Global İletişim Devrimi ve Marshall McLuhan

Paylaş:

Çağ­daş Ku­ram­cı­lar baş­lık­lı top­lan­tı­lar di­zi­mi­zin ye­din­ci­si­ni Ma­yıs ayın­da, Fa­tih Üni­ver­si­te­si Fen Ede­bi­yat Fa­kül­te­si Sos­yo­lo­ji Bö­lü­mü öğ­re­tim üye­si Yrd. Doç. Dr. Fah­ret­tin Al­tun ile bir­lik­te Ka­na­da­lı ile­ti­şim ku­ram­cı­sı Mars­hall McLu­han üze­ri­ne ger­çek­leş­tir­dik. Bir ön­ce­ki ay­da Ka­na­da­lı si­ya­set fi­lo­zo­fu Char­les Tay­lor top­lan­tı­mı­zı mü­te­aki­ben di­ğer bir Ka­na­da­lı dü­şü­nür olan Mars­hall McLu­han’ı ele ala­rak çağ­daş Ka­na­da dü­şün­ce­si­nin önem­li iki fi­gü­rü­nü iki önem­li uz­man ile bir­lik­te ta­nı­ma im­kâ­nı­na ka­vuş­tuk.Dr. Fah­ret­tin Al­tun su­nu­mun­da McLu­han’ın ha­yat öy­kü­sü ile eser­le­ri­nin eş­za­man­lı ola­rak de­ğer­len­dir­me­si­ni yap­tı. Al­tun’un an­lat­tık­la­rı­nı kı­sa­ca özet­le­ye­cek olur­sak, McLu­han li­sans eği­ti­mi­ni İn­gi­liz Di­li ve Ede­bi­ya­tı ala­nın­da özel­lik­le Vik­tor­ya dö­ne­mi ağır­lık­lı ola­rak yap­mış­tır. 26 ya­şın­da ken­di is­te­ği ile Ka­to­lik­li­ğe ih­ti­da et­miş­tir. Cam­brid­ge Üni­ver­si­te­si’nde oku­yan McLu­han’ın bu il­gi­si onu, T. S. Eli­ot, E. Po­und, G. K. Ches­ter­ton, J. Joy­ce, W. Le­wis gi­bi mo­dern dün­ya­da ge­liş­miş olan de­ğer­le­rin in­sa­nın özü­nü tah­rip et­ti­ği id­di­asın­da olan ve ge­le­nek­sel top­lum an­la­yı­şı­na ya­kın du­ran sa­nat­çı­la­rın dü­şün­ce­le­ri­ne gö­tür­müş­tür. Ay­dın­lan­ma­cı ve ras­yo­na­list top­lum ve dev­let dü­şün­ce­le­ri­ne kar­şı önem­li re­zerv­le­ri olan bu sa­nat­çı­lar, için­de ya­şa­dık­la­rı mo­dern kit­le kül­tü­rü­nün in­san ben­li­ği­ni tah­rip et­ti­ği dü­şün­ce­si­ni eser­le­ri­ne ta­şı­mış­lar­dır. McLu­han’ın bu il­gi­si onu bir dö­nem ol­duk­ça be­lir­gin bir bi­çim­de et­ki­le­miş­tir. Bu et­ki 1940’lı yıl­lar­da­ki ya­zı­la­rın­da ve 1951 yı­lın­da ya­yın­la­nan ilk ki­ta­bı Me­ka­nik Ge­lin’debe­lir­gin bir bi­çim­de or­ta­ya çık­mış­tır. Son eser­le­ri­ne ka­dar da his­se­di­len mu­ha­fa­za­kâr İn­gi­liz dü­şün­ce­si­nin ve mo­der­nist sa­na­tın et­ki­si McLu­han’ın alâ­me­ti­fa­ri­ka­sı ol­muş­tur.Eği­tim ha­ya­tı­nı Cam­brid­ge, St. Lo­ui­se ve To­ron­to’da ta­mam­la­yan Mars­hall McLu­han’a bi­raz da­ha ay­rın­tı­lı ba­kıl­dı­ğın­da kar­ma­şık ki­şi­lik özel­lik­le­ri­ne sa­hip bir dü­şü­nür kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır. Onun 1950’le­rin ikin­ci çey­re­ği­ne ka­dar yaz­dı­ğı ya­zı­la­rı­nın hâ­kim un­su­ru me­ka­nik tek­no­lo­ji ten­ki­di iken, bu ta­rih­ten iti­ba­ren yaz­dı­ğı eser­le­rin­de öne çı­kan vur­gu elek­tro­nik tek­no­lo­ji­ye kar­şı bes­le­nen ümit­tir. 1951’de­ki Me­ka­nik Ge­lin’den son­ra McLu­han, ona ulus­la­ra­ra­sı alan­da önem­li bir şöh­ret ge­ti­ren ki­ta­bı Gu­ten­berg Ga­lak­si­si’ni 1961’de, Un­ders­tan­ding Me­di­a’yı (Med­ya’yı An­la­mak) 1967’de ve dün­ya­da­ki ilk vi­de­o-ki­tap­lar­dan olan Me­di­um is the Mes­sa­ge’ı da (Araç Me­sa­jın ta Ken­di­si­dir) 1967’de ya­yın­la­mış­tır. Ay­rı­ca 1974 yı­lın­da Pa­pa­lık İle­ti­şim Ko­mis­yo­nu’na da­vet edil­miş fa­kat bu da­ve­ti te­red­düt­le ka­bul et­miş ve kı­sa sü­re bu ku­ru­ma da­nış­man­lık yap­mış­tır. McLu­han’ın Ka­to­lik kim­li­ği onun en­te­lek­tü­el kim­li­ği­nin vaz­ge­çil­mez bir par­ça­sı­dır. McLu­han 1970’li yıl­lar­da unu­tu­lur. 1960’lar­da­ki şöh­re­ti pek kal­ma­mış­tır. Fa­kat 1980’ler­de baş­la­yan “kü­re­sel­leş­me” söy­le­miy­le kü­re­sel­leş­me­nin ön­cü dü­şü­nü­rü ola­rak, da­ha doğ­ru­su bir kâ­hin ola­rak ye­ni­den keş­fe­di­lir Ang­lo-Sak­son dün­ya­da.McLu­han’ın Türk­çe­de üç ese­riy­le ta­nın­dı­ğı­nı ve her­han­gi bir di­sip­li­nin onun dü­şün­ce­le­ri­ne sa­hip çık­ma­dı­ğı­nı be­lir­ten Al­tun, genç ve yaş­lı McLu­han gi­bi bir ay­rı­mın yan­lış ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. McLu­han eser­le­rin­de mo­za­ik yön­tem adı­nı ver­di­ği bir yo­lu ta­kip et­miş­tir. Ona gö­re bu yön­tem, ar­gü­man­tas­yon­dan zi­ya­de ir­de­le­me­ye da­yan­mak­ta­dır. “Mo­za­ik yön­tem” bi­lim­ler ara­sın­da­ki ge­le­nek­sel ay­rı­mı red­de­den, “bi­lim­sel uz­man­laş­ma”nın kar­şı­sın­da yer alan bir kav­ra­yış için­de şe­kil­len­miş, bü­tün bil­gi alan­la­rın­dan is­te­di­ği ka­dar ya­rar­lan­ma­yı, in­sa­nın beş du­yu or­ga­nı­na bir­den hi­tap et­me­yi amaç­la­yan bir içe­ri­ğe sa­hip­tir. McLu­han me­tin­le­rin­de ede­bi­yat, an­tro­po­lo­ji, ta­rih, fel­se­fe, psi­ko­lo­ji ve do­ğa bi­lim­le­ri ça­lış­ma­la­rı­nı bir­lik­te kul­lan­mış, “ar­gü­man”lar yo­luy­la üret­ti­ği bil­gi­nin doğ­ru­la­ma­sı­nı yap­mak ye­ri­ne, sü­rek­li “ir­de­le­me”nin öne­mi­ne vur­gu yap­mış­tır. Ay­rı­ca McLu­han sko­las­tik eği­tim­de ve bil­gi üre­ti­min­de kul­la­nı­lan mü­na­za­ra man­tı­ğı al­mış­tır. McLu­han’a gö­re, ta­ri­hi ay­nı za­man­da in­sa­nın du­yu or­gan­la­rı ara­sın­da­ki bir eş­gü­düm ta­ri­hi ola­rak da oku­ya­bi­li­riz. Bu­na gö­re McLu­han ta­ri­hi üç dö­ne­me ayır­mış­tır: 1- Al­fa­be ön­ce­si dö­nem 2- Al­fa­be­nin keş­fe­dil­di­ği dö­nem 3- Elek­trik ve elek­tro­ni­ğin keş­fe­dil­di­ği dö­nem.Le­wis Mum­ford’un Tech­nics and Ci­vi­li­sa­ti­on ve Ha­rold In­nis’in The Bi­as of Com­mu­ni­ca­ti­on