Güncelleşen Karagöz Metinleri ve Dramaturji
Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi, Aralık ayında Karagöz’ü Yeniden Düşünmek isimli program dizisinin altıncı oturumunda, Yetkin Yüksel’i konuk etti. Yüksel, Karagöz’ün sözlü bir sanat dalı olduğunu ve sözlü olarak nesilden nesile aktarıldığını dile getirerek sunumuna başladı. Yazan bir toplum olmadığımızı ifade eden Yüksel, Karagöz metinlerinin Tanzimat döneminden sonra yazıya geçirildiğini söyledi. Karagöz’ün metinleri doğaçlama gelişir ve usta çırak ilişkisiyle aktarılır. Tiyatroda iki türlü metin vardır. Bunlardan biri kapalı biçim, bir diğeri ise açık biçim metinlerdir. Kapalı biçim metinlerde yer-zaman ile konu birlikteliği vardır. Kapalı biçim metinlerde oyuncular, seyirci ile aralarına duvar örerler ve sahneye çıktıkları andan itibaren seyirci yokmuş gibi davranırlar. Seyirci ile asla iletişime geçmezler. Çehov’un metinleri, bu oyun metinlerine örnektir. Açık biçim metinli oyunlarda ise, seyirci ile oyuncular arasına duvar yoktur. Oyun başladığında, oyuncular “Hoş geldiniz, size anlatacaklarımız var” şeklinde giriş yaparak seyirci ile sohbet ederler. Karagöz, orta oyunu, meddah buna örnektir. Karagöz’de seyirciye rol yükleme vardır ve Karagöz seyirciye sorular sorar.
Karagöz metinlerinde, mizah ve toplumun sorunları bir arada ele alınır. Günümüz Karagöz metinlerinde özellikle Karagöz çocuk metinlerinde bu böyle devam etmektedir. Bir sorun merkez alınarak Karagöz üzerinden anlatılmaya çalışılır. Karagöz, güldürürken düşündürür ve öğretir. Bu yüzden çocuk eğitiminde Karagöz önemli bir yere sahiptir. Çocuklara izletilecek Karagöz metinlerinin iyi ve değerli olması gerektiğini vurgulayan Yüksel, kötü metinlerde çocukların oyunun ilk yirmi beş dakikasından sonra sıkıldıklarını ve oyunu izlemediklerini ifade etti. Karagöz’ün en fazla yarım saat sürmesi ve dilinin anlaşılır olması gerektiğini açıklayan Yüksel, Karagöz’de bir sorunun yirmi dakikada anlatılabileceğini ve bunun yeterli olduğunu belirtti. Yirmi dakikadan sonra oyuna başka bir sorun eklenmezse, aynı sorun üzerinden oyunun uzamasının tekrara düşeceğini ve insanları sıkacağını söyledi. Karagöz oyun yazarları, oyunlarını hazırlarken güncel olayların yanı sıra, gelenekteki alt metinleri de takip etmelidir ve oyunlarını ikisini de harmanlayarak yazmalıdır. Yüksel, Karagöz metinlerinin gelenekten kopmadan güncelleşmesi gerektiğini vurguladı.
Güncelleşen Karagöz metinlerinden bahseden Yüksel, Karagöz metinlerinin toplumun ihtiyaçlarını yansıtacak şekilde hazırlanması gerektiğini ve günümüz Karagöz metinlerinde daha çok çocuk eğitimi ile çocuk sağlığı üzerine değinildiğini söyledi. Şehirleşme, sosyal medya, trafik sorunları gibi konuların, Karagöz metinlerinde ele alınması gerektiğini dile getiren Yüksel, bu sorunları Karagöz metinlerine yansıtırken yazarların iyi ya da kötü şeklinde yorumlar yapmamaları ve olanı olduğu gibi yansıtmaları gerektiğini ifade etti.
Yüksel’e göre Karagöz, yalnız ve sorgulayan biridir. Yaptıkları ve konuştukları ile insanları düşünmeye ve sorunları fark etmeye yönlendirir. Değişen dünya ile beraber insanların ihtiyaçları ile yaşam şekilleri de değişmektedir. Bu sebeple, Karagöz’ün oyun metinlerinde içeriğin ve karakterlerin güncelleşmesi kaçınılmazdır. Eski Karagöz metinlerinde Rum ve Yahudi karakterlerin yer aldığını, günümüzde ise Arap karakterlerin metinlere girebileceğini söyleyen Yüksel, metinlerin değişen ortama ayak uydurması gerektiğini anlattı.
Bu açıdan, Karagöz metinleri öz ve biçim olarak ele alınmalıdır. Öz konuyu inceler, biçim ise şekilsel özelliklerle ilgilenir. Yüksel, biçimin yani tasvirlerin yapısının, perdelerin, ışık yönteminin, müziğin bozulmaması gerektiğini ve konunun zamana göre değişebileceğini vurguladı. Mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş bölümlerinin her zaman olması gerekir. Değişen dünyayı takip etmek ve günümüzdeki sorunları Karagöz metinlerine aktarmak gerektiğini söyleyen Yüksel, Karagöz’ün her zaman önemini koruyacak bir sanat dalı olduğunu söyleyerek sunumunu bitirdi.