Yeni Sosyal Medya ve 21. Yüzyılda İletişimin Yeniden Şekillenişi
Küresel Araştırmalar Merkezi Haziran ayında Avusturya Innsbruck Üniversitesi profesörü, Birleşmiş Milletler danışmanı ve International Progress Organization başkanı Hans Köchler’i misafir etti. Köchler ile interneti ve yeni sosyal medyanın, siyaset ve toplumsallığın üzerindeki etkilerini konuştuk.
Köchler konuşmasına tarih boyunca tüm yeni teknolojilerin şüphe ile karşılanmış olduğunu hatırlatarak başladı ve içinde bulunduğumuz dönemde hayatlarımızı etkileyen yeni teknolojileri ciddi anlamda analiz etmemiz gerektiğini vurguladı. Yeni sosyal medyanın gerçekliği algılamamızdaki bireysel ve sosyal, düzeni tanzim etmedeki politik ve sosyal etkilerinin felsefi bir analizini yapmak istediğini belirtti.
İnternetin demokratikleştirici etkileri üzerine ümitvar yaklaşımların mevcut olduğunu, bu yaklaşımlara karşı şüpheyle yaklaşacağını ve özellikle internetin antropolojik etkilerine odaklanacağını söyledi. Bilgi teknolojileri yoluyla herkesin düşüncesini hiçbir filtreleme mekanizması olmadan ifşa etmesinin zorunlu olarak demokrasi manasına gelmeyeceğini ifade etti. Ayrıca internette özel ve kamusal alan ayrımının belirsizleşmesi ve kamusal alanın manasızlaşması da toplumsal sorunların demokratik şekilde ele alınmasında kamusal alanın çöküşüne ve dolayısıyla bu durumda sosyal meselelerle ilgilenen siyasetin çöküşüne sebep olur. Üçüncü, antropolojik, boyut bireylere yanılsamalı bir şahsi güç sahibiymiş hissi vermesi, dördüncü boyut yeni sosyal medyanın sosyal eğilimler üzerinde katlayan etkisi yaratmasıdır. Köchler bu durumu Gustave Le Bon’un Kitleler psikolojisi’ne referansla dijital kitle olarak adlandırır. Beşinci boyut sosyal sorumluluktan bireysel özgürlüğün lehine vazgeçilmesidir. Bir diğer boyut ise politik mücadelelerin Occupy Wall Street hareketinde olduğu gibi uluslararasılaşmasıdır. Ayrıca internet üzerinden organize olan politik süreçlerin yönlendirilmesi sorunu da güvenilirlik açısından sorun teşkil etmektedir.
Köchler internette kurulan sosyallik ve politikliği Gustave Le Bon’ın Kitleler Psikolojisi üzerinden okumayı önerdi. Le Bon’a göre sosyal hareketler gelip geçicidir. Köchler bunu internetteki politikliğe bağlayarak, yeni sosyal medyadaki siyasal kitlelerin sürdürülebilirliğinin olmadığını belitti. Aynı zamanda tıpkı psikolojik kitleler gibi dijital kitleler de telkine açıktır ve akıldan ziyade görsellik ve duygularla hareket ederler. Klasik medyalarda olmayan interaktivite bilginin kontrolsüz yayılımı ile sonuçlanır. Bu interaktiviteden dolayı her türlü bilgi, kontrolsüz bir şekilde çığ etkisi ile büyüyebilir. Bu belirsizlik ortamında anonimlik de giderek artar ve sorumluluk giderek azalır. Bu anonimlik kamusal alanda oluşan hareketlerin ardında bir görünmez elin müdahalesine imkan tanır. Böyle bir durum da demokrasiler için vazgeçilmez olan kamusal alanın şeffaflığına halel getirir. Sanal alemde kitlelerin, tıpkı psikolojik kitleler gibi hareketlerinin tahmin edilemezliği ve çılgınca hareketi burada meydana gelen sosyal hareketlerin de gelip geçiciliği sonucunu doğurur. Bilgi ve kitlesel davranışın bu belirsizliği gerçek demokrasi için hayati bir öneme sahip olan “bilgi” ile “propaganda” arasındaki ayrımın da altını oyar. Yine, interaktif iletişimin eş-zamanlılık ve aynı anda birden çok yerde olma özellikleri herhangi bir trendi neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar bir megatrende dönüştürebilir. Bu durum, yapay bir güçlenme hissine ve kişinin kendi “yaşama-dünyası”nı ya da toplum içindeki pozisyonunu yanlış değerlendirmesine götürebilir.