Göçün Kadın İsdihdamına Olumlu ve Olumsuz Etkileri*
Küresel Araştırmalar Merkezi, “Özel Etkinlik” toplantı dizisinin altmış üçüncüsünde, Essex Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Dr. Ayşe Güveli’yi ağırladı. Güveli, göçün kadın istihdamında yarattığı sıkıntıları ve kazanımları tartıştığı konuşmasında Türkiye’de yapmış olduğu “2000 Aile: Türkler’in Avrupa’ya Göç Süreçleri” isimli, Türkiye’den Almanya’ya göçü, Türkiye perspektifinden inceleyen alan çalışmasını da anlattı.
Kadın göçünü anlamak için teorik bir arka planın oluşturulmasının gerekliliğine değinerek konuşmasına başlayan Güveli, öncelikle göç teorilerini ve bunların kısıtlılıklarını ele aldı. Güveli’nin ele aldığı bağlamda, klasik asimilasyon teorisi, göçmenlerin zaman geçtikçe ve nesil değiştikçe göç alan ülkedeki yerli insanlara benzeyerek gittikleri toplumda asimile olacaklarını savunmaktadır. Fakat bu teori Avrupa’dan Amerika’ya göçü anlamak için üretildiğinden dolayı 1960’lardan sonra Avrupa kıtası dışından Avrupa’ya gelen göçmenleri açıklamak noktasında başarısız olmuştur. Asimilasyon teorisinin problemleri “parçalı asimilasyon” teorisinin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Bu teori, topluma uyum sağlama sürecinde belirleyici olarak sadece nesil değişmesinin değil göçmenlerin vasıflarının ve aile yapısının da etkili olduğunu vurgulayarak klasik asimilasyon teorisinden ayrılır. Asimilasyon teorilerinin yanı sıra, küreselleşmenin artması ile ulusötesi kavramı da göç literatüründe tartışılmaktadır. Çünkü küreselleşme ile göçmenler geldikleri ülke ile bağlarını sürdürebilmekte ve o ülkenin değerlerini de taşımaya devam etmektedir. Buna zıt olarak, göçmenlerin disimilasyon ile geldikleri ülkenin insanından farklılaşması da olası bir sonuçtur. Güveli, göç üzerine yapılan çalışmaları, göçmen türlerini ve göç veren ülkenin koşullarını dikkate almaksızın sadece varılan ülkeye odaklanarak yapıldığı için yetersiz bulmaktadır.
Sunumuna kadın istihdamıyla devam eden Güveli, istihdamı kadına bağımsızlık kazandırdığı için pozitif bir sonuç olarak görmektedir. Avrupa’da iş piyasasının kadınlara daha fazla iş olanağı sağlamasına rağmen göçmen kadınların özellikle de Müslüman göçmen kadınların çalışma koşullarının iyi olmadığını vurgulayan Güveli, çalışmasında göç eden Türk kadınları Türkiye’de kalan kadınlar ile kıyaslamaktadır. “2000 Aile” projesi bulgularının ortaya koyduğuna göre, Türkiye’den sadece eğitimsiz ve vasıfsız insanlar değil, orta derecede eğitimli fakat Türkiye’de aradığını bulamayan insanlar da Avrupa’ya gitmişlerdir.
Güveli’ye göre göçmen Türklere dair araştırmalar üç temel sebepten dolayı önemli: (i) Avrupa’da Türklere karşı, Müslüman olarak farklı değerleri taşıdıkları için kesin yargılarla yaklaşılması, (ii) Avrupa toplumlarına göre aile yapılarının oldukça kapalı olması, (iii) yüksek oranda Türkçe konuşmayı sürdürmekte ve korumakta olmaları. Bu nedenlerden dolayı, Güveli ve ekibi Türkiye’de en çok göç veren beş bölgede -Akçaabat, Şarkışla, Kulu, Emirdağ, Acıpayam- çalışmalarını yürütmüşlerdir. Araştırma tasarısı kapsamında, 1960-1985 yılları arasında göç etmiş olan ilk kuşak göçmenlere ulaşarak onların torunları ve çocuklarını kapsayan bir soyağacı oluşturmuşlardır. İlk kuşak, sadece erkeklerden oluştuğu için kadın istihdamında temsil değeri taşımamaktadır. Projede, ilk kuşakta göç etmiş aileler ile geride kalan %20’lik göç etmeyen aileler karşılaştırılarak kadınların istihdam olasılıkları sorgulanmıştır. Çalıştığı işte para kazanan kadınlar istihdam sağlamış olarak kabul edilmişlerdir. Bu bağlamda 5 kategori oluşturulmuştur: (i) göç etmeyen kadınlar, (ii) iç göç yapmış bekâr kadınlar, (iii) iç göç yapmış evli kadınlar (iv) uluslararası göç yapmış bekâr kadınlar, (v) uluslararası göç yapmış evli kadınlar. Bu kategorileri kontrol etmek için oluşturulan modellerde ise kadınların eğitim seviyeleri, dini pratiklere ne kadar bağlı oldukları, eşlerinin eğitim seviyeleri gibi durumlara da bakılmıştır.
Tüm kategoriler göz önüne alınarak bakıldığında göçün, kadın istihdamını arttırma konusunda pozitif sonuç doğurduğu görülmektedir. Bir diğer deyişle, göç eden kadınlar kalan kadınlara göre daha avantajlı olmuşlardır. Çünkü uluslararası göç eden kadınlar bağlamında düşünülürse Avrupa’da kadınlar için istihdam olasılığı daha yüksektir. Durum iç göç açısından ele alındığı zaman ise kırsal alandan şehirleşmiş bölgeye göç eden kadınlar için istihdam olasılığı daha yüksektir. “2000 Aile” projesinin gösterdiği bir diğer sonuç da iyi eğitim almış, dini pratiklerine bağlı olmayan bekâr kadınlar uluslararası göç ile yerleştikleri ülkede önemli derecede istihdam edilmektedirler.
Güveli, sunumunun son kısmında, göç eden kadınların göç etmeyen kadınlara göre istihdam açısından daha avantajlı olmalarına rağmen Avrupa iş piyasasında göçmen kadınlara ayrımcılık uygulandığını belirterek göçmen kadınların kötü şartlarda çalıştıklarını sözlerine ekledi. Bu sebeple, Avrupalı politikacıların göçmen kadınların iş piyasasındaki çalışma koşullarını yeniden düzenlemeleri gerektiğini söyleyerek konuşmasını bitirdi.
________
* Programın orjinal başlığı “Pains and Gains of Migration for Woman Employment “tır.