ad­lı ça­lış­ma­la­rın­da or­ta­ya koy­duk­la­rı ta­rih me­to­do­lo­ji­si­ni te­mel alan McLu­han, çö­züm­le­me­le­ri­ni bir­kaç ana ta­rih­sel ka­te­go­ri çer­çe­ve­sin­de or­ta­ya ko­yar. Gu­ten­berg Ga­lak­si­si’nden son­ra­ki eser­le­rin­de çiz­di­ği ta­ri­hî çer­çe­ve­ye sa­dık ka­lan McLu­han, elek­tro­nik ile­ti­şim tek­no­lo­ji­le­ri sa­ye­sin­de in­san­lı­ğın gel­di­ği nok­ta­da “kur­tu­lu­şun im­kân­la­rı”nı gös­ter­me­ye ça­lı­şır. McLu­han’ın eser­le­ri ge­le­nek­sel aka­de­mik ya­zım usul­le­rin­den fark­lı­lı­ğı ne­de­niy­le ko­lay an­la­şı­la­bi­lir tür­den me­tin­ler ola­rak gö­rül­me­miş­tir. Me­tin­le­rin­de­ki yo­ğun tek­rar­lar onun sis­te­ma­tik bir dü­şün­me be­ce­ri­si gös­te­re­me­di­ği şek­lin­de de yo­rum­lan­mış­tır. McLu­han’ın Med­ya­yı An­la­mak’tan iti­ba­ren ka­le­me al­dı­ğı me­tin­le­rin ta­ma­mı, ola­bil­di­ğin­ce ge­niş top­lum ke­sim­le­ri ta­ra­fın­dan an­la­şı­la­bil­me kay­gı­sı ta­şı­na­rak ka­le­me alın­mış­lar­dır.McLu­han’a gö­re ta­rih­sel sü­reç içe­ri­sin­de te­mel du­yu­la­rı ara­sın­da­ki eş­gü­dü­mü kay­be­den in­sa­noğ­lu elek­tro­nik ile­ti­şim tek­no­lo­ji­le­ri­nin neş­vü­ne­ma bul­ma­sı ile bir­lik­te bu eş­gü­dü­mü ye­ni­den sağ­la­ya­bi­lir ha­le gel­miş­tir. Mat­baa­nın keş­fi ile zir­ve­ye çı­kan bi­rey­ci­lik, top­lum­sal fark­lı­laş­ma, eşit­siz­lik, se­ri üre­tim, mil­li­yet­çi­lik, sa­vaş ve mi­li­ta­rizm gi­bi has­ta­lık­lar­dan kur­tul­ma, in­san­la­rın bir ara­da ya­şa­ya­bi­le­ce­ği bir köy in­şa et­me im­kâ­nı doğ­muş­tur. Bu ta­rih­ten iti­ba­ren McLu­han’ın tek­no­lo­ji­nin ta­ri­hin mo­to­ru ol­du­ğu­na iliş­kin gö­rüş­le­rin­de bir de­ği­şik­lik ol­ma­sa da tek­no­lo­ji­ye ve özel­lik­le de elek­tro­nik ile­ti­şim tek­no­lo­ji­le­ri­ne iliş­kin bes­le­di­ği ümit git­tik­çe mer­ke­zi bir hal al­mış­tır. Kü­re­sel köy kav­ra­mı­nın mu­ci­di ola­rak bi­li­nen McLu­han, te­le­viz­yo­nu, hiç­bir şe­yin sır ola­rak kal­ma­dı­ğı, giz­li­li­ğin or­ta­dan kalk­ma­sı­nı sağ­la­yan bü­yük bir bu­luş ola­rak gö­rür. Zi­ra in­sa­nın bü­tün du­yu or­gan­la­rı­na hi­tap eden ve bun­lar ara­sın­da eş­gü­düm oluş­tu­ran bir ci­haz­dır.McLu­han’a yö­nel­ti­len eleş­ti­ri­le­ri de ay­rın­tı­sıy­la ele alan Al­tun, McLu­han’ın Tür­ki­ye’de ek­sik bir bi­çim­de ta­nın­dı­ğı­nı ve onun dü­şün­ce­le­ri­nin Ka­to­lik­lik­ten ay­rış­tı­rı­la­rak an­la­şıl­ma­sı­nın müm­kün ol­ma­dı­ğı­nı be­lir­te­rek su­nu­mu­nu ta­mam­la­dı. İki saa­ti aşan top­lan­tı ge­niş bir mü­za­ke­re ile son bul­du.

Daha fazla göster

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir