Deleuze-Guattari: Şizoanaliz, Yaratıcı Bir Fark ve Arzu Ontolojisi

Paylaş:

Medeniyet Araştırmaları Merkezinin Tezgâhtakiler programının ocak ayı sunumunu gerçekleştirmek üzere Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Sinan Kılıç konuğumuz oldu. Sunum süresince Batı felsefe geleneğine hâkim olan aşkınsal, özdeşlikçi düşünme geleneği, Deleuze-Guattari’nin temel kavramları olan fark, minör fark ve majör fark, arzu, şizoanaliz, anti oedipus, göçebelik, yersiz-yurtsuzlaştırma, köksap vb. kavramlar çerçevesinde analiz edildi. Deleuze-Guattari’nin bu kavramlar çerçevesinde Batı felsefe geleneğine yönelik eleştirilerinin nedenselliği değerlendirildi. Bu değerlendirme bağlamında özellikle Batı düşünme geleneğinin neden olduğu felsefi problemlerin tarihsel olarak felsefe geleneğindeki izleri, Deleuze-Guattari’in filozofları düzleminde yorumlandı. Böylece özellikle Batı düşünme geleneğinin özdeşlikçi yapısı fark kavramı üzerinden analiz edilerek, özdeşlikçi felsefenin neden olduğu problemler açığa çıkarıldı.

Buna göre Batı düşünme geleneğinde özdeşlikçi düşünme yapısı her şeyden önce düşünmeyi bir öz, ilke ile temellendirerek düşünme süreçlerinde bir dogmatizme neden olduğundan, negatif-aşkınsal bir düşünme yapısına neden olur. Bu düşünme yapısı ise felsefi düşünmede olması gereken çoklu, heterojen varlık kavrayışının yerine bütünlüklü, homojen bir varlık kavrayışının oluşmasına yol açar. Böylece düşünme süreçlerinde olması gereken heterojen varlık kavrayışı negatif fark kavrayışı ile olumsuzlanır. Bu olumsuzlama merkeze alınan kimlik, özdeşlik ile gerçekleştirildiğinden bu özdeş olan ile uyumsuz olan farklılıkların olumsuzlanmasına neden olur. Bu da yaşamın çok kıvrımlı ve katmanlı tüm yapılarında minör farklılıkların varlıksal süreçlerden dışlanmasına ve olumsuzlanmasına yol açar. Bu özdeşlikçi düşünme yapısının yerine Deleuze-Guattari minör fark kavrayışı ile herhangi bir farkın merkeze alınmadan kendini sürekli yeniden farklı bir düzlemde yaratarak oluş ile olumlamasını gerçekleştirir. Deleuze-Guattari için bu özdeşlikçi yapı Batı düşünme yapısının pek çok alanında görülür. Bu bağlamda özdeşlikçi, majöratif düşünme yapısının görüldüğü bir diğer temel alan ise Freudyen psikanalizdir. Deleuze-Guttari’ye göre Freudyen psikanaliz Oedipus kompleksi ile bilinçdışı süreçlerde bir öz oluşturarak bilinçdışının hadım edilmesine yol açar. Deleuze-Guattari psikanalizin oedipal kompleksi yerine şizoanalitik düşünme yapısını oluşturarak, bilinçdışını şizoid arzu ile olumlama ve yaratıcılığın alanına dönüştürür. Çünkü bilinçdışı olumsuzlamanın değil olumlamanın ve yaratıcılığın alanıdır. Bu kapsamda felsefi düşünce de bir başka filozofun kavramlarının tekrarlanması olmayıp, filozofun kendi kavramlarını yaratmasının yeri yurdudur.

Bu kavramlar aynı zamanda filozofun çığlığıdır, kaderidir. Şizoanalizdeyaratıcı bir düşünme süreci olarak yaşamın minör fark ve arzu ile olumlanmasıdır, yersiz-yurtsuzlaşmasıdır. Böylece herhangi bir düşüncenin veya tekil varlığın diğer bir düşünceden, tekil varlıktan ne bir üstünlüğü ne de düşüklüğü söz konusu olur. Şizoanalizde her varlık kendi tekil düzleminde karşıtı ile değil, kendi etkin farkı ve ebedi dönüşü, oluşu bağlamında değerlendirilir. Sonuç olarak sunumda genel bağlamda bu düşünceler analiz edilerek, tartışılarak Batı felsefe geleneğinin temel problemleri farklı bir düzlemde ele alındı. Sunum bu problemlerin hem felsefi düşüncedeki hem de bireysel düşünme süreçlerindeki yansımaları değerlendirilerek tamamlandı.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir