Liderlik ve Organizasyon Yönetimi

Paylaş:

“Etkin Yönetim Söyleşileri”nin on sekizincisinde konuğumuz Kastamonu Entegre A.Ş. (KEAS/Hayat Holding) Genel Müdürü Haluk Yıldız, konumuz ise “Liderlik ve Organizasyon Yönetimi” idi.

1981’de Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun olan Haluk Yıldız, iş hayatının ilk on yılında KEAS ile proje yatırım müdürü olarak tanışır ve 2000 yılında genel müdür unvanını elde eder. Şirketinin 60 milyon dolar olan cirosunu on yıl içinde –ülkenin atlattığı iki büyük krize rağmen– 2010 yılı itibarıyla 750 milyon dolar seviyesine getirip KEAS’ın en büyük beş yüz şirket arasında ilk ellide yerini almasını sağlar. Bu işin sırrını sorduğumuzda, iki saate yakın yaptığı enerjik sohbetinden detaylarını öğrendik tabii, ama özetle “ekip işi”dedi.

Yıldız, organizasyonların yönetiminde ve onlara liderlik etmede temel taşları “başarı ve güven” olarak sıraladı. Küçükten aldığı ve büyümesinde büyük katkı sağladığı şirketin kurumsallaşma sürecinin kolay olmadığından bahsederek şunları söyledi: “Kurumsallaşma, patronun (ya da yöneticinin) demesiyle tepeden inme olamaz; bu, en tepeden en aşağıya kadar herkesin içinde bulunduğu bir süreçtir ve bu süreci iyi yönetecek başarılı ve güvenilir bir ekip elzemdir. Şirket yönetme, yönetim kurulu ve patron yönetimini de kapsar. Patronlar şirketleri oluştururken çok emek harcadıklarından profesyonellere emanet etmeleri öyle sanıldığı gibi kolay olmaz.”

Yönetici olunca çoğu zaman kendi konularında daha becerikli insanlarla çalışıldığını söyleyen Yıldız’a göre, bir yöneticinin, başarılı ve güvenilir olmanın yanında, farklı konulardaki başarılı insanları birarada tutabilecek ve pozitif değer üretebilecek bir harmoniyi oluşturmak için insan odaklı düşünebilen bir yapısının bulunması gerekir.

Yıldız iyi bir yöneticinin kendini sürekli ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirmesinin önemine vurgu yaparken kendi hayat tecrübesinden de örnekler verdi. Verdiği örneklerden anlıyoruz ki iyi bir yöneticinin finans kadar tarih, pazarlama kadar da sosyoloji ve psikolojiden anlaması, hem kendisi hem de liderlik ettiği organizasyonun sürdürülebilir bir başarı elde etmesi açısından önemli.

Sohbetinde gençlerin sosyalleşme sıkıntısına da değinen Yıldız, “Y kuşak” diye tabir ettiğimiz 1980 sonrası neslin hızla yükselen ve popülerleşen facebook, messenger tarzı sosyal internet platformları nedeniyle gerçek dünya yerine sanal dünyada sosyalleştiğine dikkat çekti. İş hayatındaki en önemli ve gerekli beceri olarak değerlendirdiği “iletişim ve anlatabilme” becerilerinin sürekli olarak geliştirilmesi gerektiğini ve bunları, kişinin doğru bir şekilde sosyalleşerek yapabileceğini ifade etti.

Sohbetinin sonunda yaptığı genel değerlendirmede, yönetim ve liderlik için inancımızda varolan tevazuve istişareye vurgu yaptı. İnancın özünde enaniyete yer olmadığı gibi hayatımızda da hangi noktada olursak olalım tevazuyu elden bırakmamız gerektiğine dikkat çekti. Kurumsallaşmanın temelinde ortak aklın olduğunu, ortak aklın ise istişare ile oluştuğunu hatırlatarak istişareyi yönetimin her kademesinde olmazsa olmazlar arasına koydu.

Yıldız, etrafına yaydığı pozitif enerjisi, sıcak anlatımı ve yöneticilik hayatından aktardığı esprili örneklerle akıllardaki eski yönetici tanımları ile pek uyuşmuyordu. Bize kendi temellerimize dayanan, dünyayı algılayabilen, iletişim becerisi yüksek, insan odaklı, sosyal bir yönetici profilini hem aktardı hem de gençlerin bu vizyona sahip olmasının gerekliliğinden bahsetti.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir