II. Abdülhamit Döneminde Musul Vilayeti

Paylaş:

Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si Ta­rih Bö­lü­mü’nde ta­mam­la­dı­ğı “Mu­sul Vi­la­ye­ti­nin İda­rî, İk­ti­sa­dî ve Sos­yal Ya­pı­sı (1864-1909)” baş­lık­lı dok­to­ra te­zi bağ­la­mın­da Ni­san ayı Tez/Ma­ka­le su­num­la­rın­da mi­sa­fi­ri­miz Da­vut Hut idi. Da­ha ön­ce ay­nı bö­lüm­de XIX. yüz­yıl­da Bas­ra güm­rü­ğü üze­ri­ne yap­tı­ğı yük­sek li­sans te­zi ile Irak coğ­raf­ya­sı­na il­gi­si­nin ge­liş­ti­ği­ni ifa­de eden Hut, in­ce­le­di­ği dö­ne­me Vi­la­yet Ni­zam­na­me­si’nin ilan edi­liş ta­ri­hi olan 1864 ile baş­la­mak­ta­dır. Mid­hat Pa­şa 1869’da Bağ­dat va­li­li­ği­ne ge­ti­ri­lin­ce­ye ka­dar cid­di bir ıs­la­hat prog­ra­mı­nın uy­gu­la­na­ma­dı­ğı Mu­sul’da bu ta­rih­ten son­ra Tan­zi­mat re­form­la­rı ted­ri­cen uy­gu­lan­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır.Te­zin asıl yo­ğun­laş­tı­ğı II. Ab­dül­ha­mit dö­ne­min­de, Mu­sul vi­la­ye­ti ge­liş­me­si­ni sür­dür­müş ve 1879 yı­lın­da müs­ta­kil bir vi­la­yet şek­li­ne dö­nüş­tü­rül­müş­tür. 1879-83 yıl­la­rı ara­sın­da Ker­kük şeh­ri mer­kez ya­pıl­mış­sa da da­ha son­ra­ki yıl­lar­da Mu­sul şeh­ri vi­la­yet mer­ke­zi ol­ma özel­li­ği­ni ko­ru­muş­tur. Hut’un te­zin­de vur­gu­la­dı­ğı önem­li hu­sus­lar­dan bir ta­ne­si hiç şüp­he­siz vi­la­ye­tin sos­yal do­ku­sun­da­ki bas­kın aşi­ret ya­pı­sı­nın re­form­la­rın uy­gu­lan­ma­sı­nı yad­sı­na­maz bir şe­kil­de en­gel­le­di­ği­dir. Bu ne­den­le II. Ab­dül­ha­mit, dev­le­tin dü­vel-i mu­az­za­ma ile yo­ğun bir şe­kil­de mü­ca­de­le et­ti­ği bu dö­nem­de baş­ka Arap vi­la­yet­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi, Mu­sul’un ile­ri ge­len­le­ri­ni, aşi­ret re­is­le­ri­ni ve di­nî ön­der­le­ri­ni ma­aş, un­van, mad­dî yar­dım ve iş­le­nen suç­la­rın af­fı gi­bi çe­şit­li yön­tem­ler­le ken­di şah­sın­da dev­le­te bağ­la­ma­ya ça­lış­mış­tır. As­lın­da II. Ab­dül­ha­mit’in eş­raf-İs­lâm si­ya­se­ti bu an­lam­da böl­ge­de uy­gu­lan­mak is­te­nen Tan­zi­mat re­form­la­rıy­la za­man za­man çe­liş­mek­tey­di. Ör­ne­ğin, ye­rel eş­ra­fın kay­rıl­ma­sı vi­la­yet va­li­si­nin gü­cü­nün pe­kiş­ti­ril­me­siy­le ya da aşi­ret­le­rin is­ka­nıy­la uyuş­ma­mak­tay­dı. Sul­tan Ab­dül­ha­mit, dö­ne­min şart­la­rı çer­çe­ve­sin­de ki­şi­le­rin sa­da­ka­ti üze­rin­den ge­niş kit­le­le­rin mer­ke­ze bağ­lan­ma­sı­nı he­def­le­miş ve bun­da da bü­yük öl­çü­de ba­şa­rı­lı ol­muş­tur.Tan­zi­mat dö­ne­min­de sık­lık­la uy­gu­la­nan bir si­ya­se­ti bu dö­nem Mu­sul’un­da da gör­mek müm­kün. Aşi­ret şeyh­le­ri­nin kay­ma­kam ve yö­re ile­ri ge­len­le­ri­nin vi­la­yet ida­re mec­lis­le­ri­ne üye ya­pıl­ma­sı eş­ra­fı si­ya­set me­ka­niz­ma­sı­na ek­lem­le­me­nin önem­li bir un­su­ruy­du. Fa­kat Mu­sul’da­ki sos­yal ya­pı­nın ken­di­ne has ni­te­li­ği ile ye­tiş­miş in­san ek­sik­li­ği (kaht-ı ri­câl), ge­le­nek­sel ida­re­ci ve me­mur­la­rın de­ğiş­me­me­si, ya­ni in­san un­su­ru­nun ay­nı kal­ma­sı, es­ki alış­kan­lık­la­rın de­vam et­me­si­ne ve çe­şit­li ko­nu­lar­da­ki su­is­ti­mal­le­rin önü­nün alı­na­ma­ma­sı­na fır­sat ver­miş­tir. Bu se­bep­le ıs­la­hat tar­tış­ma­la­rı de­vam­lı Mu­sul’un gün­de­min­de kal­mış­tır. İs­ma­il Hak­kı Pa­şa ve Tah­sin Pa­şa gi­bi va­li­ler asa­yiş ve dü­ze­nin sağ­lan­ma­sın­da ba­şa­rı­lı olur­ken, Ömer Veh­bi Pa­şa gi­bi sert­lik yan­lı­sı va­li­ler du­ru­mun da­ha da kö­tü­leş­me­si­ne ze­min ha­zır­la­mış­tır. Tez­de in­ce­le­nen dö­nem bo­yun­ca Mu­sul va­li­le­ri­nin hiz­met or­ta­la­ma­la­rı­nın tak­ri­ben 1.1 yıl gi­bi kı­sa sü­re­li ol­ma­sı vi­la­yet­te­ki is­tik­rar­sız­lı­ğın önem­li bir gös­ter­ge­si­dir.   