Tanrıya Sığınmak: Dini Başa Çıkma Üzerine Psikososyal Bir Analiz

Paylaş:

Medeniyet Araştırmaları Merkezi Tezgâhtakiler toplantı dizisinin Mart ayı konuğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ali Ayten’di. Ayten, sunumunda din psikolojisinden, dinî başa çıkma yöntemlerinden ve Tanrı’ya Sığınmak: Dini Başa Çıkma Üzerine Psikososyal Bir Analiz isimli kitabından bahsetti.

Din psikolojisinin tanımı ile sunumuna başlayan Ayten, din psikolojisinin alanlarından birinin din ve sağlık ilişkisi olduğunu, bu ilişkiyi incelediğimizde, dinin fiziksel ve ruhsal sağlığa katkısının somut verilerle de görülebileceğini belirtti. Koruyucu ve sağaltıcı şeklinde iki tür katkıdan bahseden Ayten, bu sağaltım sürecinde dinî başa çıkma yöntemleriyle karşılaştığımıza değindi. Başa çıkma sürecinin zor zamanlardaki anlam arayışı olarak tarif edildiğini, bu anlam arayışında dinî bir referans varsa “dinî başa çıkma” olarak tarif edildiğini söyleyen Ayten’e göre; dinî başa çıkma teorisini literatüre kazandıran Kenneth Pargament’in “Trajik görünen şeyler, başka şeyler olabilir”sözü bu teorinin özetidir. Yani din acıyı yok etmez, ama katlanılabilir ve anlamlı hale getirebilir.

Sunumuna dinî başa çıkmanın hangi durumlarda kullanacağını anlatarak devam eden Ayten, dinî başa çıkmanın, genellikle travma yaratıcı, büyük ve toplumsal olaylarda kullanıldığını belirtti. İnsanların travmatik durumlarda kendilerinden üstün bir manevî güç olduğuna inanarak sıkıntılarını hafiflettiklerini düşünen Ayten’e göre; 19 Ağustos depremi sonrası insanların camiye gitme oranındaki artışlar, Amerika’da 11 Eylül saldırısı sonrası kilise ziyaretlerinin artması da buna işaret eder ve bu durum niceliksel yöntemlerle de desteklenebilir.

Ayten, bu noktada kişilerin travmatik ve büyük olaylar dışında, günlük hayattaki sıradan ve basit olaylarda da dinî başa çıkma yöntemlerini kullandıklarını düşünmektedir. Ona göre, insanlar, gündelik hayattaki yapıp etmelerine bazı anlamlar yüklerler ve bir hedef belirlerler. Ve bu hedefin genelde bir anlamı vardır. Bu hedefe ulaşma sürecinde karşılaşılan engel, zorluk ve stresle baş etmeye çalışan insanlar farklı stratejiler uygularlar. Kimileri bu süreçte dinden referans alır, sıkıntının yoğunluğundan bağımsız olarak, en ufak olayda bile ibadet, dua, tövbe etmeye başlar ve dini başa çıkmayı gerçekleştirir.

Ayten, dinin insan hayatındaki rolünü kuramsal açıdan anlattığı sunumunun devamında Freud ve Jung’un görüşlerine de değindi. Her iki kuramcının da, Tanrı’nın varlığını kabul etmeseler de dinin teselli edici fonksiyonunu kabul ettiklerini ifade eden Ayten, varoluşcu kuramcılarla sunumuna devam etti. Viktor Frankl’in anlam arayışını, Irvin Yalom’un da dinin anlam noktasındaki katkısını zikreden Ayten, Pargament’in teorisindeki teselli fonksiyonu, anlam kontrolü, olgunlaştırma, affetme, sadaka, yardım etme ve şükür gibi temel kavramlara açıklık getirerek dinin fonksiyonuna dair görüşlerine de kısaca değindi.

Araştırmasının uygulama kısmında “Dini Başa Çıkma Ölçeği (Pargament)” kullandığını ve ölçeğe bizim kültürümüze has kelimeleri, adetleri, dini ritüelleri vs. kavramları eklediğini de belirtti. Kullandığı diğer ölçekleri tek tek zikreden Ayten, “hayat memnuniyeti ölçeği”, “Beck depresyon envanteri”, yaş ve cinsiyet gibi temel değişkenleri tespit etmek için ayrı bir form kullandığını da belirtti. Ölçekleri, 2010 yılında 558 kişiye uyguladığını söyleyen Ayten’in, araştırma bulguları, pek çok Avrupa ülkesinde görüldüğü gibi, insanların olumlu dinî başa çıkma yöntemlerinin (“yalvarma, tövbe, hayra yorma, dine yakınlaşma, dini dönüşüm”), olumsuz dini başa çıkma yöntemlerine göre (“kötüye yorma, Allah tarafından cezalandırıldığını düşünme”) daha çok kullandığını göstermektedir. Dinî başa çıkmada cinsiyet farkına baktığımızda, kadınların olumlu ve olumsuz dinî başa çıkma yöntemlerini, erkeklere göre daha fazla kullandığı tespit edilmiş.

Dini başa çıkma ve depresyon arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için regresyon analizi de yapan Ayten, analiz sonucuna göre, olumsuz başa çıkmayı kullanan insanların depresyon puanlarının yüksek; olumlu başa çıkmayı kullananların ise düşük olduğunu ortaya koymuş. Ayrıca olumlu dini başa çıkanların hayat memnuniyetlerinin daha yüksek ve daha az depresif, olumsuz dini başa çıkanlarda ise bunun tam tersi bir durum sözkonusudur.

Tüm bu kuramsal görüşlerin, insanların günlük ve sıradan olaylarda da dinî başa çıkma yöntemlerini kullanacağı yönündeki tezini desteklediğini söyleyen Ayten, araştırmasının istatistik bulgularını ve yöntem kısmını anlatıp soruları yanıtladıktan sonra sunumunu noktaladı.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir