19. Yüzyıl Mısır’ında Kanunlaştırma Hareketleri

Paylaş:

İslâm dünyasında kanunlaştırma faaliyetleri ilgi çeken akademik bir konu olmakla birlikte Osmanlı merkezli ve resepsiyon odaklı tezler hâkim gözükmektedir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa sonrası Mısır siyasî, iktisadî ve hukukî birçok reformun uğrak yeri olmuştur. Osmanlı hakimiyeti, Fransız işgali ve Kavalalı Mısır’ının idari yapısına dair birçok çalışmadan bahsolunabilir. Ülkemizde Mısır kanunlaştırmaları, tezin de bir kısmını teşkil eden, Kadri Paşa’nın faaliyetleri ile bilinmektedir. Ağırakça, Mısır’da uzun soluklu araştırmaları neticesinde Mısır hukuk tarihine dair az bilinen bazı kanunları ve süreci aydınlatacak bilgiler ortaya çıkardığını ifade etti. Ağırakça’nın sunumu 19. Yüzyıl Mısır’ındaki kanunlaştırmaların sebepleri ve mahiyeti etrafında şekillendi.

Ağırakça, çalışmasının ilk bölümünde İslâm hukukunun tarihsel sürecinde kanunlaştırma olgusunu genel hatlarıyla ele aldı ve tartışmaları değerlendirdi. Teze ismini veren ikinci bölümde 19. yüzyıl Mısır’ında kanunlaştırma hareketlerini incelediğini belirten Ağırakça, 1875 yargı reformunu bu dönem açısından önemli bir eşik olarak değerlendirdi. Kanunlaştırmanın sebeplerinin ele alındığı bu bölümde özellikle işgal sonrası oluşan sosyo-politik atmosfere vurgu yapılıyor. Zira tezin tarihi sürecinde aktarıldığı üzere Fransız diplomatları kanun hazırlıklarına çoğunlukla müdahil olmaya çalışmakta. Bir başka önemli saik ise bilhassa Fransa olmak üzere Batı’ya tahsile giden öğrencilerdir. Rıfa’a et-Tahtâvî, Fransa’da eğitim gören ve Kadri Paşa’nın da hocası olarak anılan kişidir ve kanunlaştırmadaki rolü de önemlidir. Batı’da eğitim almış kişilerin hocalık yaptığı “Medresetü’l-Elsun” önceleri dil okulu iken ilerleyen zamanlarda hukuki tercümeler vasıtasıyla resepsiyon sürecinde mühim rol oynamıştır.

Osmanlı Mısır’ında hukuk sistemi kadıların idaresindeki şer’i mahkemelerin ağırlıkta olduğu bir sistem üzerine kuruludur ve 19. yüzyıl Mısır’ında şer’i mahkemeler görevine devam etmektedir. Mehmed Ali Paşa döneminde ticari hayatın etkin oluşu yargı meclislerinin kurulmasını gerektirdi. Ağırakça, sunumunda sayıları bir hayli fazla olan yargı meclislerini kronolojik olarak tek tek zikretti ve niteliklerini ortaya koydu. Bu müesseseler için şer’î-dünyevî yargı ayrışması tezi pek tutarlı değildir; ancak kısmî bir ihtisaslaşmadan sözedilebilir. Mısır’da yargı örgütünün bir parçası olan konsolosluk mahkemeleri ise Osmanlı ahidnâmelerinin koruduğu ve Mısır’a da tevarüs eden bir yapılanmadır.

1875 hukuk reformuna gelindiğinde on yedi ülkenin konsolosluk mahkemesi faaliyetlerine devam etmekteydi. Ayrıca Ağırakça’nın “millî yargı” olarak nitelendirdiği gayrimüslim mahkemeleri de mevcuttur. Mısır Kıptî, Ermeni, Maruni, Yahudi gibi birçok farklı dinî unsurun ülkesidir ve her birinin özel yargı organları vardır. 1867’de Hidiv İsmail Paşa döneminde Hariciye Nâzırı Nubar Paşa’nın yabancı devletlerin ticari ve adli imtiyazlarının ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak zora soktuğuna dair raporu ile “karma mahkemeler”in (el-mehâkimü’l-muhtalata) kurulması sürecine geçilmiştir. İmtiyaz sahibi ülkelerin kabul etmesi ve Bâb-ı Âlî’nin diplomatik olarak ikna edilmesi ile Fransa’nın çekincelerinin üstesinden gelinmiş 1876’da karma mahkemeler resmen kurulmuştur. Yabancı ve Mısırlı hakimlerden oluşan mahkemeler yabancılarla ilgili ticari ve medeni davalara bakmaktaydı. Dönemin kanunlaştırma faaliyetlerinde önemli rol oynayan karma mahkemeler sebebiyle 1875’te bu mahkemelerde uygulanmak üzere muadil Fransız kanunları tercüme edilerek yürürlüğe konulmuştur.

Dönemin hukuk reformunun en önemli parçası ise yerel mahkemelerin kuruluşudur. Yargı meclislerinin karışık yapısı, şer’i mahkemelere karşı iktidarın onların yetkisini kısıtlama arzusu ve karma mahkemelerin halkta ciddi rahatsızlıklar uyandırması sebebiyle 1883 senesinde Hidiv Tevfik Paşa devrinde el-Mehâkimü’l-Ehliyye ve el-Mehâkimü’l-Vataniyye adıyla Mısır yerel mahkemeleri kurulmuştur. Yerel mahkemelerin kurulmasının ardından şer’î mahkemeler yetki sahası daralmış olarak görevlerine devam ettiler. Bu dönemde şer’î mahkemeleri ıslaha yönelik çeşitli çabalar öne çıkmaktadır. Muhammed Kadri Paşa’nın aslında yerel mahkemeler için kanun olarak hazırladığı el-Ahkâmü’ş-Şer’îyye fî Ahvâli’ş-Şahsiyyeşer’î mahkemelerce başvuru kaynağı haline gelmiştir; fakat hiçbir zaman kanunlaşmamıştır. Mürşidü’l-Hayrânve Müşkilâtü’l-Evkâfdiye bilinen fıkıh eserleri yine şer’î mahkemelerin önemli kaynaklarındandır. Karma ve yerel mahkemelerden sonra yetkileri nispeten azalmakla birlikte gayrimüslim ve konsolosluk mahkemeleri faaliyetlerine devam etmişlerdir. Napolyon dönemi Fransa kanunlarından medenî kanun, hukuk usulü kanunu, ticaret kanunu, ceza kanunu ve ceza usul kanunu 1875’te karma mahkemelerin kuruluşunda belirli uyarlamalarla Mısır’da da kanunlaşmıştır.

Ağırakça, Kavalalı döneminde siyasi açıdan teşkilatı düzenleyen anayasal metinleri değerlendirerek bu sahanın ayrıca çalışılması gerekliliğini ortaya koydu. Özellikle 1882 tarihli el-Lâihatü’l-Esâsiyye ve 1883 tarihli el-Kânûnu’n-Nizamî el-Mısrî’nin modern anayasalara benzediğini belirterek önceki metinlerin Mısır’ın statüsünden kaynaklanan idari-siyasi belgeler olduğunu ifade etti.

Ceza hukuku sahasında Kânûnu’l-Fellah (1830) zirai hayatı düzenleyen hükümleri barındırsa da birçok suç ve ceza içeren hükmüyle daha çok bir ceza kanununa benzemektedir. 1837 kanunu daha çok memurlara dair hükümler içermektedir. 1843 ve 1844 kanunları çeşitli suçları düzenleyen metinlerdir. 1844 Kânûnu’l-Ukubât teknik bir kanundur ve Fransa ceza kanunlarına benzemektedir. 1855 Kânûnu Said adı ile bilinen ceza kanunu, 1851 Osmanlı ceza kanunu olan Kânûn-ı Cedid’den etkilenmiştir. 1875 Kânûnu’l-Cezai’l-Muhtalat karma mahkemeler için hazırlanan uyarlama bir kanundur. Bu metin 1858 Osmanlı Ceza Kânûnnâme-i Hümayûn’una benzemektedir. Ceza muhakemesinde de kanunlaştırma 1875 ve 1883 denkleminde gerçekleşmiştir.

Medeni hukuk sahasında ise 1858 tarihli el-Layihatü’s-Saidiyye toprak hukukunu düzenlemesi bakımından dikkat çekicidir. 1875 Kânûnu’l-Medenîi’l-Muhtalat 1804 Fransız medeni kanunundan iktibastır. Ağırakça, tezinde tercüme kanunların içeriğini tek tek listeleyerek iktibas haliyle mukayese etmektedir. 1883 Kânûnu’l-Medenîi’l-Ehlî isimli yerel medeni kanunun kaynağı her ne kadar 1875 karma kanunu olsa da mülkiyet, satım, havale, kira vb. bazı hususlarda İslâm hukukundan faydalanılması dikkat çekicidir. Kanun maddelerinin hazırlanmasında fıkhî ıstılahın kullanılması bir başka dikkat çeken husustur. Kadri Paşa’nın hazırladığı taslakların kanunlaşamadığını hatırlatan Ağırakça, bunların Türkiye’de genellikle kanunlaşmış metinlermiş gibi bilindiğine dikkat çekti. Medeni usul hukukunda pek çok meclisler, mahkemeler gibi yargı örgütünün çeşitliliği sebebiyle birçok kanun hazırlanmıştır. Ticaret hukuku sahasında yine 1875 karma ve 1883 yerel kanunları paralelinde düzenlemelerden bahsolunmaktadır.

Ağırakça, Mısır kanunlaştırmalarının İslâm dünyası için önemli bir parça olduğunu belirterek bu kanunların her birinin ayrı ayrı araştırmaların konusu olabileceğini hatırlattı. Tezinde sunduğu ayrıntılı tablolar sayesinde resepsiyon-kodifikasyon cihetiyle Mısır kanunlarını anlamayı kolaylaştıran Ağırakça, İslâm hukukunda kanunlaştırma meselesini 19. yüzyıl Mısır’ı örneğinde incelediğini ve bunun birçok farklı ülke ve dönem için yapılması gerektiğini vurgulayarak sunumunu sonlandırdı.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir