Gelenek ve Modernlik Arasında Bir Osmanlı Şehri: 17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon’da Siyaset
Tez-Makale sunumlarının yüz otuz üçüncüsünde Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Prof. Dr. Kenan İnan’ın danışmanlığında tamamladığı “Gelenek ve Modernlik Arasında Bir Osmanlı Şehri: 17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon’da Siyaset” başlıklı teziyle Turan Açık misafir edildi. Açık, cümlelerine başlarken kendisi açısından henüz bu tezin tam mânâsıyla tamamlanmadığını ifade etti, bunu da daha çok şehrin sekülerleşmesinin tarihinin peşinden gittiğini dile getirerek somutlaştırdı. Bunun için zaman dilimi olarak imparatorluktaki değişim ve dönüşümün en belirgin şekilde ortaya çıktığı on yedinci yüzyılı; somut bir mekân temelinde bir eyalet merkezi olarak da Trabzon’u ele alarak göstermiştir. Burada iki kavram üzerinde duran Açık, bunlardan ilki olan temeddünkavramında, hükümdarın varlığının zorunluluğu üzerinden şahsî bir devlet algısının geleneksel dönemin hususiyeti olduğunu ifade etmektedir. Devletkavramının anlamında on yedinci yüzyılda yaşanan değişim ise gayrişahsi bir siyasal algıyı göstermeye başlar ve bu, modernliğin göstergelerinden biridir.
Bütün bu kavramsallaştırma denemelerini Kınalızâde’nin Ahlâk-ı Alâ’î’sini merkeze alarak yapan Açık, Osmanlı siyasi düşüncesinin anlamlandırılması için kitabi kaynak olarak Ahlâk-ı Alâ’î’’yi seçerken arşiv kaynağı olarak şer‘iye sicillerini kullanmıştır. O’na göre siciller sosyo-ekonomik tarih yazımının en önemli kaynaklarıdır, bunun yanında Osmanlı siyasi düşüncesini anlamak açısından da kayda değer bir kaynak grubudur. Sosyo-ekonomik tarih yazımında şehrin politik kültürle olan ilişkisi genellikle yansıtılmamaktadır, şehir merkezden bağımsız değerlendirilir. Burada merkezden kasıt hükümdarı, şehir tarihi yazımına katmaktır. Zira şehrin geleneksel dokusunun en önemli bileşeni hükümdarla olan bağıdır.
Bu girişten sonra tezin ana bölümlerine geçildiğinde ilk olarak Trabzon’un geleneksel kodları bağlamında temeddün kavramından yola çıkarak birey, mahalle ve şehir izleğinde tümevarımcı bir yaklaşım gözlenmektedir. Birey bahsinin altında, dönem Trabzon’unda kullanılan unvanlar, ideal birey tipleri üzerinde durulmuş; Trabzon’da mahalle başlığı da bireyin mahalle ile, mahallenin cami ile olan ilişkisi ve mahalleliliğin getirdiği sorumluluklar gibi başlıklarla tahkim edilmiştir. Bunların yanında birey ve mahalle ile bağlantılı olarak şehrin temsilinde bir takım birliktelikler; meclis-i şer‘, şuhûdü’l-hal, muslihun, cemm-i gafîr ve cem‘-i kesîr, udûl-i ricâl, ayan ve eşraf ele alınmıştır. Bu son noktada özellikle, “yerlileşen kapıkulları ayanın temelini oluşturmuştur” hükmü tezin en önemli noktalarından biridir. Yine kadı’nın başkanlığındaki meclis-i şer‘in yani mahkemenin kamuoyunu temsil etmesi ve bunun da toplumsal bir dinamiği yansıtması üzerinde durulan noktalardan bir diğeridir.
İkinci ana bölümde, dönemin diliyle ehl-i örfe ayrı bir yer açarak çeşitli başlıklar altında inceleyen Açık, Trabzon’u bu dönem için beşeler-çelebiler şehri olarak tanımlar. Özellikle on yedinci yüzyılda bütün ıslahat yazarlarının değindiği bir nokta olan reayanın askeri kesime girme çabaları üzerinde durur ve bunu aynı zamanda merkezi manipüle etme ve yerel iktidar ilişkilerinin giriftliği ile birlikte hükümdarın meşruiyetinin sorgulanabildiği bir sosyo-politik zeminin oluşmasına yaptığı katkı üzerinden değerlendirir. Şehrin hem muharip askeri sınıfları olan ama aynı zamanda bir şehir sakini olarak yeniçerilerin, topçuların ve cebecilerin varlığı ile bunların yerel halk ile olan ilişkileri hayli ilginç bilgileri ihtiva etmektedir. Yine bu dönemde unvan enflasyonu olarak adlandırılan durumun varlığı on yedinci yüzyılın ilk yarısı itibariyle hükümdarın meşruiyetinden farklı meşruiyet zeminlerinin oluşumuna işaret etmektedir.
Konuşmasının sonunda eyaletin en üst düzey yöneticisi olan beylerbeyilere bir başlık açan Açık, burada bir prosopografi çalışması yaptığını vurgular. Bunun yanında geleneksel Osmanlı siyasetinin en mühim unsurlarından olan timârlı sipâhilerin önemlerinin azalmasıyla birlikte onların yerini alan beylerbeyi kapıları, Trabzon’da karşılaştığımız ehl-i örfün büyük bir kısmını meydana getirmişler ve eyaletteki ağırlıklarını hissettirmişlerdir. Beylerbeyilerin kazandıkları bu nüfuzun bir kısım görünümlerini ise Trabzon beylerbeyileri özelinde görmek mümkündür. Geleneksel formlar devam ederken ondan ayrı birtakım değişimlerin yaşandığı Trabzon’un, gayr-ı şahsî bir iktidar algısına doğru gelişen devletin içerisindeki konumlanış biçimi, bir kısım erken modern görünümler de sergilemektedir. Açık’a göre, bütün bu bilgiler Osmanlı Trabzon’u ve on yedinci yüzyılın ilk yarısı için geçerlidir. Bununla birlikte, Trabzon’un ve diğer Osmanlı şehirlerinin sosyo-politik tarihlerinin yazılmasıyla bunlar doğrulanır ya da yanlışlanabilir.