Padişahı Devirmek: Kuleli Muahedesi (1859) ve Meslek Teşkilatı (1867)
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra Osmanlı sultanını tahttan indirmeyi amaçlayan bir hareket olarak tezahür eden Kuleli Vakası, Meslek Teşkilatı gibi vakalar son dönem Osmanlı tarihinin en karanlık olayları arasındadır. Burak Onaran, “Padişahı Devirmek! Kuleli Muahedesi (1859) ve Meslek Teşkilatı (1867) Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılmasından Sonraki İlk Tahtan İndirme Girişimleri” başlıklı doktora çalışmasında bu konu üzerine yoğunlaşıyor.Onaran’ın ifade ettiği üzere Osmanlı Devleti’nde idarî meşruiyetin kaynağı olan padişahın nasıl tahttan indirildiği, buna bağlı olarak idarî hiyerarşinin tepesinde oluşan güç dengeleri çerçevesinde tahttan indirmenin anlamlandırılması meselesi bugüne kadar sistemli bir akademik araştırmaya konu edilmemiştir. Bu konuyu tez olarak seçerken başlangıçta temel problematiğinin saray darbelerinin karakteristiğini anlamak olduğunu ifade eden Onaran, bir sonraki adımda Osmanlı sultanlarının tahttan indirilme biçimlerini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Bu noktada, gerek tahtan indirmenin Osmanlı Devleti’nin tarihindeki yerini görebilmek gerekse bu konu bağlamında kavramsal bir zemin teşkil edebilmek için XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı’da yaşanan tüm tahtan indirme girişimleri incelenmektedir.Onaran’a göre XVII. yüzyılın başından itibaren Saray etrafında oluşmaya başlayan birtakım gruplaşmalar padişahı etkisiz hale getirdiği gibi tahttaki padişah da ancak bu gruplardan birine dayanarak tahtta kalabilmiştir. Padişahı destekleyen grubun zayıflaması ise XIX. yüzyıldaki idarî merkezileşmeye kadar geçen dönemde, tahttan indirmelerin temel karakteristiği olarak ortaya çıkmaktadır.XIX. yüzyılla birlikte idarî merkezileşmeyi kendisine gündem edinen kontrolcü yeni bir iktidar biçimi baş göstermiştir. Onaran, tezinde, buna bağlı olarak tahttan indirme biçimlerinin de değiştiğini Kuleli Vakası ve Meslek Teşkilatı örneklerinden hareketle ispatlamaktadır. Bu yeni dönemde iktidarın temel gündeminin reform olduğunu, dolayısıyla muhalefet hareketlerinin de bu çerçevede geliştiğini vurgulayan Onaran, Kuleli Vakası’nın literatürde çoğunlukla ifade edildiği gibi Tanzimat reformlarından rahatsız birkaç maceraperestin giriştiği gerici bir hareket değil, tam tersine reform talep eden bir isyan olduğunu arşivden bulduğu belgelerle netleştirmektedir. Zira Kemalist tarih yazımında bu olay genellikle “Tanzimat reformlarından rahatsızlık duyan bir grubun reformların uygulanmasına son vermek için giriştikleri gerici bir kalkışma” şeklinde nitelendirilmektedir.İsyana önderlik edenlerin yazdıklarının 1839-1843 arasında uygulanan Tanzimat reformlarıyla ciddi benzerlik arzetmesi hususu da dikkat çeken bir diğer noktadır; zira isyanın gerekçesi Tanzimat’ın ideallerine müteallik olmayıp Tanzimat reformlarının uygulanma biçimiyle ilgilidir.Politik hinterlandında yine Tanzimat’ın kendi imkânlarının doğurduğu bir başka muhalefet hareketi de Meslek Teşkilatı’dır. Kuleli Vakası’na oranla çok daha iyi bilinen bir vaka olan Meslek Teşkilatı Vakası da Kuleli Vakası’nda olduğu gibi yeni “millet sistemi” uygulamasından rahatsızlık duyan Müslüman unsurların bir girişimidir. Sosyal profilleri, harekete iştirak eden kişilerin statüleri, örgütlenme şemaları ve stratejileri açısından farklılaşan bu iki hareket gayrimüslimlere verilen hakların Müslümanlara verilmediği noktasında ortak bir kanaate sahiptir. Bununla birlikte ikisi de gayrimüslimlere karşı öfkeli değildir. Burada mesele, ayrıcalıklı bir sınıfın ayrıcalığına dokunuluyor oluşudur. Özellikle Islahat Fermanı ile ortadan kalkan bu ayrıcalık en önemli muhalefet kaynağıdır. Kuleli Vakası karşısında Meslek’i daha güçlü kılan ise, basın ve haberleşmesinin çok daha güçlü olmasıdır, Onaran’a göre. Millet meclisi ve anayasa söylemi daha belirgin olan Meslek Teşkilatı Vakası, başlangıçta, doğrudan sultanı tahtan indirmeyi de hedeflememiştir. Bu yönüyle de Kuleli’den çok, eski saray devrimlerine benzer.