Tasvir: Teori ve Pratik Arasında İslam Görsel Kültürü

Paylaş:

Bilim ve Sanat Vakfı Sanat Araştırmaları Merkezi, Kırkambar Kitap etkinliği kapsamında Eylül ayında editörlüklerini yaptıkları Tasvir: Teori ve Pratik Arasında İslam Görsel Kültürü isimli kitap hakkında konuşmak üzere İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Nicole Kançal-Ferrari ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Dr. Ayşe Taşkent’i ağırladı.

Batı sanatı ve edebiyatı üzerine çalışan Dr. Kançal-Ferrari ile lisans eğitimini ilahiyat alanında tamamlayıp sonrasında İslam felsefesi ve sanatı alanlarında çalışan Dr. Taşkent, farklı iki disiplinden iki akademisyeni, İslam’da tasvir problemi hakkında ortak bir çalışma yapmaya iten etkenlerden bahsettiler. Ana etkenin, günlük hayatta ve akademide sıkça karşılaşılan bir problem olan tasvir meselesini, Batı’da hakim olan oryantalist bakışın yönlendirmelerine kapılmadan ve İslam kaynaklarını esas alarak akademik ortamda tartışma isteği olduğunu dile getirdiler. Bu bağlamda kitabın hazırlanma sürecini, kitabın editörlerinin gözetiminde 2010-2013 yılları arasında, “Sanat Tarihi Atölyesi: İkonoklazm, Tasvir Teorileri ve İslam Sanatı” başlığıyla BİSAV bünyesinde düzenlenen atölyeye kadar geri götürmek mümkündür. Bu atölyenin sonunda, 16 Şubat 2013 tarihinde tertiplenen “Tasvir: İslam Görsel Kültüründe Yasak, Gelenek ve Pratikler” başlıklı ihtisas sempozyumu atölyenin verilerinin kitaplaşma sürecinin ilk adımıydı.

Her kitap çalışmasında karşılaşılan manevi ve maddi zorluklara, sanat tarihi çalışmalarına özgü sorunların da eklenmesiyle çetin bir hazırlık süreci yaşadıklarından söz eden Dr. Kançal-Ferrari, İslam dünyasında üretilen resimli elyazmalarının dünya kütüphanelerine ve müzelerine dağılmasından kaynaklanan derleme ve telif hakkı sorunları üzerinde durdu. Dr. Taşkent ise, ister telif olsun ister tercüme, Türkçe sanat metinlerinde karşılaşılan kavram kargaşasından söz açtı ve farklı dillerde yazan yazarlardan alınan makalelerden oluşan Tasvir kitabında, benzer bir kargaşanın içine sürüklenmemek için nasıl bir yöntem izlediklerinden bahsetti. Bu bağlamda editörler, kitapta bir dil ve terminoloji bütünlüğü oluşturabilmek için makaleleri kendileri bizzat birkaç kez okumuş, çeviri makaleleri ise alanında uzman akademisyenlere okutmuştur. Ayrıca kitabın sonuna kapsamlı bir dizin hazırlayarak hem bir dil bütünlüğü oluşturmaya hem de kitabın kullanılabilirliğini arttırmaya gayret etmişlerdir.

Tasvir: Teori ve Pratik Arasında İslam Görsel Kültürü’nde on altı makale yer almaktadır. Bütün makaleleri derinlemesine incelemek, zaman problemi yüzünden mümkün olamayacağı için editörler makaleleri genel hatlarıyla tanıtma yolunu seçtiler. Taşkent, toplamda on altı makalenin yer aldığı kitabın ilk yedi makalesinin İslam’da tasvir konusunu teorik düzeyde ele aldığını, geri kalan dokuz makalenin ise Müslüman sanat pratiklerine dair yeni yaklaşımlar, çözümlemeler ve yorumlar içerdiğini ifade etti.

Kitabın ilk makalesi olan Jamal J. Elias imzalı “Güzellik, İyilik ve Hayret” başlıklı makaleyi değerlendiren Taşkent, Elias’ın yukarıda sözü edilen atölye çerçevesinde BİSAV’da bir konuşma da yaptığını hatırlattı ve yazarın İslam sanatı alanında basmakalıplaşan tanımlardan uzaklaşarak meseleye yeni bir teorik çerçevede yaklaşmayı denediğini belirtti. Aisha’s Cushion: Religious Art Perception and Practice in Islam (Kasım 2012) adlı kitabında etraflıca açıkladığı teorik çerçeveyi Elias, kitapta yayımlanan makalesinde özetlemiştir. Elias makalesinde Platon’dan başlayarak etik ve estetik değerlerin Antik Yunan’daki kökenine iner ve güzelliğin Batıda ve Doğuda nasıl tartışıldığını ele alır. Makalenin özgün yanı çoğunlukla teorik düzeyde kalan tartışmaları günümüze taşıması ve İslam sanatı araştırmalarında uygulanabilecek yeni bir yöntem önermesidir.