İk­ti­sa­dî açı­dan Mu­sul’da yer­le­şik nü­fu­sun te­mel ge­çim kay­na­ğı ta­rım; gö­çe­be­li­ğe en uy­gun mai­şet tar­zı da hay­van­cı­lık­tı. Mu­sul’un ik­lim ve ara­zi­si­nin uy­gun­lu­ğu böl­ge­yi bir ta­hıl mer­ke­zi yap­mış, ih­ti­yaç faz­la­sı “ar­tık ürün” ise ci­var vi­la­yet­le­rin ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­mış­tır. Şeh­rin ik­ti­sa­dî ve ti­ca­rî ha­ya­tı­na iliş­kin Hut önem­li bir so­nu­ca var­mak­ta­dır: XIX. yüz­yı­lın or­ta­la­rın­dan iti­ba­ren “Av­ru­pa’dan ge­len bol ve ucuz mal­la­rın el tez­gah­la­rı­na da­ya­lı Os­man­lı ye­rel sa­na­yi­si­ni za­yıf­lat­tı­ğı” şek­lin­de­ki ge­nel yar­gı­nın Mu­sul için pek de ge­çer­li­li­ği yok­tu. Çün­kü, bir “em­ti­a üre­tim ve da­ğı­tım mer­ke­zi” ko­nu­mun­da­ki Mu­sul’un ti­ca­re­ti­nin ya­rı­dan faz­la­sı vi­la­yet­te­ki san­cak ve ka­za­lar­la ya­pıl­mak­tay­dı.Da­vut Hut, Ab­dül­ha­mit dö­ne­mi­nin önem­li un­sur­la­rın­dan bi­ri olan Ha­mi­di­ye alay­la­rı­nın Mu­sul vi­la­ye­tin­de de uy­gu­lan­dı­ğı­nı, Mi­ran, Mil­lî ve Şem­mer aşi­ret­le­rin­den üç Ha­mi­di­ye ala­yı teş­kil edil­di­ği­ni, fa­kat bu alay­la­rın im­ti­yaz­lı sta­tü­sü ne­de­niy­le za­man za­man asa­yiş­siz­lik­le­re ve ada­le­te olan gü­ve­ni sar­sı­cı ge­liş­me­le­re yol aç­tı­ğı­nı kay­det­mek­te­dir. Yi­ne Ab­dül­ha­mit dö­ne­mi­nin bir özel­li­ği alay­lı-mek­tep­li re­ka­be­ti, bu dö­nem Mu­sul’un­da da ken­di­ni gös­ter­mek­tey­di.Tez­de vur­gu­la­nan ko­nu­lar­dan bir di­ğe­ri II. Ab­dül­ha­mit’in böl­ge­de iz­le­di­ği top­rak po­li­ti­ka­sı­dır. Mid­hat Pa­şa’nın Bağ­dat va­li­li­ği dö­ne­min­de ba­şa­rıy­la uy­gu­la­dı­ğı boş ara­zi­le­rin (aşi­ret şeyh­le­rin­den zi­ya­de) bi­rey­le­re/aha­li­ye ta­pu kar­şı­lı­ğın­da da­ğı­tıl­ma­sı Ab­dül­ha­mit dö­ne­min­de dur­du­rul­muş­tur. Pet­rol kay­na­ğı ba­kı­mın­dan bu böl­ge­le­rin o ta­rih­ler­de öne­mi­nin an­la­şıl­ma­ya baş­lan­dı­ğı­nı göz önün­de bu­lun­du­rur­sak, Sul­tan Ab­dül­ha­mit’in bu ara­zi­le­ri ne­den ara­zi-i se­niy­ye sta­tü­sü­ne çe­vir­mek su­re­tiy­le ken­di ta­sar­ru­fu­na al­dı­ğı ve ya­ban­cı nü­fu­zun­dan uzak­laş­tır­dı­ğı an­la­şı­la­cak­tır.

II. Meş­ru­ti­ye­tin ila­nı­na iliş­kin tep­ki­le­re de de­ği­nen Hut, ule­ma ve eş­ra­fın sta­tü­le­ri­nin de­va­mın­dan en­di­şe­len­dik­le­ri, es­ki yö­ne­tim ta­raf­tar­la­rı­nın da güç­le­ri­ni kay­bet­mek­ten kork­tuk­la­rı için ge­nel­de meş­ru­ti­ye­tin is­ten­me­yen bir du­rum ol­du­ğu­nu ve şüp­hey­le kar­şı­lan­dı­ğı­nı ifa­de et­ti. Hut’a gö­re ne­ti­ce­de vi­la­ye­tin sos­yo kül­tü­rel ya­pı­sı­nın do­ğur­du­ğu ka­çı­nıl­maz du­rum ile mer­ke­zin uy­gu­la­dı­ğı ve ba­zen re­el-po­li­tik­le pek de ör­tüş­me­yen “zo­run­lu” po­li­ti­ka­lar, re­form sü­re­cin­den bek­le­nen olum­lu so­nuç­la­rın el­de edil­me­si­ni en­gel­le­miş­tir.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir