Sîreti Sûrette Temâşa Etmek: Bir Sigmund Weinberg Belge-meseli

Paylaş:

Son yıllarda Türkiye’de erken dönem sinema tarihi üzerine çalışmaların sayısı giderek artıyor. Gerek akademide gerekse sahada araştırmacıların literatüre katkısı oldukça hız kazanmış durumda. Bilim ve Sanat Vakfı da Türk Sineması Araştırmaları bünyesinde literatüre katkı yapmanın yanı sıra alanın önde gelen isimlerinin çalışmalarını yakından takip ederek Sanat Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği programlarda onları ağırlamaya devam ediyor. 2020 yılının Temmuz ayında, küresel salgın kapsamında alınan önlemler dolayısıyla çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantının konuğu Prof. Dr. Savaş Arslan idi. Ayşe Yılmaz’ın moderatörlüğünde internet üzerinden gerçekleştirilen konferansta Arslan’ın Bir Sigmund Weinberg Belge-meseli üzerine konuşuldu. Toplantının öncesinde ve sonrasında film bir gün süreyle izleyicilerin çevrimiçi gösterimine açıldı.

Osmanlı’ya sinemayı getiren kişi olarak tarihi kaynaklara geçmiş Sigmund Weinberg hakkında günümüzde oldukça az bilgi sahibi olmamız dolayısıyla titiz bir araştırma yürüten Arslan’ın bu araştırma sürecini de filmin hikâyesine dâhil ettiğini görüyoruz. Erken sinema çalışmaları alanında Weinberg hakkında bir boşluk olduğuna dikkat çeken Arslan, eldeki belge yetersizliğine rağmen araştırmaların hızla devam etmesini umut verici bulduğunu aktardı. Kendi çalışmasının ise özellikle yabancı kaynakların izini sürmesi yönüyle ayrı bir koldan literatüre katkı yapmayı amaçladığını açıkladı.

11 Temmuz 2020 tarihli bu söyleşi BİSAV TV’de yayınlandı. Etkinliğin kaydına ayrıca Bilim ve Sanat Vakfı Spotify, Apple Podcast ve Google Podcast kanallarından da ulaşabilirsiniz.

Belgeselin araştırmasında, senaryosunda, yönetmenliğinde ve hatta çekimlerinin bir kısmında imzası olan Arslan, çalışmasının başlangıcını 2015 senesine dayandırarak uzun ve merak dolu bir sürecin ürünü olan bu filmde klasik temaşa sanatlarından Hacivat-Karagöz ile biçimsel bir bağlantı kuruyor. Tür olarak “belge-mesel” adını vermeyi tercih ettiği çalışmasında yapısal olarak tıpkı Karagöz gösterilerindeki gibi mukaddime ile başlayıp muhavere ile devam eden izleği takip ediyor. Örneğin, literatürde çokça araştırmanın konusu olmuş ilk film tartışmalarını, muhavere (atışma) biçimine uyarladığını konferansta dile getirdi. Türkiye’de sinemanın ortaya çıkış ve gelişme sürecinin de geleneksel temaşa sanatları ile bağlantılı oldmasından ötürü belgeselde özellikle Hacivat-Karagöz figürünü tercih edilmiş. Arslan’a göre, sinema Osmanlı topraklarına geldiğinde önceden var olan sahne sanatları, anlatı sanatları ve görsel sanatlar ile devamlılık arz edecek şekilde hepsini bünyesinde toplayarak konumlanmıştır. Bu dönemde toplumsal anlamda hem değişim ve dönüşümün hem de gelenekte devamlılığın izlerini sürmek mümkündür. Arslan, Yeşilçam geleneğinin de aynı damardan beslendiğinin altını çizerek belgeselinde Türk sinemasından sahnelere bu amaçla yer verdiğini hatırlattı. Belgeselde dış sesin seyirci ile konuşması, Hacivat ve Karagöz ile diyaloğa girmesi gibi oyunsal unsurlara da yine Yeşilçam’ın ilk örnekleri ile bağlantı kurmak amacıyla yer verilmiş.