Tasvir kitabının ikinci makalesi Irvin Cemil Schick’in kaleme aldığı “İslam Sanatında Tasvir Sorunu ve Hat Sanatı Örneği” başlıklı makaledir. Daha önce atölye çerçevesinde aynı konuda bir sunum da yapan Dr. Schick, bu makalesinde yazı ile resim arasındaki benzerliğe ve başkalığa temas etmiştir. Kitabın üçüncü makalesi, Valérie Gonzalez’in “İslam Sanatının Çifte Ontolojisi: Tunus Rakkada Müzesi’ndeki Bir Folyoda Yer Alan Kelime-Resim Hakkında” başlıklı makalesidir. Taşkent’in bizzat tercüme ettiği bu makalede yazar, Rakkada Müzesi koleksiyonuna ait olan ve aslında ne bir hat ne bir resim olan, bu ikisi arasında duran bir figürden yola çıkarak çok katmanlı felsefi tartışmalara girmiş ve bu arada oryantalist bakışı da sorgulamıştır.

Tasvir kitabının dördüncü ve beşinci makaleleri Bizans İkonoklazmı ve Müslüman yönetici ve düşünürlerin Hristiyan İkonoklast hareketi üzerindeki etkisi hakkındadır. Bilal Baş imzalı, “Bizans İkonoklazmı (726-843) Bağlamında Hristiyan Geleneğinde Tasvir Meselesi” başlıklı makalede Hristiyan tarihinde önemli bir yere sahip olan tasvir-kırıcı hareketin düşünsel arka planına yakından bakılmıştır. “Bizans İkoloklazmında İslam Etkisi” başlıklı ve Bekir Zakir Çoban imzalı makalede ise, tasvir-kırıcı hareketin İslam dünyasında ortaya çıkan tasvir-karşıtı hareketle olan bağlantısı incelenmiştir. “Osmanlı Dönemi Fıkıh Eserlerinde Tasvir” isimli altıncı makale, İslam’ın tasviri yasakladığı iddiasının fıkıh kitaplarında bir temeli olup olmadığı araştırmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Makalenin yazarları Süleyman Kaya ve Soner Duman, şeyhülislam fetva mecmuaları, taşra müftülerine ait fetva mecmuaları ile fıkıh kitaplarını taramışlar ve tasvir konusuna dair hiçbiri bir yasağa delalet etmeyen altı fetva bulmuşlardır. Taşkent’in deyimiyle makale, tasvir tartışmasının dinî alandaki seyrini ve boyutunu göstermesi bakımından önemlidir.

Nicole Kançal-Ferrari’nin 2009’da Berlin’de düzenlenen “Taswir Islamische Bildwelten und Moderne” isimli serginin katalogunu yazan Batılı araştırmacıların tasvir meselesine yaklaşım tarzından yola çıkarak yazdığı “İslamda Tasvir Problemi ile İlgili Son Dönem Literatürüne Bir Bakış” başlıklı makale kitabın yedinci makalesidir. Kançal-Ferrari makalesinde, dışarıdan baktıkları için konuya objektif yaklaştıkları varsayılan Batılı araştırmacıların aslında basmakalıplaşmış Oryantalist görüşleri tekrarladıklarını, Hans Belting, Almir Ibric ve Silvia Naef’in çalışmalarına odaklanarak ele almış, bu yazarların şahsi yorumlarıyla İslam sanatını yeniden biçimlendirdiklerini ortaya koymuştur. İslam sanatı çalışmalarında çok az ele alınan bir konu olan Tanrı’nın görselleştirilmesi probleminin tartışıldığı Christiane Gruber imzalı sekizinci makalenin başlığı “Realabsenz: Duyulur Olmayanı Betimlemek, 1300-1600 Yılları Arasında İslam Sanatında Tanrı Temsilleri”dir. Gruber’in hat sanatından resme uzanan süreçte, Müslüman sanatçıların bilhassa siyer konulu minyatürlerde Tanrı’nın mevcudiyetini ne şekilde görsel dile aktardıklarını metin-resim ilişkisini göz ardı etmeden çözümlediği makalesi, Taşkent’in ifadesiyle, ufuk açıcı ve cesur bir makaledir.

“İslam Kaynaklarında Hz. Muhammed’in Yazılı ve Görsel Tasviri Hakkında Bir Değerlendirme” başlıklı dokuzuncu makalede yazar Ayşe Taşkent, yazılı eserlerde Hz. Peygamber’in tasviri üzerinde durmuş ve bu yazılı tasvirlerin, anlatıdan resme geçiş sürecinde ortaya çıkan ve bir soyutlama örneği olan hilyeler ile daha sonraki süreçte ortaya çıkan Hz. Peygamber minyatürlerine nasıl kaynaklık ettiklerini tartışmıştır. Taşkent ayrıca, makalesinin sonuna eklediği Hz. Peygamber minyatürlerinin kaynakçası ile sonradan konu üzerinde çalışacak araştırmacıların işini kolaylaştırmıştır. Charlotte Maury’nin “İki Harem Bölgesinin Osmanlı Dönemindeki Tasvirleri: Topografik Diyagramlardan Perspektifle Çizilmiş Görünümlere” başlıklı makalesi kitabın onuncu makalesidir. Kançal-Ferrari, makalenin Batı resminde var olan perspektifin İslam resminde bulunmayışını bir eksiklik olarak gören oryantalistlerin aksine Maury’nin perspektif yoksunluğunu Mekke ve Medine tasvirlerinin amacıyla ilişkilendirerek açıkladığını belirtmiştir. Bu bağlamda yazar, erken tarihli Mekke ve Medine tasvirlerinin primitif resimler olmadıklarını; bu resimlerin, aslında izleyiciyi bir görsel tavafa davet ettiklerini ve perspektif kurallarına uygun yapılan resimlerin bunu başaramayacaklarını ileri sürmektedir.

