Ötüken Yayınları
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin aylık faaliyetlerinden TAM Sohbet kapsamında bir süredir Türkiye’nin belli başlı yayınevlerini tanımaya çalışıyoruz. Yayınevi toplantılarının Mayıs ayında konuğu Ötüken Yayınevi idi. Ötüken’in 44 yıllık serüvenini yayınevinin kurucu ortaklarından Ahmet İyioldu’dan dinledik. Basın Yayın Birliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi de olan İyioldu, sunumunda istikrarlı bir yayınevinin sırrını gözler önüne serdi. 1964’te Laleli–Vezneciler’de yarı bodrum katı bir dükkânda Yaprak Kitabevi olarak temelleri atılan Ötüken Neşriyat, 1977-78’e kadar bu adla faaliyetini sürdürüyor. Kuruluş aşamasında yer alan sekiz ismin eğitimlerine bakıldığında hukukçuların ağırlıkta olduğu görülüyor. Mehmet Niyazi Özdemir, Fehim Üçışık, Nevzat Kösoğlu, Mustafa Yıldırım ve Ahmet İyioldu o dönemde Hukuk Fakültesinde öğrenciler. Ahmet Nuri Yüksel ve Özer Revanoğlu ise Teknik Üniversiteli. Nurhan Alpay yayınevinin 1968’den bu yana genel müdürlüğünü yapıyor. 3 sene önce, Ötüken Neşriyat’ın 40. yılında, yönetimi ikinci kuşağa bıraktıklarını belirten İyioldu, kurucu sekiz ismin ortak olma sıfatlarını sürdürdüklerini belirtti. 1964’te Necip Fazıl’ın Reis Bey adlı piyesini basarak yayın hayatına adım atan Ötüken, hedefini, Türk-İslâm çizgisinde eserler basmak olarak belirliyor. Millî kültüre hizmet amacıyla kurulan bu yayınevi, Türk yayın hayatında İslâmî ve millî çizgide birçok telif, tercüme ve kaynak eser yayınlıyor. Yayınevinin çizgisini basılan eserler üzerinden de detaylandıran İyioldu, özellikle ilk kırk kitaba ayrıntılı olarak değindi. Yayınevinin kurulduğu 1964 yılında, Necip Fazıl’ın Reis Bey’ine ilaveten, Osmanlı padişahlarının kısa hayat hikâyelerini anlatan Nasıl Öldüler? (Vecdi Bürün) ve Stalin’le Konuşmalar (Milovan Cilas) yayınlanıyor. 1965’te yine Necip Fazıl’a ait iki eser yayınlanıyor: Ruh Burkuntularından Hikâyeler ve Ulu Hakan Abdülhamid Han. Peyami Safa’nın Ötüken tarafından neşredilen ilk eseri ise Sosyalizm (1966). 1967 tarihli Lozan ve Batı Trakya adlı mecmua ise Türk dünyasının farklı coğrafyalardaki problemlerini ele alan bir çalışma olarak yayınevinin çizgisinde yerini alıyor. Dönemin fikrî ve siyasî atmosferi içerisinde tartışılagelen konulara İslâmî ve millî bir bakış açısı getirmeye çalışan Ötüken, 1967’de Sezai Karakoç’un İslâm’ın ekonomi modelini incelediği İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü adlı eserini yayınlıyor. Ötüken ilk takibatını da 1967’de, yine aynı yazarın İslâm’ın Dirilişi adlı kitabını yayınlaması akabinde yaşıyor.Necip Fazıl, Peyami Safa, Tarık Buğra, Nihal Atsız, Cemil Meriç, Cengiz Aytmatov, Cengiz Dağcı, Abdülhak Şinasi Hisar, Mehmet Niyazi, Emine Işınsu, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Yılmaz Öztuna, Sevinç Çokum, Mehmet Genç, Beşir Ayvazoğlu, Ahmet Turan Alkan yayınevinin öne çıkan yazarlarından. Lamartine ve Piyer Loti gibi isimlerin yanı sıra Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden yazarların eserleri de tercüme ediliyor. Kurucu üyeler de bizzat bu faaliyetlerin öncüsü oluyor. Nevzat Kösoğlu’nun hazırladığı 14 ciltlik Büyük Türk Klasikleri adlı eserde, tarih boyunca Türkçe ile yazılmış eserler inceleniyor. Kaynak eserler de bastıklarını belirten İyioldu, Yaşar Çağbayır’ın hazırladığı 5 ciltlik Ötüken Türkçe Sözlük’ün 246.000 kelime ile alanında en geniş kapsamlı sözlük olduğunu belirtti. Türkiye’nin ilk telif ansiklopedisi olan 12 ciltlik Yeni Türk Ansiklopedisi, Sahih-i Buhari Tercümesi (17 cilt), Mesnevi Şerhi (6 cilt) de bu bağlamda ismi geçen diğer eserlerden. Halihazırda 735. kitabı yayınladıklarını belirten İyioldu, bu rakamın daha fazla olmamasını seçici olmalarına; millî kültüre, dine ve geleneğe uygunluğa ve kaliteye önem atfetmelerine bağlıyor ve “sağda bir markayız” diyor.Ahmet İyioldu, Ötüken’in hikâyesinin yanı sıra o dönem ve günümüz yayıncılığının sorunlarına da değindi. Günümüzde yayınevlerinin sayısının çoğaldığını, bunun yayıncılık dünyamız açısından iyi olduğunu, ancak kaliteye de özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Telif hakları, korsan yayıncılık, dağıtım ve pazarlama problemlerine de değinen İyioldu, 1973’te Ötüken öncülüğünde kurulan ve bizzat kendisinin başkanlığını yaptığı ANDA dağıtımın hikâyesini de ayrıntılarıyla anlattı. Biz şu kadarını söyleyelim: 1971’de Malazgirt’in 900. yılı anısına yayınlanan eserler arasında Emine Işınsu’nun Ötüken’den yayınlanan Ak Topraklar’ı ödül alıyor. Dağıtılmak üzere dönemin tek dağıtım şirketi BATEŞ’e verilen 100 adet roman, uzun bir aradan sonra, dağıtım şirketine teslim edildiği haliyle geri alınıyor ve bu, ANDA’nın doğumuna vesile oluyor. 1984’teki yangın ise ANDA’nın hazin sonunu hazırlıyor… İyi bir dağıtım şirketi modeli sunan böyle bir sisteme günümüzde de ciddi ihtiyaç duyulduğu dile getirildi. 1960 ve 70’lerin siyasî atmosferini sağ meyilli bir yayınevi olarak fazla sarsıntı yaşamadan geçirmelerini, ırki manada bir Türkçülük değil, kültürü benimseyen bir çizgi takip etmelerine bağlayan İyioldu, sunumunu, katılımcılara kitap hediye etme inceliğiyle tamamladı.