Gelir Yönetimi: Bilgiyi Değere Dönüştürme ve Para Toplama Sanatı
Türk Telekom Gelir Yönetimi Direktörü Abdullah Sevimli, klasik yöntemlerin ötesinde kitaplarda yazılı olmayan farklı bir yaklaşım içerisinde yaşadığı deneyimlerini ve görüşlerini bizlerle paylaştı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ilk olarak Sayıştay Başkanlığı’nda çalışmaya başlayan Sevimli, Sayıştay Başkanlığı’nın anayasal anlamda tek denetim kuruluşu olmasının ve TBMM adına denetim yapmasının “hakkaniyete dayalı bir denetim yapısı; yetimin hakkını koruma ve kollama” gibi bir kültür ve misyon kazandırdığını ifade etti. Ayrıca 15 yıllık finans ve bilgi sistemlerinden sorumlu denetçi ve yöneticilik tecrübesinde kazandığı en önemli fonksiyonlardan birinin “bağımsız düşünebilme yeteneği” olduğunu belirtti. Devasa kurumların reflekslerini ve dinamiklerini hareket ettirerek büyük hamleler ve projeler geliştirebilmek için bağımsız düşünebilme yeteneğinin önemine dikkat çekti.
Sayıştay Başkanlığı gibi büyük bir kurumda, genel ve katma bütçenin, sınırlı kadro ve geleneksel yöntemlerle denetlenmesinde güçlük yaşandığı için bilgi teknolojileri sistemlerini kuran ve kullanan bir ekip oluşturuldu. Sevimli, bu ekipte yer alarak teknolojinin imkânlarıyla kurumsal dönüşümlerin nasıl gerçekleştiğini keşfetme fırsatı bulduğunu söyledi. Dataların içerisine girebilme ve teknolojinin iyi kullanabilmesi sayesinde bir kişinin ücretini denetlemek ile beş milyon kişinin ücretinin denetlenmesinin aynı kolaylıkta olduğunu belirtti.
Sayıştay Başkanlığı tecrübesinden sonra İç Denetim Başkan Yardımcılığı pozisyonu ile Türk Telekom ailesine katılan Sevimli, İç Denetim Başkan Yardımcılığı görevinde, modern dünyanın uyguladığı denetim metodolojisini teknoloji imkânlarını en üst derecede kullanarak geleneksel bir yapıya uyarlamayı başardı. “Sürekli Denetim Sistemi” adı verilen yeni bir sistem kuruldu. Bu, 8 farklı sistemi entegre ederek geçmişten hareketle geleceği denetleme ve her an denetim yapma imkânı sağlıyordu.
Ona göre Türk Telekom İç Denetim Başkanlığı’nın çalışmalarında problem tespitinin yanında çözüm de üretmek gerekiyordu. Özellikle gelir idaresinde yapılan teşhisler sayesinde sorunları çözmek amacıyla Gelir Yönetimi Direktörlüğü kuruldu. Türk Telekom Gelir Yönetimi Direktörü Sevimli, gelir yönetimini, “kurumun gelirlerini etkileyen süreçleri dikkate alarak müşteri merkezli ve risk tabanlı geliştirilmiş sistemler bütünü” olarak tanımlıyor. Gelir Yönetimi Direktörlüğü’nün 25 milyon müşteriden aylık yaklaşık 1 milyar TL’yi tahsil etmek gibi güç bir görevi gerçekleştirmesine rağmen, gelir yönetiminin sadece alacak yönetimi olarak algılanmaması gerektiğini belirten Sevimli, paranın tahsil edilmesinin doğru müşteriye satış yapıldığı anda gerçekleştiğini ifade ediyor.
Sevimli, Gelir Yönetimi Direktör-
lüğü’nün kurulma aşamasında ilgili modeller incelendikten sonra bankacılığın yaklaşım metodolojilerini Türk Telekom’a uyarlayarak daha etkin ve verimli bir sistem oluşturulabileceğinin fark edildiğini söyledi. Telekom sektöründe, diğer sektörlerinden farklı olarak gelir bilgilerinin elektronik ortamda bulunması önemli gelir kaçakları ile karşılaşma ihtimalini arttırıyor. Ayrıca Telekom sektöründe rekabetin yüksek olması ve post-paid (hizmetten sonra ödeme) sistemi nedeniyle daha riskli bir ortam içerisinde faaliyet gösterilmek zorunda. Bu tür zorlukların üstesinden gelebilmek için güçlü teknolojik altyapı ve sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Hakkaniyet esasına dayalı, merkezinde müşteri olan bu sistemler için süreçlerin çok iyi ve titiz bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Bu güçlü sistemleri kurmak için dört ana madde göz önünde bulundurulmalıdır:
Süreçler (Süreçler doğru tanımlandı mı?)
Organizasyon yapısı (Bu yükü kaldıracak organizasyon yapısı var mı?)
İnsan kaynağı (Hedeflerinizi gerçekleştirecek insan kaynağı var mı?)
Bilişim ve muhasebe sistemi (Teknoloji ve sistemler hayallerinizi gerçekleştirmek için sizi destekleyebiliyor mu? Muhasebe-finans sistemi şeffaf ve güçlü bir yapıya sahip mi?).
Gelir Yönetimi Direktörlüğü tarafından bu kriterleri göz önüne bulundurularak oluşturulan model üç ana sisteme dayanmaktadır: Kredibilite ve Risk Yönetimi; Faturalama Süreçleri ve Tahsilat Süreçleri. Bu üç ana fonksiyonu tek merkezde toplayan model, müşteriye satış yapıldığı andan paranın tahsil edildiği ana kadar tüm süreçleri kontrol altında tutabilmeyi mümkün kılmaktadır. Böylece her müşterinin ödeme davranışı ve o müşteriden gelir toplama maliyeti hakkına bilgi sahibi olmak, müşterinin tıkandığı noktaları bilmek, müşteriyi azami derecede bilgilendirmek ve müşterinin mağdur olmadan sistemde kalmasına yardımcı olmak mümkün olmaktadır.
Sevimli, gelir yönetiminin, şirketin stratejik hedeflerine katkıda bulunacak şekilde yapılandırıldığını; yapılan analizlerde gelirlerin artırılarak, maliyetlerin düşürülerek, tahsilatların hızlandırılarak ve müşteri mağduriyetleri önlenerek 4 ana stratejik hedefe katkı sağlandığını belirtti.
Söyleşinin sonunda, yönetimle ilgili temel fonksiyonun süreç bazlı bakış açısı olduğunu vurgulayan Sevimli’ye göre bu şekilde herhangi bir kurumdaki yönetimin şifreleri çözülebilir. Sevimli, ayrıca, güçlü organizasyonel yapı, diğer departmanlarla kolektif çalışma, teknolojik açıdan güçlü sistemler ve veri işleme merkezleri ile bilgiyi paraya ve değere dönüştürmenin mümkün olabileceğini ifade etti.