Mehmet Baha Tanman’ın kaleme aldığı on birinci makalenin başlığı “Geç Dönem Osmanlı Tekke Sanatında Seyyid Ahmed el-Rıfa’î Türbesi Tasvirleri”dir. Kançal-Ferrari’nin ifadesiyle bu makalede Tanman, Osmanlı döneminde türbe görsellerinin yerelleştirilerek ve bezemelerinde tasavvufi semboller kullanılarak nasıl biçimsel ve içeriksel dönüşüme uğratıldıklarını Seyyid Ahmed el-Rıfa’î Türbesi’nin tasvirleri üzerinden incelemiştir. Kitabın on ikinci makalesi olan “Tekke Levhları” başlıklı makalede yazar Hümeyra Uludağ, İslam tasavvuf geleneğinde evliyalara saygı kavramı çerçevesinde Osmanlı tekke yazıları ve bunların bir kült objesi haline dönüşmesini tekkelerde sık sık görülen hat ve yazı-resim levhaları üzerinden incelemiştir.

Kitabın on üçüncü makalesi Ertuğrul Ertekin imzalı “Elyazma Tasvirlerinde Bir Halife ve Bir İmam Olarak Hz. Ali İmgeleri” başlıklı makaledir. Makalesinde, resimli yazmalarda sıklıkla karşılaştığımız Hz. Ali tasvirlerine dair yeni bir tasnif yöntemi öneren Ertekin, Hz. Ali tasvirlerinin İslam dünyasında ortaya çıkan farklı Hz. Ali tasavvurlarına göre tasnifinin,  tasvirlerdeki Hz. Ali imgelerinin ikonografik çözümlemesini yapmamızda bize yol gösterici olacağını ileri sürer. Bu bağlamda, farklı yüzyıllarda muhtelif patronların himayesinde üretilen dört minyatüre odaklanarak Sünni Halife Ali tasavvuru ile imgesini, Safevi hamilerce İran’da üretilen iki Gadir-i Hum minyatürüne odaklanarak da Şiî İmam Ali tasavvuru ile imgesini metin-resim ilişkisi ve dönemin politik ve teolojik tartışmalarını göz önüne alarak derinlemesine incelemiştir.

“Mekke’den Meşhed’e: Kaçar Dönemine Ait Resimli Bir Hac Tomarının Hikayesi” başlıklı on dördüncü makalede Farsça taşbaskı kitaplar ve resimler üzerine çalışan Ulrich Marzolph, resimli hac şahadetnamelerinin, bireysel bir ibadeti belgelemenin yanında yazılı kaynaklarda sözel betimlemeleri yer alan yapılara dair görsel veriler sunmaları bakımından da önemli olduklarını ortaya koyar ve bu teorisini, Kailua, Hawaii’de özel bir koleksiyonda bulunan resimli bir Şii hac tomarı örneğini esas alarak pratiğe döker. “Osmanlı Dönemi Resimli Dua Kitaplarında Kutsal Emanetlerin Tasvirleri” başlıklı, kitabın on beşinci makalesinde Ahmad Khamehyar, 18. yüzyıldan itibaren üretilen Osmanlı dua kitaplarında yer alan ve Hz. Peygamber’in muhallefatını konu alan resimleri inceleyerek minyatür dışında kalan İslam görsel kültürüne dikkat çekmek istemiştir. Ayrıca, Khamehyar tarafından Farsça yazılan makalenin, Ayşe Taşkent ve Nicole Kançal-Ferrari tarafından önemli bilgiler ve listeler eklenerek genişletildiğini belirtmek gerekir.

Kitabın on altıncı ve son makalesi olan Ali Boozari’nin “Minyatür Sanatında Bir Sanatçı Üslubundan Bahsedilebilir mi?” başlıklı makalesidir. Boozari, Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde bulunan 1497 tarihli bir Şehname minyatürü ile aynı minyatürün Tahran Gülistan Sarayı Müzesi’nde bulunan 1450 tarihli Haveranname nüshasını karşılaştırmış ve üsluptan yola çıkıp detayları inceleyerek bir minyatürün hangi sanatçıya ait olduğunun tespit edilip edilemeyeceğini tartışmıştır.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir