Bırakma Beni
Bilim ve Sanat Vakfı, Sanat Araştırmaları Merkezi ve Türk Sineması Araştırmaları işbirliğiyle Bosnalı yönetmen Aida Begic’i ağırladı. Begic’le yeni filmi Bırakma Beni (2018) üzerine filmin Türkiye’de gösterime girdiği gün (21 Eylül 2018) gerçekleşen söyleşiye ilgi yoğundu.
Daha önce de çeşitli vesilelerle Bilim ve Sanat Vakfı’na konuk olan Begic filmin ortaya çıkış sürecini anlatarak konuşmasına başladı. Film teklifinin yetimlerle çalışan bir sivil toplum kuruluşundan, Beşir Derneği’nden geldiğini belirten Begic, önceki filmleri referans alınarak yetimlik konusunda bir farkındalık uyandırmak adına yapılan bu teklifi kendisinin de heyecanla kabul ettiğini söyledi. Bu kararında Saraybosna’daki savaş sırasında genç bir kız olarak bulunmasının etkisinden bahseden Begic, savaşı tecrübe etmiş birisi olarak Suriyeli yetimlerle kurduğu ilişkinin çok özel bir mahiyeti olduğunu vurguladı. Önceki filmlerinden farklı olarak olayın gerçek kahramanlarını filmde oynatmanın da bu ilişkiyi müstesna bir konuma taşıdığını sözlerine ekledi.
Filmin çekim aşamasında ideal bir sponsor-yönetmen ilişkisi tecrübe ettiğini söyleyen Begic, herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan çalışma şansı yakalamış. Oyuncu tercihi konusunda titiz bir çalışmayla ve çocuklara zarar vermeyecek şekilde çalıştıklarını belirten yönetmen; Ahmad, Motaz ve İsa adındaki üç temel karakter üzerine kurulu filmde önce hangi çocuklarla çalışacağına karar verip sonrasında bu çocukların gerçek hayatlarından yola çıkarak kurguyu oluşturmuş. Dolayısıyla, karakterler filmde gerçek hayatta oldukları halleriyle görünüyorlar. Bununla birlikte seçilen çocukların oyunculuk konusunda kabiliyetlerinin yanı sıra böyle bir film çekmek hususunda güçlü bir motivasyona sahip olduklarını da ekledi. Hatta birçok açıdan çocukların yetişkinlere göre birlikte çalışmak için daha tercihe şayan olduğunu düşündüğünden bahsetti.
Begic, filmin mekân tercihinde Urfa’nın “gördüğü en özel yerlerden biri” olmasının yanı sıra kutsal ve otantik yapısının da etkisinden söz etti. Ancak filmde şehri egzotikleştirmek yerine buradaki çeşitliliği ön plana çıkarmayı tercih etmiş. Herhangi bir Batılı ülkede çekilse ele geçirilemeyecek bir fırsat burada mümkündür ve kimin mülteci olduğunun ilk bakışta anlaşılamayacağı bir kaynaşma ortamının Türkiye’ye özgü imkânlarını kullanmayı önemser yönetmen.
Özellikle kadın ve çocukların çektiği acılara karşı özel bir hassasiyeti olduğunu ifade eden Begic, Saraybosna’daki acılar üzerine çektiği iki filmle bütünleşen Bırakma Beni’nin artık bu tür acıları perdeye yansıttığı son film olmasını arzu ettiğini de ekledi. Srebrenica’daki katliam sonrasında korunaklı ev hayatından çıkıp bir anda ülkenin en güçlü barışçıl hak arama eyleminin mimarı olan kadınları örnek göstererek kadınların bütün güçleriyle hayatlarını idame ettirmeye ve problemlerle başa çıkmaya devam etmesine karşı duyduğu hayranlığı dile getirdi. Çocuklarının geleceği için mücadele eden Suriyeli kadınlarla da tanıştığını ve bu tür karşılaşmaların kendisi için ilham olmaya devam edeceğini vurguladı.
Filmin konusunun ajitatif bir potansiyeli olsa da seyirciyi ağlatmayı amaçlamadığı da söyleşi de dile gelen hususlardandı. Begic çocukların zaten mülteci olmak ve annesiz/babasız kalmakla gururlarının incindiğini göz önünde bulundurarak onları tamamen trajik bir portrenin içinde göstermek istemediğinden bahsetti. Bu çocukların gerçek hayatta tüm sıkıntılarına rağmen kendi tercihleri olan, özgüven sahibi çocuklar olduğunu, filmde de onları olduğu gibi yansıtmaya çalıştığını belirtti.
Begic filmin yapım sürecinde kendisinin ve ekibinin de savaş travmalarının ortaya çıktığını, bu anlamda filmin ekip için çok daha fazla anlam taşıdığını, bir başka açıdan da eski bir savaştan kurtulup hayatına devam eden insanlar olarak oradaki varlıklarının mülteciler için bir umut kaynağı olduğunu da ifade etti. Bu minvalde filmlerindeki umut temasını “Her zaman çirkinliğin içerisindeki güzelliği görmeye çalışırım. Bir insan olarak gittiğim her yerde güzelliği bulmaya çalışırım. Her insanın içinde iyi bir yan olduğunu ve herkesin temel problemleri aşacak güçte olduğunu düşünüyorum” diyerek açıkladı.
Söyleşi, yönetmenin sineması üzerine genel yorumlar ve yeni projeleri üzerine söyledikleriyle tamamlandı.