Araba Sevdası: Edebiyat Eleştirisi Olarak Eleştirel Basım
Sanat Araştırmaları Merkezi, Kırkambar Kitap yuvarlak masa toplantılarının sonuncusunda “Araba Sevdası:Edebiyat Eleştirisi Olarak Eleştirel Basım” başlığıyla Fatih Altuğ’u ağırladı. Toplantıda Fatih Altuğ’un yayına hazırladığı Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdasıromanı, romanın eleştirel basımı ve eleştirel basımın işlevi konuşuldu.
Fatih Altuğ, konuşmasına Araba Sevdası’ının yayın kronolojisini vererek başladı: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem’in önsözde belirttiği üzere 1889’da yazılmış, 1896’da Servet-i Fünûn’da tefrika edildikten sonra bazı değişikliklerle 1898’da kitaplaşmış. Servet-i Fünûn’da, ilanlarında resimli olduğu özellikle, vurgulanarak tefrika edilen roman, kitaplaşırken de Halil Paşa’nın dokuz, Diran Çırakyan’ın üç resmiyle birlikte yayınlanmış. Şimdiye kadar 1940’ta Mustafa Nihat Özön’ün hazırladığı metin dışında resimli ve Latin harfleriyle baskısı yok. Fatih Altuğ’un hazırladığı metin hâlihazırda dolaşımda bulunan Araba Sevdası baskılarından birçok özelliğinin yanısıra bu özelliğiyle de ayrılıyor.
Romanın kendisinin görselliği, dış görünüş takıntısını, görünen ve görünmeyeni konu almasıyla resimli bir şekilde sunulması arasındaki ilişkinin önemi üzerinde duran Fatih Altuğ, romanın aslında olan resimler ve kendi eklediği harita ve diğer görsellerle birlikte romanı somutlaştırarak edebiyat eleştirisinin çoğu kez teorik yorumlarla soyutladığı metni hem kanlı canlı hâle getirdiğini hem de bu teorik yorumlara yeni alanlar açmaya yardımcı olduğunu söyledi.
Romanın resimleri, Recaizade Mahmut Ekrem’in hâle detaylı tasvirlerini ve, başvurduğu görsel mecazları somutlaştırmaya yardım eder; Bihrûz’u bazen düşünürken, bazense bir yerden başka bir yere geçerken gösterir. Fatih Altuğ’un eklediği haritalar ise romandaki yol tariflerini, Bihrûz ve Perîveş’in oturduğu yerleri, izlediği güzergâhları takip etmeyi kolaylaştırır, metin deneyimini zenginleştirir. Örneğin; Bihruz’un Beyoğlu’nda uğradığı mağazaların yerini, Fatih Altuğ, Şark Ticaret Yıllıkları’nda bularak metne eklemiş. Yine okuma deneyimini zenginleştirmek için Ramazan ayında Beyazıt Camii çevresini gösteren Münif Paşa’nın bir resmini metne dâhil etmiş.
Roman, sadece resimlerle değil, başka yazın metinleriyle de diyaloglara girerken bize Bihrûz hakkında da bilgi veriyor. Mesela Fatih Altuğ’un romanın sonuna eklediği metinlerden, Rousseau’nun Julie yahut Yeni Heloised’denve Teyssedre’nin klişe mektuplar sunan Le Secretaire des Amants’dan yaptığı alıntılarda Bihrûz’un, bu metinleri Türkçe sentaksa uydurmak, kelimeleri anlamak ve çevirmekte başarısız olması, diğer roman karakterlerinin niyetini anlayamaması, onlarla doğru düzgün iletişim kuramamasıyla koşuttur. Bihruz’un muradı anlaşılmadığı gibi Bihruz da diğer karakterlerin muradını anlayamaz, böylece anlam kayar, yanlış anlaşılmalar ortaya çıkar.
Altuğ’un metne dönük bu hareketleri, kendisinin belirttiği metin hazırlama düşüncesini de ortaya koyuyor. Buna göre metin okura yaklaştırılırken tarihsel fark güncele indirgenmeden maddiliğe dönüştürülmeli. Altuğ, bunu başarmanın ötesinde örnek bir eleştirel basım ortaya koyarak muasır yayın seviyesinin üzerine çıkmış.