Okasyonalizmin İslâmî ve Kartezyen Kökleri
Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nin Tezgâhtakiler programının Ekim ayındaki ilk konuğu Nazif Muhtaroğlu idi. Muhtaroğlu, Kentucky Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladığı “Islamic and Cartesian Roots of Occasionalism” adlı tezi çerçevesinde İslâm kelamı ve Gazzâlî metafiziği ile kartezyen geleneğin okasyonalizm anlayışlarını tarihsel olarak mukayese ederek, okasyonalizmin geleneksel metafiziğin birçok soruna nasıl çözüm üretebileceğini gösteren bir sunum gerçekleştirdi.
Muhtaroğlu, genelde “vesilecilik” olarak çevrilen okasyonalizmin anlamlarına değinerek konuşmasına başladı ve Osmanlı Türkçesinde illet-i adiye mezhebi olarak tercüme edilen kavramın sebep ve illet ile olan ilişkilerine Aristoteles bağlamında değindi. Batı’da Malebranche ile ilişkilendirilerek bilinen okasyonalizmin İslâmî gelenek içerisinde Eşarilik ve Maturidilikte görüldüğünü söyleyen Muhtaroğlu, kavrama Sünni kelam anlayışında çokça vurgu yapıldığını ifade etti.
Batı felsefesinde Malebranche ve arkadaşlarının zihin ve beden dikotomisini çözmek için okasyonalizm adında bir teori ortaya attıkları iddia edilmektedir. Okasyonalizme göre her şeyi Tanrı yaratmaktadır. Varlıkların birbirleriyle alakalı bir illiyeti, birbirlerinin sebebi olma gibi bir durumdan ziyade aralarında etken bir sebeplilik olduğunu söyleyen bu düşünceye göre hem zihnî olaylar hem de maddi ve bedenî olaylar aynı anda birbirleriyle bir etki içerisinde Tanrı tarafından koordineli bir şekilde yaratılmaktadır. Aradaki bu ilişki causal interacion yani okasyonalizmdir. Son dönemdeki çalışmalar göstermiştir ki, Malebranche’nin ortaya attığı bu nedensellik teorisi Hume’u epey etkilemiştir.
Okasyonalizmin çeşitlerine ve paradokslarına da değinen Muhtaroğlu, bu düşünce biçimine yöneltilen eleştirileri zikrettikten sonra İslâm düşüncesinde okasyonalizmin temellerini Eşarilik bağlamında tartıştı. Ayrıca atomculuk fikrine dair değerlendirmelerde de bulundu. Aynı meselenin modern dönemdeki uzantılarını Descartes’ın nedensellik ilkesi üzerinden tartışan Muhtaroğlu, okasyonalizmin nedenselliği merkeze almakla beraber modalite, kiplik, cevherlik, cevheriyet, Tanrı’nın kudreti ve diğer sıfatlarıyla ilgisi, insan iradesi ve sorumluluğu hatta mucizeler ve bilimsel aktiviteyi de içine alacak şekilde çok geniş bir metafizik teori olduğuna değindi. İslâm kelamında okasyonalizmin mühim bir yeri olduğuna işaret eden Muhtaroğlu, Hume’den sonra pozitivizmin yükselişe geçtiğini ve bunu aşmanın da yine okasyonalizme dönmekle mümkün olacağını söyleyerek sunumunu noktaladı.