Aslında Ev: Kahramanmaraş’ta Kerpiç Bir Ev

Paylaş:

“Modern zihin için gelenek iptidaidir”

Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği, Celâleddin Çelik ve Halil İbrahim Düzenli’nin moderatörlüğünde gerçekleşen Ev ve Mimari program dizisinin sekizinci konuğu “Aslında Ev: Kahramanmaraş’ta Kerpiç Bir Ev” başlıklı konuşması ile mimar Serkan Duman oldu. Duman, konuşmasında ev ve mimari hakkındaki düşüncelerini deneyimlemiş olduğu kerpiç ev projesi üzerinden dinleyicilere aktardı. İnanç, yaşam ve yer bağlamında “ev”in aslında ne olduğunu düşündüren bir dizi görselle konuşmasına başlayan Duman, ilk örneklerinden itibaren “ev”in pek çok farklı biçimde var olduğunu ifade etti.

Konuşmasına mimarın inşa sürecindeki yerini düşündüren sorularla devam eden Duman, “mimar olmayan mimar”lar tarafından yapılan üç farklı ev örneği verdi: Wittgenstein evi, -gerçek bir hayat hikâyesinden alıntılanan Still Mine filminden- Craig Morrison evi ve Nail Çakırhan evi. Üçünün ortak özelliği evlerin yapımında geleneksel malzemelerin kullanılması, evin sahibinin/mimarın bizzat yapımına müdahale etmesi hatta yapım sürecinin içinde bulunması ve alışılagelenden farklı bir iş ortaya koyuyor olmasıydı.

Bugün yaşadığımız çağda artan nüfus, tüketim alışkanlıklarımız ve bunların dünyadaki kaynakları sorumsuzca tüketiyor oluşu Duman’ı, “Evi doğaya zarar vermeden, geri dönüştürülebilir bir şekilde kurgulayabilir miyiz?” sorusuna yöneltmiş. Kahramanmaraş’ın şehre yirmi dakika uzaklıktaki bir köyünde inşa edilen kerpiç ev projesini ayrıntılandırmadan önce onu bu projeye sevk eden süreci anlatan Serkan Duman, bu işe başlarken kendini sorguladığını söyledi. Türkiye’de betonun çok hızlı ve ölçüsüz kullanıldığını aktaran Duman, dünyada en çok beton kullanan ilk üç ülkenin Çin, Hindistan ve Türkiye olduğunu dile getirdi. “Acaba bana dayatılan bu betonarme evlerde yaşamak istiyor muyum, buna razı olmak zorunda mıyım?” ya da “Dünyadaki kaynaklar tükendiğinde mimar olarak bir şeyler yapabilecek miyim?” sorularıyla yola çıkan Duman, doğal/geleneksel yöntem ve malzemelere yönelerek kerpiç üzerinde çalışmaya başladığını aktardı. Türkiye’de bir toprak enstitüsünün olmayışından yakınan Duman, bu işi öğrenmek için Hindistan’a gittiğini ve kerpicin uygulandığı Asya ve Afrika’da pek çok yer gezdiğini anlattı. Konuşmasında kerpiç malzemeyi kullanan ve bunun üzerine çalışan isimlerden bahseden Duman, Mısırlı mimar Hasan Fethi’ye de pek çok kez atıfta bulundu.

Ev ve Mimari serisi kapsamında, 13Eylül 2019 tarihinde gerçekleşen bu söyleşi BİSAV TV’de yayınlandı. Etkinliğin kaydına ayrıca Bilim ve Sanat Vakfı Spotify, Apple Podcast ve Google Podcast kanallarından da ulaşabilirsiniz.

“Modern zihin için gelenek iptidaidir” diyen Duman, bu iptidailik durumunun ciddi bir mesele olduğunun altını çizdi. “Neden kerpiç?” sorusuna bir malzeme kutsayıcısı olmadığını belirtip “Ülkemi mahvettiği için çimentodan nefret ediyorum” diyerek çimentoya alternatif olabilecek bir malzeme arayışı ile kerpice yöneldiğini söyledi.

Kerpicin sanıldığının aksine çok fazla olumlu yönünün bulunduğunu; temel olarak toprak, su ve samandan oluşan kerpicin kolay erişilebilir, ucuz, sağlıklı, ortamın nem ve ısı dengesini sağlayan, doğru tekniklerle kullanıldığında oldukça dayanıklı bir malzeme olduğunu anlattı. Bütün bu maddi olumlu özelliklerinin yanında kerpici tercih sebebinin, evin en küçüğünden en büyüğüne kadar kadın, erkek, çocuk herkesin dahil olabildiği bir inşa sürecini mümkün kılması olduğunu sözlerine ekledi. Dolayısıyla emek verilen ve avlusunda oturup yıldızların seyredilebildiği, duvarının örülmesine yardım eden çocuğun içinde büyüdüğü bir evin var olabildiğini söyledi. Duman, mimarın evin sahipleriyle bire bir iletişim halinde olmasının yanında evin inşa sürecinde de sadece mimari değil dünyaya dair kaygılar da taşımasını önemsediğini ve bu konu üzerinde düşündüğünü belirtti. Avlusu, eyvanlı oturma alanı, odalarıyla orta ölçekli tek katlı bu kerpiç evi yaparken Duman, evin inşa edileceği yere giderek projeyi yerinde ortaya çıkardığını ve evin inşa sürecinde de orada kaldığını, kerpiç üretiminden duvar örme işine, her aşamada sürece birebir dahil olduğunu anlattı.

Aslında bildiğimiz bütün işveren-mimar-işçi süreçlerini yıkan “kerpiç ev”in basit ve basit olduğu kadar da bizden olduğunu gösteren Duman, bu süreçte mimarın mimarlığın dışına çıktığını ve daha çok bir zanaatkâr gibi çalıştığını, mimar olmayanların da sürecin bir parçası haline geldiğini ifade etti. Duman günümüz mimari üretimlerine ne sonuç ne ürün ne de inşa süreci açısından benzemeyen bu deneyimi, “Günümüzde böyle bir ev yapmak mümkün mü?” sorusunun somut bir cevabı olarak ortaya koyduktan sonra sözlerini kerpicin bir yapı malzemesi olarak kullanımının artması ve bir takım kabullerin değişmeye başlaması temennisiyle bitirdi.    

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir