Contemporary Islamic Art Through a Landscape of Dreams
Sanat Araştırmaları Merkezi’nin SanatHafıza toplantıları kapsamında düzenlediği yuvarlak masa toplantısında uluslararası bir sanatçı ve sinemacı Kaz Rahman eşliğinde İslami sanatsal anlatım ve modern kültürlerle kesişmesi üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Halen Şehir Üniversitesi’nde sanat ve sinema üzerine ders vermekte olan Rahman, sunumunu kendi sanat çalışmaları ve filmlerinden bazı bölümler üzerinden, hafıza ve zaman konusuyla da ilişkilendirerek gerçekleştirdi. Çalışmalarındaki modern çizgi ve İslami sanat biçiminin bir araya gelişini örnekler göstererek detaylandırdı.
Rahman, tekrarın İslamî motiflerin temeli olduğunu ve onu soyut bir forma kavuşmasının da tekrar yoluyla olduğunu vurguladı ve çalışmaları üzerinde de tekrarın yarattığı etkiyi gösterdi. Kaz Rahman’ın gösterdiği eserlerde doğal biçimlerin tekrarının bambaşka gibi duran modern içeriklerle ya da biçimlerle kaynaşması ise tartışmanın odağını oluşturan noktalardandı. Bir yanda İslam sanatında rastlanılan doğa ögeleri, organik bir uyum ve renklerin ahengi diğer tarafta ise modern dünyanın imgeleri göze çarpıyordu. Bu bazen dünya liderlerini aynı tuvalde görmeyi bazen de ünlü bir takım göstergelerin, markaların eserde bir araya gelişi demekti. Kendisinin de belirttiği üzere bu çalışmalar çok yönlü bir tecrübenin ürünüydü ve İslami motiflerin yanı sıra İslam mimarisiyle de bağlantılı idi. Rahman’ın karşılaştığı farklı deneyim alanlarıyla -İspanya’da, Londra’da, Rusya’da…- bir araya gelmiş ve özgün bir biçime kavuşmuştu. Farklı ülkelerde deneyimler yaşayan Rahman, bu birikimin tuvalle nasıl buluştuğunu ve modern göstergelerin bu eserlere nasıl uyumlu biçimde dâhil olduğunu gösterdi. Eserlerindeki farklı boyutlara, katmanlılık duygusunun nasıl sağlandığına vurgu yaptı ve ayrıca soyutlamanın İslami motifler ve bu motiflerin tekrarı aracılığıyla sağlandığını belirtti. Mevsimleri ya da farklı zaman algılarını dile getiren tuval çalışmalarındaki dokuları vurguladı.
Rahman yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı Deccani Souls filminden gösterdiği bölümde de Haydarabat’ta kaybolan rüyaların, mimarinin öyküsünden bahsettiğini belirtti. Şu an girişin bile sınırlı olduğu, bölge için böylesi bir filme niçin ihtiyaç olduğu, filmde de görüldüğü üzere rüyalar aracılığıyla gerçekleşen bir çeşit bellek oluşturma çabasıyla vurgulanıyordu. Filmin ardından gelen sorulara da detaylı bir şekilde yanıt veren Kaz Rahman, oldukça temel bir meseleyi, modern İslamî sanatın ne olduğu sorusunu tartışmaya açtı. Güncel İslami sanatın beş yüz yıl önce yaşanan sanat olmadığını, şu an olması gerekenin yeni olması, post modern olması gerektiğini dile getirdi ve şu an birçok İslamî motifin dekoratif olarak kullanıldığını, bu konuda bir tür muhafazakârlık olduğunu ekledi. Buna göre sanatçıların İslami formları kaligrafi gibi alanlarda kullanmayı seçtiğini çünkü bunun daha güvenli bir bölge olduğunu düşündüklerini söyledi. Ancak asıl noktanın İslami motifin anlamını kavramak ve bununla yeni bir sanat anlayışına yönelinmesi gerektiğinin, daha özgür bir yol izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bunun yanı sıra alımlayıcının eserle dijital platformda defalarca karşı karşıya kalabildiği günümüzde, her seferinde eseri yeniden ürettiğimizi söyleyen Rahman sanatçının eserini nasıl sunduğunun önemine değindi ve Neo-Kandinski’den değil İslami formlardan bahsedilen bu alanda sanatçının niyetinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu toplantıyla birlikte katılımcılar bir yandan sanatçının görüşlerini ve eserlerini bir arada yorumlamak imkânı bulunurken diğer yandan Kaz Rahman güncel İslami sanat nasıl olmalı tartışmalarına kendi yaklaşımıyla yeni bir boyut getirdi ve yeni soruların da gündeme gelmesini sağladı.