Belgeselin biçimsel yapısı mevzubahis olduğunda ise Arslan, öğretici konumdaki otoriter belgesel dilini kullanmak yerine özellikle bunu kırmaya yönelik tercihlerde bulunduğunu açıkladı. Bunu yapmak için dış ses olarak erkek sesinden vazgeçtiğini ve kadın ses sanatçısıyla çalışmayı uygun gördüğünü, senaryoyu da bu anlamda eklektik ve ironik bir dille kaleme aldığını dile getirdi. Aynı biçimsel tercihin bir uzantısı olarak çalışmasına belgesel yerine “belge-mesel” demeyi uygun bulduğunu ve bu yönüyle alışılagelmiş belgesel dilinin dışına çıkarak postmodern denilebilecek bir çalışma yürüttüğünü belirtti.

Sigmund Weinberg’in izini süren filmin yapısını inceleyecek olursak üç ana hattın ön plana çıkarılmasını hedeflediğini söyleyen Arslan’a göre, bunları şu şekilde sıralayabiliriz: Birinci olarak geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemindeki dönüşümler, bir şahsın hayat hikâyesinin izlerini sürerken rastlayabileceğimiz bir arka plan oluşturmaktadır. İkinci olarak Yeşilçam sinemasının hangi gelenekle bağlantı kurduğunu yine bu bilgiler ışığında takip edebiliriz. Filmde Türk sinemasından parçalar aracılığıyla bu konuya sık sık referans verilmiştir. Üçüncü olarak ise belgeselde fragmantal bir görsel yapı tercihinin arkasında günceli yakalama kaygısı var. Arslan’ın açıklamasına göre bugün pek çok ekran ile aynı anda muhatap olan seyirci, belgeselde aynı anda birden fazla görüntüyü yan yana akış içinde görmeyi yadırgamayacaktır. Bu anlamda kurgu temposu hızlı olan bu film, güncel kültür ile de bağlantı kurmayı amaçlamaktadır.

Hayatının nerede ve nasıl son bulduğuna dair oldukça az bilgi sahibi olduğumuz Sigmund Weinberg’in mezarının nerede olduğu sorusunun da peşine düşen Arslan, seyirciyi sürpriz sahneler ile baş başa bırakır. Bununla beraber Sultan II. Abdülhamid ve Sultan V. Mehmed (Reşad)’ın kameramanlığını yapmış, dönemin önemli teknolojik ürünlerini Osmanlı topraklarına getirmiş ve hatta bazılarının patentini almış bu önemli ismin sonradan unutulmuş olmasını, bir zamanlar parlayıp sonradan unutulan pek çok önemli kimsenin kaderine benzetmektedir. Yine de dönemin en hareketli merkezlerinden Beyoğlu’nda dükkanı olan böylesine meşhur ve bir döneme damgasını vurmuş Weinberg’in terekesine her an bir yerlerde rastlamamızın mümkün olduğu konusunda umutlu olduğunu belirten Arslan, belgesel filmi aracılığıyla biraz da dikkatleri bu alana çekmeyi hedeflediğini belirtti.

Konferansın sonunda izleyicilerin sorularına da cevap veren Arslan, belgesel filminin çevrimiçi gösterimlere devam edeceğini, akabinde bir kitap ve sergi projesi ile çalışmasını farklı formatlarda da ilgililere ulaştırma planları olduğunu kaydetti. Alandaki araştırmacıların katkılarıyla arşivlerden elde edilecek yeni bilgiler ışığında çok yakında yeni sorular ile tartışmaların süreceğine değindi. Diğer taraftan Türkiye’deki arşivlerin de yurt dışı kaynaklarda olduğu gibi ulaşılabilir hâle gelmesinin, araştırmacıların işini hayli kolaylaştıracağına dikkat çekti.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir