İbn Sîna, Gazzâlî ve İbn Rüşd’de Eskataloji

Paylaş:

MAM bün­ye­sin­de her ay ger­çek­leş­ti­ri­len Tez­gâh­ta­ki­ler otu­ru­mu­nun Tem­muz ayı ko­nu­ğu İs­lâm fel­se­fe­si ala­nın­da­ki dok­to­ra te­ziy­le Ah­met Çap­ku idi. Ge­nel ma­na­da koz­mik âle­min so­nu, fer­di plan­da ise ki­şi­nin ölüm ve öte­siy­le il­gi­li olan Es­ka­to­lo­ji­nin, kla­sik İs­lâm dü­şün­ce­sin­de­ki kar­şı­lı­ğı­nın Me­ad ol­du­ğu­nu ha­tır­la­ta­rak söz­le­ri­ne baş­la­yan Ah­met Çap­ku, söz ko­nu­su ça­lış­ma­sı­nı bir gi­riş ve üç ana bö­lüm­de ele al­mış­tır.An­tik dö­nem­de ölüm ve son­ra­sı­nın na­sıl an­la­şıl­dı­ğı­nın gös­te­ril­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı gi­riş bö­lü­mün­de üç te­mel yak­la­şım üze­rin­de du­rul­muş­tur. a) Ma­ter­ya­lis­tik (Deh­rî) Yak­la­şım: Gü­nü­müz­de de ta­kip­çi­le­ri olan bu gö­rü­şe gö­re in­sa­nı di­ğer can­lı­lar­dan ayı­ran bi­linç ha­li­nin ölüm­le or­ta­dan kalk­ma­sıy­la in­san ta­bia­ta ka­rış­mak­ta­dır. Bu yak­la­şı­ma gö­re ölüm son­ra­sın­da in­sa­nı bek­le­yen baş­ka bir dün­ya da yok­tur. b) Te­is­tik Yak­la­şım: Be­den­li ve ruh­lu ola­rak ahi­ret ha­ya­tı­nın var ol­du­ğu­nu söy­le­yen üç ilâ­hî di­nin sa­vun­du­ğu yak­la­şım. c) Te­na­süh (Re­en­kar­nas­yon): Hint dü­şün­ce­sin­de ölüm son­ra­sı ha­yat­la il­gi­li so­ru­ya ve­ri­len ce­vap­tır. Bu dün­ya­yı mer­ke­ze alan bu yak­la­şı­ma gö­re ruh ke­ma­le ulaş­mak için fark­lı be­den­le­ri kul­la­na­bil­mek­te­dir.Ölüm ve öte­si hak­kın­da gö­rüş­le­ri in­ce­le­nen üç dü­şü­nür­den il­ki olan İbn Sî­nâ’nın ko­nuy­la il­gi­li gö­rüş­le­ri­nin or­ta­ya ko­nul­du­ğu bi­rin­ci bö­lüm, var­lık hi­ye­rar­şi­sin­de in­sa­nın ye­ri­nin gös­te­ril­me­si ama­cıy­la fi­lo­zo­fun su­dur te­ori­siy­le baş­la­mak­ta­dır. Nefs fi­lo­zo­fu ola­rak ta­nı­nan İbn Sî­nâ, ya­ra­tı­lış­la bir­lik­te in­san be­de­ni­ne nef­sin iliş­ti­ği­ni an­cak be­den­den ay­rı bir var­lık ol­du­ğu­nu be­lir­tir. Nefs te­ori­si üze­rin­den nü­büv­vet an­la­yı­şı­nı te­mel­len­di­ren fi­lo­zof, böy­le­ce ölüm ve öte­si­nin an­la­şıl­ma­sı­na da ka­pı ara­la­mış ol­mak­ta­dır. İbn Sî­nâ ahi­ret âle­mi­nin ge­rek­li­li­ği­nin akıl ile kav­ra­na­bi­le­ce­ği­ni an­cak bu âlem­le il­gi­li bil­gi­le­rin nü­büv­vet bil­gi­siy­le el­de edi­le­bi­le­ce­ği­ni be­lir­tir. Ne­bi’nin ge­tir­dik­le­ri­nin na­sıl an­la­şı­la­ca­ğı ko­nu­su ise üç dü­şü­nür ara­sın­da­ki te­mel ayı­rım ko­nu­su­dur. İbn Sî­nâ’nın te­vil an­la­yı­şı­na gö­re Ne­bi’nin ahi­ret ha­ya­tıy­la il­gi­li an­la­tı­mı sem­bo­lik olup ahi­ret ha­ya­tı be­de­nî de­ğil ru­hî­dir ve koz­mik kı­ya­me­tin mev­cu­di­ye­tin­den söz et­mek müm­kün gö­zük­me­mek­te­dir.İkin­ci bö­lüm­de ise Gaz­zâ­lî’nin ko­nuy­la il­gi­li gö­rüş­le­ri­ne yer ve­ril­miş­tir. Nef­sin; akıl, kalp ve şu­ur isim­le­riy­le de ta­nım­la­na­bi­le­ce­ği­ni be­lir­ten Gaz­zâ­lî, ya­ra­tı­lış ön­ce­sin­de fer­dî ru­hun ol­ma­dı­ğı gö­rü­şün­de İbn Sî­nâ ile hem­fi­kir ol­ma­sı­na rağ­men on­dan ahi­ret ha­ya­tıy­la il­gi­li gö­rüş­le­ri se­be­biy­le ay­rıl­mak­ta­dır. İbn Sî­nâ’yı pey­gam­ber­le­ri ya­lan­cı­lık­la it­ham et­ti­ği ge­rek­çe­siy­le suç­la­yan ve tek­fir eden Ga­zzâ­lî, ölüm­den son­ra di­ri­li­şin yi­ne be­den­le ola­ca­ğı­nı, ahi­ret hal­le­ri­ni bil­di­ren ayet ve ha­dis­le­rin te­vil edil­me­yip ol­du­ğu şek­liy­le an­la­şıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni be­lirt­mek­te­dir.Ça­lış­ma­nın son bö­lü­mün­de ise İbn Rüşd’ün gö­rüş­le­ri ele alın­mış­tır. Ga­zzâ­lî’nin İbn Sî­nâ ten­ki­di­ni ten­kit eden İbn Rüşd, ko­nuy­la il­gi­li ayet­le­ri an­la­ma­da tek ehil sa­hi­bi olan­la­rın bur­han il­mi­ne sa­hip olan­lar ya­ni fi­lo­zof­lar ol­du­ğu­nu söy­le­mek­te­dir. İbn Rüşd, ye­ni­den di­ri­li­şi be­den­li ola­rak ka­bul et­mek­le bir­lik­te, be­de­nin o âle­me öz­gü bir be­den ola­ca­ğı­nı da be­lirt­mek­te­dir. Yi­ne İbn Rüşd’e gö­re ölüm anın­da nefs-i na­tık ya­rı şu­ur du­ru­mu­na ge­çer ve ye­ni­den di­ril­mey­le tek­rar can­la­nır.Ah­met Çap­ku, mut­lu­luk kav­ra­mı­nın üç dü­şü­nü­rün ölüm ve öte­siy­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­ni şe­kil­len­di­ren kav­ram­la­rın ba­şın­da gel­di­ği­ni ifa­de et­mek­te­dir. İbn Sî­nâ’ya gö­re an­cak na­za­rî ve ame­lî er­dem­ler yo­luy­la ke­ma­le er­miş ruh­la­rın mut­lu­lu­ğa eri­şe­bi­le­ce­ği, ke­ma­le ere­me­miş ruh­la­rın ise azap için­de ka­la­ca­ğı be­lir­til­mek­te­dir. Ga­zzâ­lî ise ebe­dî ola­rak kur­tu­lu­şa eren­ler, ebe­dî he­lak olan­lar ve gü­nah­la­rı öl­çü­sün­de ce­za çe­ken­ler ol­mak üze­re üç­lü bir tas­nif sun­mak­ta­dır. İbn Rüşd ise ame­lî ve na­za­rî er­dem­le­rin ger­çek­leş­ti­ril­me du­ru­mu­na gö­re in­sa­nın ce­za çe­ke­ce­ği­ni ya da mü­kâ­fa­ta ere­ce­ği­ni be­lir­tir. İn­san, na­za­rî er­dem­le­re ulaş­mak için dai­ma ak­lı­nı fa­al du­rum­da tut­ma­sı­nın ya­nın­da, sos­yal ha­yat­ta da ame­lî er­dem­le­ri iş­le­ye­rek ol­gun­laş­ma­ya ça­lış­ma­lı­dır.Ah­met Çap­ku, ölüm ve öte­siy­le il­gi­li İbn Sî­nâ, Ga­zzâ­lî ve İbn Rüşd’ün gö­rüş­le­ri­ni ele al­dı­ğı su­nu­mu­nu, dü­şü­nür­ler ara­sın­da­ki te­mel ayı­rı­mın nü­büv­vet ve te­vil an­la­yış­la­rın­dan kay­nak­lan­dı­ğı­nı vur­gu­la­ya­rak bi­tir­di.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir