İbn Teymiyye ve İbn Haldun’da Siyasi İktidar
1. Toplumun Doğuşu
Klasik dönem İslam alimlerinin toplum ve siyasetle ilgili görüşlerine geçmeden önce, daha önce bu konularla ilgili ortaya çıkan görüşlerin bilinmesi mevzunun sahih bir şekilde anlaşılması için gereklidir. Bu cümleden olarak, Platon ve Aristoteles gibi antik çağ filozoflarının görüşlerinin yansımalarını İslam alimlerinin özellikle toplum ve siyasetle ilgili fikirlerinde görebiliriz. Bu açıdan baktığımızda İslam filozoflarının, özellikle de Farabi’nin tesiri daha belirgin olarak kendini göstermektedir. Ele alacağımız konunun daha iyi anlaşılması için, Platon, Aristoteles ve Farabi’nin görüşlerini açıklayarak işe başlayacağız.
Platon’a göre, toplumu meydana getiren ana faktör, insanın tek başına yetmemesi, başkalarına muhtaç olmasıdır. Ona göre insanın gereksinim hissettiği şeyler, yaşamayı sağlayan yiyecek, daha sonra sığınak ve giyecektir. Önceleri 4-5 kişiden oluşan toplum kesitinin zamanla artacağını; iş çeşidinin çoğalacağını, uzmanlaşmanın ortaya çıkacağını, asli ihtiyaçlardan fazla olan mallar üretileceğini, buna bağlı olarak pazarlar oluşacağını, insanların konforlu bir hayat sürmeye başlayacağını beyan etmektedir Platon. Bu süreç, daha fazla refah içinde yaşamak için çevre topluluklara saldırıyı doğuracak, bu maksatla bir ordu kurmak kaçınılmaz olacaktır. Bolluk öncesi toplumu bozulmamış toplum olarak tanımlayan Platon; rahat içinde yaşayıp asli ihtiyaçlarının üzerinde üretim yapan toplumu illetli toplum diye vasıflandırır.[1] Bu yaklaşım, İbn Haldun’un Bedevî ve Hadarî toplum tanımlamalarının mahiyetini çağrıştırımaktadır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
[1] Platon, Devlet, çev. Sebahattin Eyüboğlu, M. Ali Cicoz, Remzi Kitabevi, İst. 1988, s.59-64.