Ebü’l-Vefâ Muslihuddin Mustafâ’nın Farsça Şiirleri
İstanbul’un manevi mimarlarından Ebü’l-Vefâ Muslihuddin Mustafâ 15. yüzyılın en önemli ilim ve kültür adamlarından biridir. Ebü’l-Vefâ, astronomi ve tasavvufa dair eserlerinin yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler de yazmıştır.Kadir Turgut, İstanbul Üniversitesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde hazırladığı “Ebü’l-Vefâ Muslihuddin Mustafâ’nın Farsça Şiirleri” adlı tezini bizlerle paylaştı. Öncelikle niçin tez konusu olarak bu konuyu seçtiğine değinen Turgut, daha sonra tezin hazırlık aşamasında hangi yöntemleri takip ettiğinden bahsetti. Turgut, sunumunun girişinde 15. yüzyılda artık edebî tekâmülüne kavuşan Türkçenin yanında Farsçanın da ehemmiyetini muhafaza ettiğini, bu dönemde hem klasik Türk şiirinin ilk büyük şairlerinin yetiştiğini hem de pek çok Farsça eser yazıldığını ifade etti. Farsçanın hiçbir zaman Arapça gibi ilim dili olmadığına ama her zaman Farsça öğretimine önem verildiğine ve öğreniminin teşvik edildiğine değinen Kadir Turgut, pek çok Osmanlı şairinin hatta padişahların bile Farsça şiirler yazıp divanlar oluşturduğunu dile getirdi.Tezin konusu olan Şeyh Ebü’l-Vefâ’nın doğum tarihi tam olarak bilinmemekle beraber tahminler 15. yüzyılın ilk çeyreği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Konya’da doğan Ebü’l-Vefâ, İstanbul’un fethinden önce Konya’da başladığı medrese tahsilini ve seyr ü sülûkunu Edirne’de tamamlayıp şeyh olmuştur. Konya’da irşad ve öğretim ile meşgul iken, dönemin Konya hâkimi Karamanoğlu İbrahim Bey, Ebü’l-Ve-
fâ adına bir cami ve hankâh yaptırmıştır. Daha sonra İstanbul’a gelen Ebü’l-Vefâ, II. Mehmed’in teveccühünü kazansa da tezkirelerin naklettiğine göre bu padişahla hiçbir zaman görüşmemiş ve ondan gelen görüşme talebini kabul etmemiştir. Bu rivayetin çok da gerçeği yansıtmadığını belirten Turgut, bunun sadece Şeyh Vefâ’nın kişiliğini yansıtması bakımından önemli olduğunu ifade etti.Ebü’l-Vefâ astronomi alanında dört kitap kaleme almış olup bu eserlerin dünya kütüphanelerinde pek çok nüshası bulunmaktadır. Kendisine ait bir kütüphaneye de sahip olan Ebü’l-Vefâ kütüphanesini kendisi için yaptırılan hankâh ve camiye vakfetmiştir. Kitaplar tefsir, fıkıh, tasavvuf, felsefe, kelam, astronomi ve edebiyat konularında toplam 423 cilttir.Konuşmanın son kısmında tezin de asıl metni olan Ebü’l-Vefâ’nın Farsça şiirleri hakkında bilgiler veren Turgut, şiirlerin çoğunun tasavvufî terbiye amacıyla yazıldığını söyledi. Şeyh, divanında yer alan ilk Farsça şiir de olan terci-i bentte mensup olduğu tarikatın silsilesini vermiştir. Şiirler, genellikle, tasavvuf, din ve ahlâk hakkında olsa da Şeyh Ebü’l-Vefa’nın dilbilgisi ve eğitimi hakkında dört, müzik makamları ve astronomi hakkında da birer Farsça şiiri vardır. Şeyh Vefâ, hem Farsça hem de Türkçe şiirlerinde muğlak bir dil kullanmıştır. Turgut’un tahminine göre dilinin muğlak oluşu Şeyhi aynı düşünceleri savunan bazı mutasavvıfların karşı karşıya kaldığı idam gibi tehlikelerden uzak tutmuştur. Etkilendiği klasik dönem şairleri arasında Mevlana, Şeyh Mahmud Şebüsterî, Sa‘di Şirâzî ve Molla Câ-
mî’nin de olduğunu ifade eden Turgut dinleyicilerin isteği üzerine Ebü’l-Vefâ’nın gazellerinden örnekler okuyarak sunumunu sonlandırdı.