Türkiye’de İktisat Tarihçiliği

Paylaş:

Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü İktisat Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Ahmet Tabakoğlu hem üniversite öncesi hem de üniversite sonrası hayat hikâyesi üzerinden bir iktisat tarihçisi olarak yetişme serüvenini aktardı.

Akademisyen olma hikâyesini orta okul, lise yıllarına dek geri götürür Tabakoğlu. Memur bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir, orta öğretimine Çarşamba İmam Hatip Lisesinde başlar. İlk yıllarda derslerinde yeterli başarıyı gösteremediğini söyleyen Tabakoğlu özellikle okul müdürünün desteğiyle okumaya devam eder. Bu yıllarda hayatının dönüm noktalarından biri olarak tanımladığı bir olay yaşar. 1965 yılında 27 Mayıs İhtilalinin sıkıntıları bitmeye başlamıştır ve genel seçimin yapılacağı bir dönemde Necip Fazıl’ın Eyüp’te verdiği bir konferansa katılır. Bu konferans bilinçlenmesindeki temel köşe taşlarından biridir, onun ifadesiyle. Tabakoğlu’nun, tercihini etkileyerek ona ilimle uğraşıp akademisyen olma kararı aldıran bir diğer etken Emin Işık’ın nasihatleridir. Dönemin Hareketdergisinde yazıları yayınlanan Emin Işık aynı zamanda lise derslerine de girmektedir. Işık, öğrencilerine dönemin siyasi olaylarından uzak durmalarını nasihat eder. Tabakoğlu bu nasihati dinler ve ilmi faaliyetlere yönelir.

1971 yılında, lise son sınıftayken üniversite imtihanına giren Tabakoğlu, o yıllarda İmam Hatip Lisesi diplomasıyla üniversiteye giremeyeceği için fark derslerini tamamlayıp Vefa Lisesi’nden, İmam Hatip Lisesi’nden geldiği şerhiyle beraber bir diploma daha alır. Üniversite sınavına girerken aklında sosyoloji asistanlığı fikri vardır. Fakat ilk tercihine İ.Ü. İktisat Fakültesi’ni yazar ve kazanır. Böylece İktisat Fakültesi’ne kaydını yaptırır. Üniversite yıllarında Ömer Celal Sarç, Lütfi Güçer gibi çok değerli hocalardan dersler alır. Fakat özellikle Halil Sahillioğlu’nun derslerinden; bilhassa iktisat tarihi dersinden etkilenir. İktisat tarihi branşını seçmesinde bu dersler büyük önem taşır. Nitekim 1970’li yılların karışık ortamında derslere giren ve lisans öğrenimini tamamlayan Tabakoğlu üçüncü sınıfta sınavlara girerek doktoraya başlar. Halil Sahillioğlu artık doktoradaki hocasıdır. Hocası Sahillioğlu, Tabakoğlu’nun ifadesiyle bildiklerini hiçbir şekilde saklamayan bir insandır. Kendisiyle uzun mesailer harcarlar. Öte taraftan hocası Sahillioğlu’nun takdirini kazanmasına rağmen, onun asistanı olamamasını, kendisinin de hayatı boyunca düşündüklerini saklamaması ve ayrıca “sağa angaje” olmasına bağlar Tabakoğlu. Burada önemli bir diğer anekdot Sahillioğlu’nun Osmanlıca harfleriyle tezinin kenarına aldığı notları transkript ederek tezine eklemesidir.

Vefa Lisesi diplomasıyla üniversite hayatına başlayan Tabakoğlu İmam Hatip Lisesi diplomasıyla da Yüksek İslâm Enstitüsü’ne kaydolmuştur. Burada İslâmi ilimler alanında kendini yetiştirmeye devam eder. Bu, şüphesiz İslâm İktisadı alanında yapacağı çalışmalara önemli katkılar sağlayacaktır. Tabakoğlu, daha sonrasında Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesiismiyle kitaplaştırılacak olan doktora çalışmasını tamamlar. Sahillioğlu’nun yanında Erdoğan Alkin ve Lütfi Güçer’in de içinde bulunduğu bir jüri karşısında tezini başarıyla savunur. Aynı dönemlerde İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden Orhan Oğuz ile tanışır. Bu, İstanbul Üniversitesi’nde kadroya girmesinde bir engel sayılan Yüksek İslâm Enstitüsü eğitiminin kendisi için avantaj haline gelmesini sağlar ve 1979 yılında İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde göreve başlar. Önceleri çalışma ekonomisi derslerine giren Tabakoğlu, daha sonra iktisat tarihi dersleri de vermeye başlar. 12 Eylül sonrasında Akademi’nin Marmara Üniversitesi’ne dönüşmesinin ardından bir İktisat Tarihi Anabilim Dalı kurulur.

Tabakoğlu’nun hayatında yer tutan en önemli kişilerden biri de Nurettin Topçu’dur. 1970-79 yılları arasında Topçu ile her hafta görüşürler. Her cumartesi Topçu’nun seminerlerine katılır. Nurettin Topçu’nun yayınladığı Hareketdergisinde, üniversite yıllarından itibaren yazıları çıkmaya başlar. Önceleri soyadı yerine “Debbaoğlu” müstearıyla yazmaya başlayan Tabakoğlu sonraları kendi ismini kullanır. Bu dergide yayınlanan birçok yazısı daha sonra İslam İktisadıismiyle kitaplaştırılır. Öğrenim hayatında birçok önemli kişinin desteğini görmüştür. Fethi Gemuhluoğlu’nu da burada saygıyla anar Tabakoğlu. Gemuhluoğlu, Tabakoğlu’nun deyimiyle kendisini öğrenim hayatı boyunca finanse etmiştir.

Çalışma alanlarını üç alanda özetleyen Tabakoğlu bunları birbiriyle ilişkili olarak İstanbul İktisadı, İslâm İktisadı ve Osmanlı İktisat Tarihi olarak sınıflandırmaktadır. İktisat tarihini multidisipliner bir alan olarak tanımlar. Osmanlı İktisat Tarihi çalışacak bir kişinin bu alanları bilmesi gerektiğini düşünmektedir. Tarih ve coğrafya bilgisinin dışında ayrıca mutlaka fıkıh, fıkıh usulü, hadis, hadis usulü öğrenilmelidir bunun için bir iktisat tarihçisi. Bu bağlamda hocası Halil Sahillioğlu’nun bir iktisat tarihçisi olarak fıkıhla ilgili doktora tezleri jürilerine girebilecek düzeyde fıkıh bildiğinin de altını çizer. İstanbul ile ilgili elinde pek çok malzeme bulunan ve bunlar üzerine hâlâ çalıştığını ve çalışmaya devam edeceğini belirten Tabakoğlu’nun vurguladığı bir diğer husus “Braudel’in tarihçi olmak isteyenlerin on sekizinci yüzyıl ve öncesini çalışması gerektiği” tezidir. Kendisi de bu yaklaşımı benimsemektedir.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir