Çin gibi bir ülkede sadece beş altı aylık bir tecrübenin ışığında hem mevcudu hem mümkünü hem muhayyeli anlamak çok kolay olmasa da böyle bir değerlendirme yazısını …
Seyrüsefer
Uzun bir yolculuğun ardından Cuma günü öğleye doğru Toronto Havaalanı’na iniyorum. Daha önce Chicago Havaalanı’nda çok çeşitli insan topluluğunu bir arada görmesem Toronto Havaalanı beni oldukça …
Danimarka, malum karikatür ile ünlenmiş minnacık bir İskandinav ülkesi. Beş milyon kadar nüfusu var; bir de bana en az onlar kadar varmış gibi gözüken göçmenleri. Sokaklarda pek sık …
Peşte hayatın hareketli aktığı cıvıl cıvıl bir şehir Peşte tarafına Moszkva Meydanı’ndan 4 veya 6 no’lu tramvaya binerek Margit Köprüsü’nden geçerek sekizgen anlamına gelen Oktogon durağından …
Tuna’nın incisi, nam-ı diğer “Nazlı Budin” Budapeşte, Avrupa’nın tam ortasında Batı ve Doğu Avrupa’nın birleştiği/ayrıldığı yerde kurulmuş bir şehir. Ahmet Haşim, Frankfurt Seyahatnamesi’nde seyahat etmeyi “harikulâdelikler avı” olarak tasvir …
İstanbul’dakinin tersine, Kuveyt’te havaalanına indiğimiz andan itibaren hareketsiz, sakin, koşuşturmanın olmadığı bir ortamla karşılaşıyoruz. Klimaların soğuttuğu havaalanından çıkar çıkmaz, saat gecenin üçü olmasına rağmen yüzümüze kavurucu …
Selanik’e ilk adım attığımızda Pazarı Pazartesiye bağlayan gece sabaha karşı saat dörttü. Gözümü açtığımda ilk gördüğüm bir Beyaz Kule bir de salına salına yürüyen genç kızlardı. …
Çoğu zaman A Beautiful Mind’daki John Nash’i, onun odasını, penceresinin önündeki masasını ve dışarıya bakışını hatırlıyorum, odamın bir köşesini neredeyse kaplayan penceremin önüne kurulmuş masamdan, beyazlara bürünmüş …
Eğer Avrupa’yı tercih etseydim insanlar farklı düşüneceklerdi ve eminim ailem benim için kaygılanmayacaktı. Eğer Amerika’ya gitseydim insanlar adıma sevineceklerdi… Gözümüzde karanlığın hakim olduğu bu toprak parçasına …