Ahmedî Divanı’nın Tahlili
Melike Erdem Günyüz, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı bünyesinde hazırladığı “Ahmedî Divanı’nın Tahlili”başlıklı doktora tezini sundu.Ahmedî, eğitimini Mısır’da, Memluk Türkleri döneminde yapmış bir âlimdir. Bizde divan şiirinde hep Fars edebiyatı referans gösterilir. Oysaki Ahmedî, Arap edebiyatından ve Türk kültüründen motifleri şiirlerine taşır. Fetret Devri’nde yaşamış olması nedeniyle beyliklerde gezmiş ve şehzade eğitimi ile ilgilenmiştir. Aynı zamanda hekim olması sebebiyle de toplumla iç içedir.Eski Türk edebiyatını anlamak için elimizin altındaki birinci elden ilk kaynağın Ahmedî Divanı olduğunu vurgulayan Günyüz, tez çalışmasında şairin dünyasını bir bütün olarak algılamaya çalışarak diğer tahlillerden farklı bir çalışma ortaya koymaya gayret ettiğini ifade etti. Ancak her şeye rağmen modern yaşamın, zaman olgusunun ve kelimelerde yaşanan mânâ kaymasının divan şiirini anlamayı olumsuz etkilediğini örneklerle açıkladı.Tezin hazırlanmasında Marifetnâme’de uygulanan metodu benimseyerek başarılı bir sistem uygulamış; zira çalışmanın sonucu itibariyle Ahmedî Divanı’na ait herbir bahsin fişlendiğini ve başlıklandığını, ayrıca tüm benzetme, tabir ve terimlerin indekslendiğini belirtti.Ahmedî’nin hekim olmasına büyük bir önem atfettiğini, divanda yer alan tababetle ilgili bahis üzerinde ise özellikle durduğunu ifade eden Günyüz, İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Tıp Tarihi Kongresi’nde konu ile ilgili bir bildiri de sunmuş. Divanda çok sayıda tıp terimi geçince çalışmanın selâmeti açısından Günyüz, uzunca bir süre tıp tarihi yazmaları okumuş. Zira bir metnin tahlilini yapabilmek için o devrin sosyal, kültürel hayatını, musikisini, tababetini, gelenek ve göreneklerini, ahlâk anlayışını, tasavvufun hangi merhalede olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtti. “Kullanılan ifadelerin hiçbiri tesadüfî değil, gerçek hayatta mutlaka bir şeye tekabül ediyor ve bunun aynı şekli ile şiire yerleştiğini görüyorsunuz” diyerek bunun divan şiirinin hayattan kopuk olduğu iddialarını bertaraf eden bir durumu ortaya çıkardığına dikkat çekti.Divan Edebiyatı ile ilgili ortaya konulan fotoğrafın tek amacının malzemeyi deşifre etmek olmasının ciddi bir sıkıntı olduğunu, “Ahmedî’nin kim olduğunu, neler yaptığını söyleyebilmiş olsam da sorun hâlâ Ahmedî’yi bütüncül bakış açısıyla bir yere oturtamamış olmamdır” diyerek açıkça ifade eden Günyüz, bunu söyleyebilmek için bir metodumuzun, karşılaştırmalı edebiyat geleneğimizin olmamasından yakınıyor. Bu noktada yol kat edebilmek adına kendi metodumuzu oluşturmamızın gerekliliğinden bahsederek en pratik çözümün yurt dışında yapılan çalışmaları gözlemleyip uygulamak olduğunu düşünmekte.