II. Abdülhamit Dönemi İktisadi Düşüncesi (1876-1909)
Deniz Taner Kılınçoğlu, Princeton Üniversitesi’nde 2012 yılının Mayıs ayında tamamladığı “The Political Economy Of Ottoman Modernity: Ottoman Economic Thought During The Reign Of Abdülhamid II (1876-1909)” başlıklı doktora tezi çerçevesinde II. Abdülhamid dönemi iktisadi düşüncesini değerlendirdi.
Mevcut iktisadi düşünce çalışmalarında takip edilen yönteme dikkat çekerek sözlerine başlayan Kılınçoğlu, bugüne kadar Osmanlı iktisadi düşüncesine dair yapılmış çalışmaların daha çok birer literatür değerlendirmesi veya analitik kataloglama şeklinde kurgulandığı görüşünde. Şerif Mardin’in çalışmaları ile Ahmet Güner Sayar’ın Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşmasıisimli eseri bu tür özelliklere sahip.
Kılınçoğlu ise tezinde, isimleri zikredilen bu çalışmaların aksine ve bu çalışmalardan farklı olarak Abdülhamid döneminde cereyan eden modernleşme sürecinin ne tür iktisadi kaygılar içerdiğinin anlaşılabilmesine odaklanıyor. Burada Kılınçoğlu’nun ifadesiyle “Hamidyen modernleşme” dönemi toplumunun hangi iktisadi ilkeler üzerinden belirlendiği ve modernleşen toplumun geçirdiği dönüşümün iktisat üzerinden nasıl okunduğu önemli bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Tezin yazım aşamasından önce Kılınçoğlu’nun sorduğu ilk sorunun daha çok Osmanlı entelektüellerinin o dönemde varolan iktisadi düşünce tartışmalarından nasıl etkilendikleri etrafında şekillenmesi gerileyen Osmanlı gücünün tekrar hangi saikler üzerinden geri kazanılacağı anlayışı ile doğrudan bir ilişkisi bulunmaktadır. Bunun yanında çalışmanın gelişmesine yön veren diğer nokta ise Osmanlı entelektüellerinin kavramaya çalıştıkları iktisadi düşünceleri Osmanlı toplumuna nasıl anlattıkları ve toplum nezdinde bu durumun nasıl anlaşıldığıdır.
Yukarıda zikredilen bu sorular çerçevesinde şekillenen çalışmanın ilk bölümü daha çok II. Abdülhamid öncesi dönemde yaşanan iktisadi tartışmaların seyri ve iktisadi koşullar ile ilgilidir. Bu bölümde ikincil literatüre göre bir gözlem yapmaya çalışan Kılınçoğlu’nun esas amacı, dönemin Osmanlı dünyasının ne tür iktisat konulu kitap çevirilerine sahip olduğunu ve hangi kaynaklardan beslendiğini anlamaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Hamidyen dönemde nasıl bir toplum tasavvur edildiği sorusunun etkisi görülmektedir. Bu toplum yapısının etkilendiği iktisadi düşünce kalıplarının ne olduğu ve hedeflenen modernleşmenin hangi iktisadi boyutlar üzerinden şekilleneceği ikinci bölümün temel kaygı alanları olarak gösterilebilir. Kılınçoğlu’nun tezinin üçüncü bölümünde “kalkınma-kapitalizm-milliyetçilik” meselelerini değerlendirirken, çalışmanın son bölümünde genel mânâda Osmanlı edebiyatı üzerinden, özelde ise Ahmet Mithat temelli bir değerlendirme yapmaya çalıştığı söylenebilir. Diğer bir ifadeyle, meseleyi Osmanlı iktisadi düşüncesi içerisinde var olan “sanayi mi, tarım mı?” tartışmaları çerçevesinde gelişen literatürün ve aktörlerin önemini vurgulayarak ele alan Kılınçoğlu, bu doğrultuda Mekteb-i Mülkiye hocalarından liberal görüşü savunan Sakızlı Ohannes Paşa ile Mikail Portakal; korumacı yaklaşımı savunan Mehmet Şerif, Ahmet Mithat Efendi; daha geç dönem için Menâpirzâde Nuri Bey, Münif Paşa, Süleyman Sudi, Akyiğitzâde Musa Bey, Cavit Bey ve Ahmet Muhtar’ı mercek altına alıyor.
Bu bağlamda öncelikle Sakızlı Ohannes’ın yazdığı Mebadi-i İlm-i Servet-i Milelisimli kitabın üzerinde duran Kılınçoğlu’nun ifadesiyle bu kitabın en dikkat çekici yanı iktisat perspektifi ile yazılmış bir toplum tanımı içermesidir. Ahmet Mithat’ın temel meselesi ise daha çok korumacı bir yaklaşımı savunmaktır. Bununla birlikte Ahmet Mithat’ın kendisi tarafından daha önemli görülmesinin sebebi iktisat üzerine diğer yazarlara oranla fazla telif eser vermesi ve Ekonomi Politikisimli kitabın çevirisini yapmasıdır. Ahmet Mithat’ın tarihselci yaklaşımı yanında Nuri Bey’in adâlet, hak, hukukgibi kavramları kullanması, Münif Paşa’nın yeni bilgileri geleneksel kalıplar içerisinde (ayet ve hadisler ile süslenen bir üslupla) sunması, Süleyman Sudi’nin İslâmî iktisadın erken örneklerine referans vermesi ve iktisat ilmi için fıkıh kurallarının bilinmesi gerektiğini savunması bu noktada kayda değer diğer hususlardır. Daha geç dönemde ise Cavit Bey’in liberal görüşlerinden hareketle serbest piyasayı savunduğunu, Akyiğitzâde Musa Bey’in korumacılık yanlısı görüşleri ile korumacılığın Osmanlı dünyasına daha uygun olduğu fikrini benimsediğini görüyoruz. Bahsedilen eserlerin sonuncusu olan Ahmet Muhtar tarafından 1906 tarihinde yayınlanan Ameli İktisat Dersleriisimli çeviri kitap Osmanlı toplumu için iktisadi bilginin popülerleştirme çabalarının en güzel örneğidir.
II. Abdülhamid dönemi iktisadi düşüncesine dair dönemin Osmanlı entelektüellerinin temel kaygıları Osmanlı toplum düzeninin yaşadığı iktisadi şartların nasıl iyileştirileceği ve bu sorunların pratik çözümlerinin ne olacağıdır. Kılınçoğlu bu görüşünden hareketle, yapılan çalışmaların daha çok pratik kaygılar içerdiği, popüler olanla daha fazla ilgilenen bir anlayışı benimsediğini ileri sürmektedir. Ayrıca entelektüel faaliyetin bu dönem için soyut olmak yerine sorunların çözümü noktasında ayakları yere basan bir niteliği gerektirdiği anlayışı iktisadi düşünce için daha fazla kabul edilebilir ve nitekim bu dönemde bu, bu şekilde yapılmıştır. Bu doğrultuda son olarak söylenebilir ki; farklı iktisadi fikirler üzerinden dönemin şartları içerisinde nasıl bir toplum tasavvuru geliştirildiği ve bu görüşlerin modernleşme meselesi ile olan ilişkisinin iktisadi düşünceye olan etkisi hali hazırda önemli bir tartışma alanı olarak önümüzde durmaktadır.