Hatıralarla Yakın Tarih-10: Kazım Karabekir, Hayatım
Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından aylık olarak düzenlenen Hatıralarla Yakın Tarih okumalarının 10. programında Kazım Karabekir’in Hayatım adlı hatıratı Serhat Aslaner tarafından sunuldu. Sunumunda öncelikle kitabın kendine münhasır özelliklerine yer veren Aslaner’in ifadesiyle, siyasî ve askerî tarihimiz açısından mühim aktörlerden birisi olan Kazım Karabekir’in çocukluğundan 1907 yılına kadar süren 25 yıllık hayatını anlattığı bu kitap, Doğu Anadolu, Hicaz ve Makedonya hakkında sosyolojik, kültürel, iktisadî ve coğrafî bakımdan çok önemli bilgiler içermektedir. Bununla birlikte kitap, Jön Türklerin zihin dünyalarına ilişkin önemli veriler sunmaktadır. Aslaner de sunumunda, özellikle, bu konu üzerinde durdu.Daha sonra Karabekir’in, siyasî pozisyonunun ve fikriyatının şekillenmesinde etkili olan unsurlara değinen Aslaner, bunlardan bir kaçını şu şekilde dile getirdi: Babasının Sultan Aziz’in öldürülmesinde payı olduğu düşünülerek 30 yıl boyunca terfi ettirilmemesi ve Merkez’den uzakta tutulması; Karabekir’in askerî mekteplerde okuması; eğitim hayatı boyunca parlak bir öğrenci olması ve kurmaylık stajını Manastır’da yapması.Aslaner ayrıca şu hususlara işaret etmiştir:• Karabekir’in ve kardeşlerinin saray idaresine ve II. Abdülhamid’e karşı besledikleri hoşnutsuzluğun temelinde, Çerkeşşeyhizâde Halil Halid Bey’deki duruma benzer bir şekilde, babasına Saray tarafından itibar gösterilmemesi zikredilebilir. Bu durum, Karabekir ve kardeşlerini Yeni Osmanlı ve Jön Türk neşriyat ve fikriyatına yakınlaştıran bir rol oynamıştır.• Karabekir’in askerî mekteplerde okuması ve çok parlak bir öğrencilik hayatı geçirmesi, alaylı/yaşlı, sivil/askerî bürokratlara karşı sergilediği tavrın şekillenmesinde rol oynamıştır. Bu sebepledir ki Karabekir, yaşlıları/alaylıları cahil, köhne, beceriksiz, müstebit ve felaketlerin müsebbibi olarak tavsif ederken, içinde yer aldığı genç ve mektepli zabitleri memleketi kurtaracak temel unsurlar olarak ön plana çıkarmıştır.• Kurmaylık stajını Manastır’da çete takipleri yaparak geçirmesi de Türklüğe yaptığı vurgunun artmasında; Jön Türklerin icraatçı kanadı ile ilişkilerinin gelişmesinde ve Selanik ve Manastır’daki İttihatçılar arasındaki -sonuçları daha sonra görülecek olan- problemler çerçevesinde safını belirlemesinde etkili olmuştur. Ona göre Selanik’teki İttihatçı kadrolar âtıl, eğlence düşkünü, memleketi düşünmeyen tavırlar içerisinde iken, Manastır bu özelliklerin tam aksine sahiptir. Karabekir, bilhassa çete takipleri sırasında edindiği tecrübelerin de etkisiyle gayrimüslim ve Türk-olmayan unsurları da memleketin kurtarılması sürecinde kendilerine bel bağlanamayacak kesimler arasında zikreder.Günlük ve hatırat karışımı bir muhtevaya sahip bu kitabın, karmaşık yapısı itibariyle dikkatli bir şekilde, müellifin siyaseti ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ve mensuplarının II. Meşrutiyet sonrası serüvenleri de hesaba katılarak okunması gerektiğine dikkat çeken Aslaner, tamamlayıcı mahiyette çok sayıda bilgi içermesi hasebiyle Karabekir’in İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı kitabının da bu kitapla beraber okunması gerektiğini kaydederek sunumunu bitirdi.