Zerdüşt’ün Yaşamı ve Öğretisi

Paylaş:

Bilim ve Sanat Vakfı Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği Tezgâhtakiler programının Şubat ayı konuğu Asiye Tığlı idi. Asiye Tığlı, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı’nda “Zerdüşt’ün Yaşamı ve Öğretisi” başlığı ile tamamladığı, daha sonra kitaplaştırılan yüksek lisans tezini sundu.Asiye Tığlı sunumuna, dinleyicilerin zihnini farklı çağrışımlarla yönlendirmek amacıyla Zerdüşt’ten seçtiği şu pasajı okuyarak başladı: Nasıl olmalıdır en güzel yaşam? Bu uğurda çalışanların mükâfatı ne olacaktır?Kimdir ilk yaratan?Aşa’nın babası?Kimdir güneşe ve yıldızlara yol gösteren?Ayı bir azaltıp bir çoğaltan,Yeryüzünü ve gökyüzünü kendi yerlerinde tutan kimdir?Kimdir suyu ve bitkileri yaratan?Rüzgâra ve bulutlara hızını veren?Hangi büyük usta aydınlığı ve karanlığı yaratmıştır?Hangi büyük usta uykuyu ve uyanıklığı icat etmiştir?Kimdir, sabahı, günün yarısını ve geceyi tayin eden?Âlimi hayatın maksadından haberdar kılan, hangi bilgedir?Ey Ahura Mazda şu soruma cevap ver:Acaba ne söylüyor ve ne öğretiyorsam hepsi doğru mudur?Ey Mazda!Bu mutluluk verici ve bereket dolu dünyayı kimin için yarattın?Kimdir, bilgelikle babanın yüreğine, çocuğun şefkatini koyan?Ey Mazda, ben bu sorularımla ve Spenta Mainyu vasıtasıyla seni, pak aklın ışığında bütün her şeyin yaratıcısı olarak tanımaya çalışıyorum. (Gatalar 44/1–7) Zerdüşt’ün bütün felsefî ve dinî temayüllerin üzerinde ciddi etkilere sahip olduğunun göstergesi olan bu ve benzeri pasajlar, “Neden Zerdüşt?” sorusunun da bir cevabı olarak görülebilir. Asiye Tığlı “Neden Zerdüşt?” sorusunu kendine sorarak, dinleyicilerin zihninde, sunumunun temel köşe taşlarını da belirlemeye çalıştı. Tığlı’nın bu soruya verdiği cevaplar şunlardı: a) Zerdüştlüğün yazılı kaynaklara sahip en eski tarihli inanış olması. b) Politeist bir dönemde teizmi vurgulaması. c) Tek tanrılı bütün dinleri ve felsefî gelenekleri hem kavramsal yapı hem de anlayış olarak azımsanmayacak düzeyde etkilemesi.Zerdüştî öğretinin temel tezi, bütün bir medeniyet algısının dönüşümünde önemli bir rol oynamıştır. En eski tarihle medeniyet algısına çakılan Zerdüştilik, felsefî temayüllerin Tanrı-insan ve doğa kabullerini kuşatıcı ve çarpıcı bir etkiyle birleştirmiştir. Bu nedenle oldukça önemli bir konuma sahip olan Zerdüştîlik ayrıca modern dönemlerde de politik söylemlerin ilgi odağı haline gelmiştir.Zerdüşt inanış, Aryanların Hindistan ve İran’a göç eden grupları tarafından eski dinlerinin de etkisiyle şekillendirilerek benimsenmiştir. İyi düşüncenin ve iyi olanın temsilcisi olarak Tanrı Ahura Mazda’ya ulaşan Zerdüşt, insanlara sürekli İyi’nin tanrısı, İyi’nin kendisi olan Ahura Mazda’nın yolunu öğütlemektedir. Bir İyi olan Ahura Mazda’yı merkeze alan, bununla birlikte düzenin sürekliliği için diyalektiği de sistemin kalbine yerleştiren Zerdüşt, yeryüzünde var olan bu diyalektik sayesinde tüm evreni kurup ona böylece değer ve anlam katmaktadır. Ahura Mazda’nın çevresinde şekillenen Zerdüştîlik kozmolojisi, eskatolojisi, çeşitli düğün-bayram merasimleri ve ritüelleri olan bir inanç bütünüdür. Tığlı bu törenlerden birine katıldığını ve toplumsal yaşayışın tanziminde bu ritüellerin ne kadar önemli yer tuttuğunu gözlemleme fırsatı bulduğunu belirtti.Asiye Tığlı’nın özellikle üzerinde durduğu bir diğer nokta da, tarihî süreç içinde farklı aşamalardan geçerek şekillenen Zerdüştîliğin özünde değişmeden/dönüşmeden kalan temel söylemi oldu: “İyi davranmaiyi düşünme ve iyi konuşma ile bütünleşen tek yol doğruluk yoludur.” Bu inanç düzleminde anlam kazanan asıl değer, ölüm ötesi-gizemli olaylar değil, birebir yaşamla tanışık ve iç içe olan insanın erdemli bir birey olarak daha üst değerlere ulaşmasını sağlamaktır.Zerdüştîliğin ritüellerinin özellikle ilk yazılı metin olan Gatalar’da görüldüğünü, Zerdüştîliğin anlaşılması bakımından bu metinlerin merkezî rol oynadıklarını söyleyen Tığlı, tarihin çeşitli dönemlerinde karşılaşılan kültürlerin etkisiyle bu metinlerin değişen versiyonlarının da kullanıldığını vurguladı.Bu kaynakların çeşitli versiyonlarının ve İran’ın eski inançlarının etkisiyle, Ahura Mazda (Hürmüz) ile Ehrimen çatışmasının simgelediği düalizmin, Zerdüştîliğin kökleriyle bağdaşmadığını ifade etti.Asiye Tığlı, şu noktalar üzerinde dikkatle durulması gerektiğini belirterek sözlerine son verdi ve sorularla farklı açılımlar kazandırdı: “Temel kaynaklarını Zerdüşt’ün birebir ortaya koyduğuna inanılan metinler Gatalar’dır. Bunun yanı sıra, İranlıların en eski yazılı metinleri olarak kabul edilenler ise Avestalar’dır. Avestalar’da, Zerdüşt’ün şiirsel söylemlerinin yanı sıra, Aryanlara dayalı dini ritüeller ve eski İran efsaneleri yer almaktadır. Çeşitli bölümlerden oluşan Avestalar’ın sadece Gatalar bölümünün Zerdüşt’e ait olduğu kabul edilir.”Oturum sonunda, özelde Zerdüştîlik bağlamında, ‘Tarih’ tasavvurumuzun, medeniyet ve kimlik algılarımızı oluşturan değerler alanını, yaşama pratiklerimizin köşe taşlarını ve din-bilim-felsefe-sanat kavrayışımızı etkileyip biçimlendiren önemli dinamolarından olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Asiye Tığlı’nın sunumundan ve sorular kısmından kalan önemli notlar özetle şunlardı: M.Ö. 1500 ve M.Ö. 600’lerde ortaya çıkan ve yeryüzünün birçok bölümünde hâlâ mensupları bulunan Zerdüştîlik, tarihsel süreç içinde karşılaştığı kültürlerle etkileşimi sonucu değişimler geçirmiş olsa da temelde “doğru yolu” vurgulayan, kozmolojik ve eskatolojik kabulleri ve iyi-kötü çatışmasını dünya kavrayışının/anlayışının merkezine yerleştiren en önemli geleneklerden biri olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir