Hadis Literatüründe İsnad
Cemile Şevket
Ter.: Mehmet Özşenel
İsnad, Caetani’nin iddia ettiği gibi Arapların yabancısı olduğu bir şey değildi, bilakis İslâm öncesi dönemde bazı edebi mahsüllerin, hatta şiir naklinin bir aracı olarak kullanılmıştı. Hadis literatüründe ise isnad zirvesine ulaşmıştır. İsnad, İslâm’ın temel hukuki kaynaklarından biri olarak hizmet gören sünnetin tevsikinde kullanılmıştır. Bundan dolayı isnadın, sünnet malzemesiyle son derece yakından ilgili olması hasebiyle dini ilimlerin bir parçası ve İslâm toplumunun bir övünç kaynağı haline gelmesi tabiidir. Horasan’ın meşhur muhaddisi Abdullah b. El-Mübârek (V. 181/797)’in şöyle dediği nakledilmiştir: “ İsnad dinin bir parçasıdır. O olmasaydı, dileyen dilediğini söylerdi”. Muhammed b. Sîrîn (V. 110/730)’in de kaynaklarda şöyle söylediği nakledilmektedir: “ Gerçekten bu ilim dindir. Öyleyse dininizi kimden aldığınıza dikkat ediniz”. İsnadın başlaması, sened ve metnin değerlendirilmesi babında ilmü’l-cerh ve’t-ta’dîl gibi emsalsi bir ilmin doğmasına vesile olmuştur. Konuyla ilgili eserler telif edilirken Kitabü’s-sikât, Kitabü’l-ilel, Kitabü’d-duafâ, Kitabü’t-târîh gibi birçok balık kullanılmıştır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.