20. Yüzyıl Başları Türkiye’sinde Müslüman Entelektüeller ve Siyasî Kurumlar
TAM Tez-Makale Sunumları başlıklı toplantılar dizisinin 31. oturumunun konuğu, Fatih Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olan Ahmet Michelangelo Guida idi. Guida, Università degli Studi di Napoli “l’Orientale”/Napoli “l’Orientale” Üniversitesi, Doğu Araştırmaları Bölümü’nde Kasım 2002-Aralık 2004 tarihleri arasında gerçekleştirdiği “Gli intellettuali musulmani e le riforme delle istituzioni politiche. La fine dell’Impero Ottomano e i primi anni della Repubblica di Turchia (1909-1925)/Müslüman Entellektüeller ve Siyasî Kurumların Reformu: Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Yılları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Yılları (1909-1925)” başlıklı doktora çalışmasının içeriğine ve tezlerine ilişkin Türkçe bir sunumda bulundu.Bir siyaset bilimcisi olduğunu ve İslam ile siyaset arasındaki ilişkileri araştırmak istediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Guida, İslamcı düşüncenin nasıl ortaya çıktığına ilişkin merakının özellikle 11 Eylül’den sonra arttığını belirtti. Devamla da, bu ilgi bağlamında “Hangi faktörlerin İslamcıları daha çok etkilediğini, 20. yüzyıl İslamcı düşüncesinin neden radikalleştiği” gibi soruların cevaplarını aramaya çalıştığını ifade etti.Tezinde 1909-1925 arasındaki dönemi incelediğini ve özel olarak da Türkiye’deki İslamcı gelişmeler üzerinde yoğunlaştığını belirten Guida, bunun gerekçelerini, İslamcılık hareketleri üzerine çalışan Avrupalı ve Amerikalı araştırmacıların, Arap ve Hint dünyasındaki hareketler ve isimler üzerine yoğunlaştıkları, oysa bu tarih diliminin ekseriyetinde hâlâ çok geniş bir İslam coğrafyasında merkezî bir konuma sahip olan İstanbul’un ehemmiyetini ihmal ettikleri, şeklindeki bir eleştiri etrafında ortaya koydu. İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olarak 20. yüzyılın başlangıcında sömürgecilikten azade en önemli kültürel çevre olduğuna duyduğu inançla Türkiye’yi seçtiğini vurguladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışını, sömürgeciliğin tamamlanması ve Ortadoğu’da modern düşünce tarihinin başlangıcı olarak gören Guida, bu hadisenin tez konusunu belirlemede etkili olduğunu, tezine konu olarak aldığı dönemin ve anlayışların, günümüzdeki İslamcı hareketleri ve düşünceleri anlamak açısından merkezî bir önemi haiz olduğunu ileri sürdü.Bu bağlamda, çalışmasında, Said Halim Paşa, Musa Kazım, Mehmet Akif Ersoy ve Seyyid Bey gibi dört entelektüelin siyasal düşüncelerini ve gerek Türkiye’deki ve gerekse Ortadoğu’daki İslamcı hareketler ve düşünceler üzerindeki etkilerini değerlendirmeye çalışan Guida, meşrutiyet, meşveret, parlamento ve hilafet bağlamında verdiği bazı örneklerle, “İslam siyaset düşüncesinin nasstan değil, daha ziyade devlet tecrübesinden kaynaklandığı ve dönemin toplumsal, siyasal koşullarına ve güvenlik durumlarına göre şekil aldığı” şeklinde bir iddiada bulundu.Son olarak Guida, o dönemde Türkiye’nin sömürgeleşmemiş olması, bugün bağımsız birer devlet olan pek çok Ortadoğu ülkesinin o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun birer vilayeti oldukları, buraların idarecilerinin Osmanlı’daki eğitim kurumlarında eğitim gördükleri ve burada ortaya çıkan görüşlerin nihaî noktada “yerel” nitelik gösterdikleri vb. düşüncelerden hareketle 1909-1925 dönemi Türkiye İslamcı düşüncesinin ve düşünürlerinin, günümüz İslamcı düşüncelerini anlamak açısından önemli olacağı kanaatinin pekiştiğini vurguladı.