Forced Migrations of Muslim Communities in South-Eastern Europe: A Case of Thessaly after 1881
Nicole Immig ile gerçekleştirdiğimiz TAM Sohbet programımızda 1881 sonrası Teselya örneği üzerinden Güney Doğu Avrupa’daki Müslüman toplulukların zorunlu göçlerini tartıştık. Haziran ayında konuğumuz olan İmmig, Free Ü. Berlin, Viyana Ü. ve Atina Üniversitesinde doktora çalışmalarını yürütmektedir. Konusu itibariyle özellikle Avrupa’da kimsenin dokunmak istemediği bir alanda araştırma yapan Immig’i, aynı zamanda klasik bir Alman doktora sistemini bizlere gösterdiği için de dinlemeye değer bulduk. Bu sistem çokça hareketlilik, bilinen yabancı dillerin bolluğu ve farklı lisans alt yapılarından gelmeyi içeriyor. Immig de aslen bir Bizans tarihçisi ama aynı zamanda Güney-Doğu Avrupa tarihinden de diploması var; Yunancayı bilmeden tezini yazması da mümkün değil. Osmanlıca bilmeden ve Osmanlı kaynaklarıyla beslenmeden tezinin tez olmayacağını da Türkiye ziyaretinde öğrenmiş oldu! 1881 sonrası Yunanistan’ın Teselya şehrindeki Müslümanların zorunlu göçlerini anlatan Immig kendisinden önce bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamasından kaynaklanan zorlukları da yüklenmiş durumda. Konuşmayı özetleyecek olursak, Berlin Antlaşması sonucu gerçekleşen Müslümanların göçünün, Bulgaristan ve Sırbistan’daki örneklerinin aksine ‘saygılı’ bir atmosferde gerçekleştiğini savunan Immig, bunu yeni kurulan devletin nüfus; Avrupa nezdinde ise nüfuz gereksinimine bağlıyor. İmmig’e göre, hem yüzyıllardır Teselya’nın büyük çoğunluğunu Müslüman ahalinin oluşturmasına bağlı olarak zirai faaliyetlerde meydana gelebilecek sıkıntı, hem de seçimler esnasındaki oy potansiyelleri Yunan hükümetini muhacirler konusunda antlaşmalara bağlı kalmaya itiyor. Topraklarında kalanlar tamamen çekilmeden önce okul dahil çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar; en önemli sorunların başındaysa vakıf malları geliyor. Burada zikredilmesi gereken bir husus da Yunan hükümetinin Teselya örneğinde Müslüman ahaliye bakışıyla Osmanlı’ya bakışı arasındaki fark. İlkine devlet içerisinde farklı din mensubu ‘vatandaş’ gözüyle bakılırken kendi toprakları dışındakiler ‘kötü Türk’e dönüşüveriyor. Bu yüzden de Yunan resmî belgelerinde ve gazetelerde geçen Müslüman sözcüğü ayrıntı içermiyor; sadece bir gazetede Yunanca harfli Türkçe yayın yapacak başka bir gazeteden bahsedilmesi ‘Müslümanlar’ın kökeni hakkında ipucu veriyor.Son olarak şunu ifade edebiliriz ki Selanik ile Atina arasında kalan unutulmuş Teselya Müslümanlarının tarihine ışık tutabilecek bir teze imza atmaya hazırlanan Nicole Immig’in, çalışmasına Osmanlı kaynaklarını da dahil ettiğinde büyük bir boşluğu dolduracağına şüphe yok…