Erol Ölçer’in (1959-2015) Ardından…

Paylaş:

Erol Bey ile son kitabı üzerine 16 Kasım’da gerçekleştireceğimiz program öncesi günlerde programı erteleyip ertelememeye dair görüşmelerimiz olmuştu. Son günlerde yaşadığı rahatsızlıklar nedeni ile programı istediği düzeyde götürebileceğine, dinleyicileri mahcup edeceğine dair yaşadığı tereddütler nedeni ile programın tehir edilmesi yönünde bir kanaat besliyordu. Bense; sağlığının elbette daha önemli olduğunu belirterek bu programın, konferans olmadığını ve dolayısıyla dinleyicilerin de aktif olarak katılabilecekleri bir yapıda olduğunu ve şayet problem bu ise buna tedbirler alacağımızı belirterek tereddüdünü izaleye gayret ediyordum ki nihai olarak kendisi de ikna olmuş ve programı vaktinde yapmaya karar vermiştik. Ancak program günü saat 16:00 raddelerinde sağlık durumunun evden çıkmaya elvermediğini ve gelemeyeceğini belirtti. Şu halde programı tehir etmek yerine Ali Adem Yörük riyasetinde ve aralarında konuya vukufiyeti olan Turgut Kut hocamız gibi misafirlerin de bulunduğu katılımcılarla icrasına karar verdik. Program sonrasında hem hatırını sormak hem de programın nasıl geçtiğine dair bilgilendirmek için iki defa aradım ancak cevap vermedi.  İstirahat ettiğini düşünerek daha fazla ısrarcı olmadım. Ertesi sabah (17 Kasım 2015) aynı nedenlerle tekrar aradığımda telefondaki ses Erol Ölçer ağabeyimizin vefatını haber verdi. O sabah kendini biraz daha fena hissetmiş, kahvaltıdan sonra eşi ile birlikte hastaneye gitmek üzere hazırlık yaptığı sırada kalp krizi geçirmiş ve maalesef aramızdan ayrılmıştı. Erol ağabeyi 18 Kasım 2015’te, Maltepe Hacı Yusuf Ziya Hamire Üçüncü Camii’nde öğlen namazını müteakiben kıldığımız cenaze namazının ardından Beykoz Şahinkaya mezarlığında pederi Kore gazilerinden M. Ercüment Ölçer’in (1930-1992) aguşuna defnettik.

Esasen Karaköy’de bir iş hanında esnaflık yapan Erol ağabey bütün ömrünü İstanbul’da geçirmiş ve bunun büyük bir kısmını da aşıkâne bir surette sevdiği bu şehri ve bu şehrin büyük hâdimi Osman Nuri Ergin’i tanımaya ve araştırmaya adamıştı. Osman Nuri Ergin’e dair hemen her şeyi toplamaya gayret etmiş, İstanbul sokaklarının hikâyelerinin peşinden koşmuş, hurdacıları dolaşarak İstanbul sokak tabelalarını toplamıştı. Onun bu bitmez tükenmez gayreti son yıllarda yolunun kesiştiği İsmail Kara hocamız ve Ali Adem Yörük arkadaşımızın himmetleri ile İstanbul araştırmaları için eşsiz birer kaynak değerinde iki büyük meyve verdi: Şehir Sokak Hafıza: Kuyulu’dan Biçki Yurdu’na Osman Nuri Ergin ile İstanbul Sokak Adları (İstanbul: Zeytinburnu Belediye Başkanlığı, 2014) [Kendisini bu ilk kitabı çerçevesinde 24 Ocak 2015’te misafir etmiş ve dinlemiştik] ve vefatından birkaç ay önce çıkardığı Hane’lerden Numaralı Ev’lere: Osman Nuri Ergin’den 1927 İstanbul’u Bina ve Arazi Cetvelleri, (İstanbul: Zeytinburnu Belediye Başkanlığı, 2015). Ömrü vefa etseydi, bir müddettir üzerinde çalıştığı Necip Bey haritalarını da neşredecekti.

Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diler, İstanbul muhibbi bu zatın isminin bir sokakta yaşatılmasını temenni ederiz.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir