Sonsuz Kare Deneyimi

Paylaş:

“Hepimiz sonsuz karelerden oluşan bir filmin içindeyiz!”

Hayal Perdesi Sinema Dergisi ekibinden Barış Saydam ve Esra Tice’nin moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide, filmlerinde işlediği konularla ve üslubuyla kendine has bir çizgi oluşturabilmiş bir yönetmen olan Mesut Uçakan konuk edildi. Mesut Uçakan yönetmenlik, yapımcılık, senaristlik ağırlıkta olmak üzere bir filmin tüm unsurlarıyla yakından ilgilenmiş; filmlerin yapımından dağıtımına kadarki tüm aşamalarda emek vermiş bir isim. Uçakan film yapmakla kalmamış, üstüne üstlük sinema dergisi çıkarmış, filmler üzerine kaleme aldığı onca yazının yanında derginin editörlüğünü de kendisi yapmış bir yönetmen olarak ülke sinema tarihimizde belki de ilk ve tek örnek. Mesut Uçakan’ın yaptığı tüm bu işlere bakıldığında, sinemayı bir bütün olarak algıladığı ve meselesini anlatırken de bu bütüncül bakış açısıyla hareket ettiği sonucu kolayca çıkmaktadır.

Yönetmen, sözlerine öncelikle sinemayla nasıl tanıştığını anlatarak başladı. Söyleşinin devamında ise, yöneltilen soruların içeriğinin sinema dergiciliği kapsamında olmasına rağmen; sık sık sinema serüveninden bahsetti. Söyleşi esnasında hatıralarını, çalıştığı oyuncuları, fikir olarak çok etkilendiği Necip Fazıl’ı anmadan edemedi. Uçakan, gençliğinde en büyük hayalinin Necip Fazıl’ın Reis Beyve Paraeserlerini sinemaya uyarlamak olduğunu söyledi. O yıllarda sinema ile uğraşmanın dışarıdan bir gözle bakıldığında çok gülünç ve boş bir şeymiş gibi algılanmasına rağmen; Uçakan ve birkaç arkadaşı Milli Türk Talebe Birliği’nin sağladığı imkânlarla sinemayla olan gönül bağlarını sağlamlaştırma yoluna gitmişler. Ülke sinemasında yaygın ve baskın görüşün aksine, geleneklerine bağlı ve dinî hassasiyetleri olan bir sinema görüşünü savunmuşlar. Bu minvaldeki yazılarını Mutlak Fikir Estetiği ve Sinemaadlı bir sinema dergisi çıkararak üniversitelere, vakıflara, derneklere ulaştırmaya çalışmışlar. Bu dergideki yazıların çoğunu, farklı isimler kullanarak Mesut Uçakan bizzat kaleme almış. Uçakan’ın yükünün büyük bir kısmını üzerine aldığı bu dergi, ülkemizdeki çoğu dergi gibi yayın hayatına devam edebilmek için gerekli maddi kaynağı sağlayamamış ve altı ay sonra kapanmış.

Mesut Uçakan, senaryosunu yazdığı ve yönetmenliği yaptığı Lanet(1978) filmiyle sinemaya adımını atmış. En beğenilen filmlerinden biri olan Reis Bey’i (1988) çekebildiği için ise yönetmen kendini bahtiyar addediyor. Yalnız Değilsiniz(1990) filmi, kıyafetinden dolayı en temel haklardan biri olan eğitim hakkı engellenen binlerce kadının durumunun görmezden gelinmesine bir nevi isyan. Kelebekler Sonsuza Uçar(1993) filmiyle, bu toprakları düşman işgaline karşı savunanların, bu toprakların asıl sahiplerinin de aralarında bulunduğu binlerce kişiye sırf sarık taktıkları için yapılan zulmü Uçakan, İskilipli Atıf Hoca’nın şahsında belgelemiştir. Bu yıl 18. Adana Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan Özcan Alper’in, faili meçhul cinayetler hakkında yaptığı konuşmadan sonra bir anda göklere çıkarıldığını hepimiz gördük. Sanatçıların (hele de yönetmenlerin) toplumsal duyarlılıklarının böyle yüksek olması, az rastlansa da çok güzel bir durum olduğu kesin. Uçakan, Ölümsüz Karanfiller(1995) filmiyle faili meçhul cinayetlere değinmiştir ama sinema çevrelerinin teveccühünü bir türlü görememiştir. Bu filminden sonra sinemaya uzun bir ara vermesinde belki de aramamız gereken nedenlerden bir tanesi; toplumun ve sinema çevrelerinin ona göstermediği bu teveccühtür.

Mesut Uçakan uzun bir aradan sonra 2003 yılında Ayşe Şasa’nın yayın danışmanlığını yaptığı Sonsuz Karesinema dergisini çıkararak sinema dergiciliğine tekrar döner. Sonsuz Kare’nin ilk sayısında “hedefimiz geleceğe bir taş atmak” diyerek yeni bir üretim sürecine başlar. Sonsuz Karesinema dergisinde yazan çok önemli sinemacılar arasında Lütfi Ö. Akad, Halit Refiğ, Yücel Çakmaklı, Nuri Bilge Ceylan, Ersin Pertan gibi pek çok önemli yönetmenin imzası var. Uçakan, bugünle 2000’lerdeki sinema ortamı kıyaslandığında, o dönemin şartlarında bir sinema dergisi çıkarmanın “delilikle” eşdeğer olduğunu da sözlerine ekledi.

Ülke sinema tarihimize bakıldığında, özellikle de sinema yazınında yönetmenlerle sinema eleştirmenleri arasında 1960-1970 döneminde bir kamplaşma yaşandığını görüyoruz. Sırf birbirlerine cevap vermek ve taraf olmak için çıkarılan sinema dergilerinin uzun soluklu olamaması gayet tabii olsa gerek. Mesut Uçakan yönetmenlerle sinema eleştirmenlerine Sonsuz Karedergisiyle bir anlamda yeniden buluşma ortamı sağlamıştır. Geçmişten beri süregelen önyargıları kırarak farklı ideolojik görüşe mensup yönetmen ve sinema yazarlarını aynı sinema dergisinde bir araya getirebilecek bir ortamı hazırlamak, bir dergi editörü olarak Uçakan’ın kayda değer işlerinden biridir. Sonsuz Karedergisi, yönetmenin yeni bir filme başlamasıyla yayın hayatına son vermiştir. Fakat oluşturduğu çizgisiyle birçok sinema dergisi tarafından örnek alınmıştır. Güncel olarak sıklıkla takip edilen sinema dergilerinden biri olan Film Arasıdergisi de bunlardan biridir. Sonsuz Kare’de çalışmış yazarlardan bir kaçına ev sahipliği yapıyor olması ve formatının benzerliğiyle; Film ArasıSonsuz Karedergisinin boşluğunu aratmıyor.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir