan esmadan. Kaside-i Bürde edebi bir metin ama onun da içeriğinden dolayı koruyuculuğuna ve şifa vericiliğine inanılıyor. Besmele ve maşallah ise her işe hayırla başlamak ve işlerin ancak Allah’ın dileğiyle gerçekleşebileceğine inanmak gibi çok bilindik ve yaygın anlamlara sahip.
Şimdi Laleli’de bir otel olarak kullanılan ve 1918 İstanbul yangınzedeleri için yapılan Harikzedegan apartmanının alınlığındaki “Ya Hafız” levhası, İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın evinden çıkan ve bugün İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde sergilenenKaside-i Bürdeve Hilye-i Hâkânî parçaları, Boyacıköy’de bir mimarın evinin duvarında yer alan yazılar, Heybeliada’da bir eve asılan Yusuf Suresi 64. ayet, Beyazıt’ta Hattat Hilmi Yahya’nın evinin[1] yatak odasındaki yatağın üstünde yer alan “Ya Hafız” levhası ile bahçesindeki çeşmenin üzerine yazılan “Elhamdülillah” yazısı Yalaz’ın sunumu sırasında yer verdiği görsel örneklerdendi.
Bu sonuçlar ışığında çalışmanın vardığı sonucu Yalaz şu şekilde ifade etti: “Bu yazılar ister binanın dışına yazılsın ister levha olarak duvara asılsınlar her durumda inananların günlük yaşantısında önemli ve kutsal bir sembolik değer taşıyor. Kutsal ve semantik anlamlarının yanı sıra Allah’ın rahmeti, merhameti ve koruyuculuğunu niyaz etmek ve Allah’ı her daim anmak için koruyucu işaretler olarak Müslümanların günlük yaşamında bir yan anlam üretiyorlar”.
[1] Meraklısı için not: Bu ev en son Güzin Duran ve Feyhaman Duran tarafından kullanılmış ve sonrasında İstanbul Üniversitesi’ne devredilmiş. İçerisindeki eşyalar ise bir süre Sabancı Üniversitesi’nde sergilenmiş.